Zarflar ve Edatlar
Zarflar, cümlede belirli ögelerden önce gelerek onların anlamını pekiştiren, yönlendiren veya değiştiren sözcüklerdir. Bu sözcükler; zaman, yer, yön, nitelik, durum, miktar gibi çeşitli açılardan fiilleri, sıfatları ve diğer zarfları etkileyerek anlamlarını daha belirgin bir hale getirir. Türkiye Türkçesinde zarflar genellikle isim ve sıfatlarla iç içedir. Yani bir kelimenin hem zarf hem isim ya da sıfat olarak kullanılabildiği durumlar oldukça yaygındır. Bu, Türkçede kelimelerin türünün kullanım yerine göre şekillendiğinin bir göstergesidir. Şimdi zarfları görev ve anlam açısından daha detaylı bir şekilde inceleyelim.
Görev ve Anlam Bakımından Zarflar
Zaman Zarfları: Zaman zarfları, fiillerin hangi zaman diliminde gerçekleştiğini belirtir. Bu zarflar sayesinde fiilin ne zaman yapıldığını öğreniriz. Türkçede birçok zaman zarfı vardır ve her biri farklı bir zaman dilimini işaret eder. Örneğin:
- Eskiden, insanlar mektupla iletişim kurarlardı. (Geçmiş bir zamanı ifade eder.)
- Dün, sinemaya gittim. (Geçmişte bir gün önce yapılan bir olayı ifade eder.)
- Şimdi, hemen gitmeliyim. (Olayın anında gerçekleşmesi gerektiğini gösterir.)
- Sonra, tekrar konuşuruz. (Gelecekte bir zamanı işaret eder.)
- Birdenbire, kapı açıldı. (Aniden gerçekleşen bir olayı anlatır.)
Bu örneklerdeki zarflar, fiillerin gerçekleşme zamanını net bir şekilde belirtir ve cümlenin anlamını güçlendirir.
Yer ve Yön Zarfları: Bu zarflar, fiillerin yerini veya yönünü belirtir. Bir olayın nerede gerçekleştiğini veya hangi yöne doğru yapıldığını açıklar. Yer ve yön zarfları, isimlerden türeyen sözcükler olabilir veya bazı çekim ekleri alarak zarf görevine geçerler. Örneğin:
- İçeri girdi. (Yer zarfı)
- Dışarıya çıktı. (Yön zarfı)
- Buraya, aceleyle geldim. (Yer ve yön gösteren bir zarf)
- Oraya bakmadan geçti. (Yön zarfı)
Bu cümlelerde içeri, dışarıya, buraya ve oraya kelimeleri, yer veya yön bildiren zarflardır.
Ölçü Zarfları: Bu zarflar, bir fiilin, sıfatın veya başka bir zarfın miktarını veya derecesini belirtir. Ölçü zarfları genellikle bir şeyin azlığı veya çokluğu ile ilgilidir. Bazı kaynaklarda bu zarflar azlık ve çokluk zarfları olarak da geçer. Örnekler:
- Bu kitap çok ilginç. (Bir sıfatın derecesini belirtir.)
- Bugün fazla çalıştım. (Bir fiilin miktarını belirtir.)
- O, en başarılı öğrenciydi. (Bir sıfatın derecesini gösterir.)
Bu zarflar, bir olayın veya durumun ne kadar olduğunu netleştiren önemli sözcüklerdir.
Niteleme ve Durum Zarfları: Fiilleri niteleyip onların durumunu ve nasıl yapıldığını belirten zarflardır. Niteleme zarfları fiile nitelik ekler ve nasıl sorusuna cevap verirler. Örnekler:
- İyi söyledi. (İyi kelimesi fiili niteleyerek söyleme eyleminin nasıl yapıldığını belirtir.)
- Doğru yaptı. (Doğru kelimesi yine fiilin nitelik kazanmasına yardımcı olur.)
- Güzel konuştu. (Güzel zarfı, konuşma eyleminin niteliğini açıklar.)
Bu tür zarflar, cümlenin anlamını güçlendirir ve fiilin nasıl yapıldığını detaylandırır.
Gösterme Zarfı: Fiil ve fiilimsileri gösterme yoluyla belirten zarflardır. Gösterme zarfı olan “işte” kelimesi, cümlede tanıtma işlevi görür. Örneğin:
- İşte geldik! (Burada işte kelimesi, fiili kesinleştirir ve dikkati çeker.)
Bu tür zarflar, cümlede dikkat çekici bir vurgu yaparak anlamın netleşmesine yardımcı olur.
Soru Zarfları: Soru zarfları, fiillerin ne zaman, nasıl, niçin yapıldığını soran kelimelerdir. Örnekler:
- Ne zaman geleceksin? (Zamanı sorar.)
- Nasıl gidiyorsun? (Fiilin nasıl yapıldığını sorar.)
- Niçin burada bekliyorsun? (Sebep sorar.)
Bu zarflar, fiilleri ve fiilimsileri soru yoluyla belirler ve anlamın netleşmesini sağlar.
Yapısı Bakımından Zarflar
Yalın Zarflar: Herhangi bir yapım eki almamış olan zarflardır. Örnekler:
- En, pek, çok, dün gibi zarflar yalın halde bulunur ve bir yapım eki almadan fiilleri nitelerler.
Türemiş Zarflar: Bir yapım eki almış zarflardır. Bu zarflar, kelimelere ekler getirilerek oluşturulur. Örnekler:
- Akşamleyin sinemaya gittim. (Akşam kelimesine -leyin eki getirilmiştir.)
- Saatlerce bekledik. (Saat kelimesine -lerce eki eklenmiştir.)
Birleşik Zarflar: İki kelimenin birleşmesiyle oluşan zarflardır. Örnekler:
- Bugün, biraz, birçok gibi zarflar birleşik yapıdadır ve zarf görevi görürler.
Öbekleşmiş Zarflar: Bazı kelimeler kalıplaşarak öbekleşmiş zarflar oluştururlar. Örnekler:
- Pek çok, hemen hemen, şöyle böyle gibi kalıplar, zamanla bir araya gelerek zarf haline gelmişlerdir.
Edatlar
Edatlar, tek başlarına anlamı olmayan, başka kelimelerle birlikte kullanıldığında cümleye anlam ve görev kazandıran sözcüklerdir. Edatlar, isimler ve fiiller arasında çeşitli anlam ilgileri kurarak cümledeki anlamı pekiştirir.
Edatların Özellikleri:
- Edatlar, tek başlarına anlam ifade etmezler.
- Cümlede diğer kelimeler arasında anlam ilgisi kurarlar.
- Cümleden çıkarıldıklarında cümlenin anlamında eksiklik meydana gelir.
Başlıca edatlar şunlardır:
- gibi, kadar, sanki, için, ile, -den dolayı, -mek üzere, bile gibi edatlar cümle içerisinde anlam ilgisi kurar ve diğer kelimeleri birbirine bağlar.
Örnek cümleler:
- Bu elbise gibi başka elbise yoktur. (Benzetme anlamı verir.)
- Biz seninle geldik. (Beraberlik anlamı katar.)
- Yağmur yağdığı için pikniğe gidemedik. (Sebep-sonuç ilişkisi kurar.)
Bu edatlar, cümlelerde farklı anlam ilişkileri kurarak anlamın zenginleşmesine yardımcı olur.