Tuğla Tuğla Yıktığımız Bir Şiir Türü: Tuyuğ
Divan edebiyatının gizemli köşelerinden birine doğru yolculuğa çıkıyoruz bugün. Söz konusu olan, Türklerin şiire kazandırdığı özel bir tür: Tuyuğ.
Ne Anlama Gelir? Tuyuğ, kelimenin tam anlamıyla bir bulmaca. Cinaslarla örülü, kapalı kapılar ardına gizlenmiş ince düşüncelerin yattığı bir şiir türü. Adeta bir hazine sandığı gibi, içindeki değerli taşları bulmak için biraz çaba sarf etmek gerekiyor.
Nereden Çıktı? Kökleri eski Türk şiirinin dörtlüklerine uzanan tuyuğ, halk edebiyatındaki mani ve İran edebiyatındaki rubai gibi türlerden de etkilenerek şekillendi. Divan edebiyatında maninin karşılığı olarak görülebilir.
Konusu Ne? Aşkın tutkulu ateşi ve güzelliğin sonsuzluğu, tuyuğun en sık işlenen temaları. Şairler, bu iki kavramı ustalıkla harmanlayarak, okuyucuda derin duygular uyandırmayı amaçlarlar.
Nasıl Bir Yapısı Var?
- Kısa ve Öz: Sadece dört dizeden oluşur.
- Uyak Düzeni: Genellikle “aaxa” şeklindedir. Yani ilk ve ikinci dizeler uyaklı, üçüncü ve dördüncü dizeler uyaklıdır. Bazen de tüm dizeler birbirine uyaklıdır (“aaaa”).
- Cinas: Kelimelerin anlamlarını oynayarak ortaya çıkan cinaslar, tuyuğun en belirgin özelliklerinden biridir.
- Aruz Vzni: “Fâilâtün / fâilâtün / fâilün” kalıbı kullanılır.
- Mahlas Yok: Şairin adı belirtilmez.
- Musarra Tuyuğ: Tüm dizelerin uyaklı olduğu, daha çok lirik özellikteki tuyuğlara verilen isimdir.
Neden Önemli?
- Felsefi Derinlik: Soyut kavramları, ince bir dille ifade etmeye olanak tanır.
- Tasavvufi Boyut: İlahi aşk ve birlik temalarını işler.
- Dil Oyunları: Cinaslar sayesinde dilin zenginliği ve yaratıcılığı ortaya çıkar.
Kimler Yazmış?
- Kadı Burhaneddin: 169 adet tuyuğuyla türün en önemli temsilcilerinden biridir.
- Nesimi, Atayi, Babür Şah: Bu şairler de tuyuğ türünde önemli eserler vermişlerdir.
- Ali Şir Nevai: Özellikle Azeri ve Çağatay edebiyatında tuyuğ türüne önemli katkılarda bulunmuştur.
Tuyuğ, Türk edebiyatının en özgün ve zorlu türlerinden biridir. Hem derin düşünceleri ifade etmek hem de dilin inceliklerini kullanmak isteyen şairler için cezbedici bir alandır. Bu nedenle, tuyuğları okumak ve anlamak, Türk şiirinin zenginliğini daha iyi kavramamızı sağlar.
Anahtar Kelimeler: tuyuğ, divan edebiyatı, nazım türü, cinas, rubai, mani, felsefe, tasavvuf, Kadı Burhaneddin, Ali Şir Nevai, Türk edebiyatı
Tuyuğ Nedir?
Türkçe kökenli olan tuyuğ kelimesi, “cinaslı, kapalı, gizli ve imalı söz” anlamına gelmektedir. Türk şairlerinin Divan Edebiyatı‘na kazandırdığı özgün bir nazım biçimidir. Felsefi düşünceler, tasavvufi konular ve ince düşünceleri ele almak için son derece uygun bir türdür.
Tuyuğun Özellikleri
- Kökeni ve Gelişimi: Tuyuğ, eski Türk şiirinin dörtlüklerinden türemiştir. Halk Edebiyatı’ndaki mani ile İran edebiyatındaki rubainin etkisiyle oluşan bu nazım türü, maninin Divan Edebiyatı’ndaki karşılığı olarak kabul edilir.
- Ana Temalar: Tuyuğlarda genellikle “aşk” ve “güzellik” temaları işlenmektedir.
- Yapı ve Uyak Düzeni: Tuyuğ, sadece bir dörtlükten oluşur. Uyak düzeni genellikle “aaxa” biçimindedir. Bazen dörtlüğün tamamı da birbirine uyaklı olabilir ve bu durumda uyak düzeni “aaaa” olarak belirlenir.
- Cinas Kullanımı: Tuyuğlarda cinaslı kafiye kullanımı yaygındır.
- Aruz Vezni: Bu nazım biçimi yalnızca “fâilâtün / fâilâtün / fâilün” kalıbıyla yazılır.
- Mahlas: Tuyuğlarda genellikle mahlas yer almaz.
- Musarra Tuyuğ: Lirik bir tarzda yazılan ve “aaaa” şeklinde kafiyelenen tuyuğlara “musarra tuyuğ” denir.
- İçerik ve Zorluk: Rubai türünde işlenen konular, tuyuğlarda da ele alınır. Dolayısıyla, bu şiirlerin ifade edilmesi oldukça zor kabul edilir.
- Edebiyatımızdaki Yeri: Türk, Azeri ve Çağatay edebiyatlarında tuyuğ örneklerine rastlanmaktadır. Özellikle Ali Şir Nevai‘nin tuyuğları büyük bir öneme sahiptir.
- Öne Çıkan Şairler: Edebiyatımızda tuyuğ denildiğinde akla gelen ilk isimlerden biri Kadı Burhaneddin’dir; 169 adet tuyuğ kaleme almıştır. Ayrıca Nesimi, Atayi ve Babür Şah gibi önemli tuyuğ şairleri de bulunmaktadır.
Tuyuğ ile İlgili Örnekler
Örnek 1
Âlemi yüzün gülistan eylemiş
Bülbülü sermest ü hayran eylemiş
Amberin zülfün perişan eylemiş
Mahını ebrinde pinhan eylemiş
Günümüz Türkçesiyle:
Senin yüzün âlemi gül bahçesi eylemiş
Bülbülü kendinden geçirip hayran eylemiş
Saçlarının kokusu perişan etmiş
Bulut ayı kapatıp gizlemiş
Örnek 2
Gözü can esrütmeğe hammâr imiş
Kaşı gönlü yıkmağa mi’mâr imiş
Diledim hâlim ki gözüne diyem
Turfa budur gözleri bîmâr imiş
Nesimi
Günümüz Türkçesiyle:
Gözü canı esir etmeğe kılavuz imiş
Kaşı gönlü yıkmaya mimar imiş
Halimi gözüne söylemek istedim
Şaşılacak olan da onun gözleri hasta imiş
Örnek 3
Dilberün işi itâb u nâz olur
Çeşmi câdû gamzesi gammâz olur
Ey gönül sabr it tahammül kıl ona
Yâra irişmek işi az az olur
Kadı Burhaneddin
Günümüz Türkçesiyle:
Güzelin işi azarlama vee nazdır
Gözü cadı gibi, gamzesi bakışı fitneye sebeptir
Ey gönül, onun yaptıklarına sabret, tahammül kıl
Sevgiliye kavuşma sabır gerektirir, yavaş yavaş olur
Örnek 4
Bîvefâ dünyâdan usandı gönül
Yoh dedi dünyayı yoh sandı gönül
Düştü aşkın oduna yandı gönül
Vahdetin kand âbına bandı gönül
Nesimî
Günümüz Türkçesiyle
Vefasız dünyadan usandı gönül
Yok dedi dünyayı yok saydı gönül
Düştü aşkın ateşine yandı gönül
Birliğin şeker suyuna gönül batıp çıktı.
Örnek 5
Dalmışam şol bahre kim pâyânı yok
Batmışam şol gence kim hüsrânı yok
Bulmuşam şol bedri kim noksânı yok
Girmişem ol şehre kim vîrânı yok
Nesimi
Günümüz Türkçesiyle:
Uçsuz bucaksız birr denize dalmışım
Tükenmeyecek birr hazineye gömülmüşüm
Hiçbir zaman eksilmeyecek birr dolunay bulmuşum
Asla viran olmayacak birr şehre girmişim