Sagu Nedir?
Kişilerin vefatından doğan üzüntüyü dile getiren şiirler sagu olarak adlandırılır. Bu şiirlerde vefat edenin dürüstlüğü, erdemi, iyilikleri, yaptığı önemli işler ve ölümün getirdiği acılar işlenir. Halk Edebiyatı’nda bu tür şiirler “ağıt”, Divan Edebiyatı’nda ise mersiye olarak adlandırılır.
Sagu, “yuğ” adı verilen cenaze törenlerinde söylenirdi ve geniş doğa betimlemeleri içerirdi. Ayrıca, destansı unsurlar barındırdıkları için kahramanlık anlatılarına da yer verilirdi. Günümüze kadar ulaşan ve sagu niteliği taşıyan iki önemli eser bulunmaktadır. Bunlardan biri, bilinen en eski sagu örneği olan Alp Er Tunga Sagusu‘dur. Bu eser, Kaşgarlı Mahmut tarafından halk arasından derlenmiştir. İkinci örnek ise, Hun Devleti hükümdarı Atilla’nın ölümü üzerine söylenmiştir.
Saguların Genel Özellikleri
- Nazım birimi dörtlüktür, biçim bakımından koşuk ile benzerlik gösterir.
- Kopuz eşliğinde icra edilirdi.
- Hece ölçüsü olarak genellikle 7’li ölçü kullanılır ve duraklar genellikle 4+3 şeklinde düzenlenirdi.
- Kafiye düzeni ise “aaab” şeklindedir; ilk üç mısra birbirleriyle kafiyelenir.
- Saguların halk şiirindeki karşılığı ağıt, divan şiirindeki karşılığı ise mersiyedir.
Alp Er Tunga Sagusu
Alp Er Tunga Sagusu, bilinen en eski sagu örneği olup, Kaşgarlı Mahmut tarafından derlenmiştir. Alp Er Tunga’nın ölümü üzerine söylenen bu sagu, derin bir acıyı ve dönemin savaşçı kültürünün yas tutma geleneğini gözler önüne serer.
Orijinal Metin
Alp Er Tonga öldi mü
İsiz ajun kaldı mu
Ödlek öçin aldı mu
Emdi yürek yırtılur
Ödlek yarag közetti
Ogrı tuzak uzattı
Begler begin azıttı
Kaçsa kah kurtulur
Ulşıp eren börleyü
Yırtıp yaka urlayu
Sıkrıp üni yurlayu
Sıgtap közi örtülür
Ödlek arıg kevredi
Yunçıg yavuz tavradı
Erdem yeme savradı
Ajun begi çertilür
Bilge bögü yunçıdı
Ajun atı yençidi
Erdem eti tmçıdı
Yerge tegip sürtülür
Günümüz Türkçesiyle Alp Er Tunga Sagusu
Alp Er Tunga öldü mü?
Kötü dünya hala var mı?
Felek öcünü aldı mı?
Şimdi yürek parçalanıyor.
Beyler atlarını yoruyor,
Üzüntü beyleri durduruyor,
Yüzleri sararıyor,
Safran rengine bürünüyor.
Erler kurt gibi ağlıyor,
Yakalarını yırtıp bağırıyorlar,
Hüzün dolu şarkılar söylüyor,
Gözleri yaşla doluyor.
Felek içimi yaktı,
Yaş yetmişe vardı,
Geçmiş günler özleniyor,
Geçmiş günler geri aranıyor.
Saguların Önemi
Sagu, yalnızca bir yas şiiri değil, aynı zamanda ölen kişinin ardından duyulan derin saygıyı ve hayranlığı dile getiren bir sanat formudur. Kişinin hayattaki başarıları, mertliği ve erdemleri, bu tür eserlerde öne çıkar. Sagular, hem bireyin toplum üzerindeki etkisini hem de ölümün kaçınılmazlığını işler. Bu nedenle, tarihsel ve kültürel öneme sahip belgelerdir.