Realizm (Gerçekçilik) Nedir Temsilcileri ve Özellikleri

Gerçekçilik (Realizm) Nedir? Temsilcileri ve Özellikleri

Gerçekçilik akımı, 19. yüzyılın ortalarında Fransa’da doğmuş bir edebiyat akımıdır ve romantizme tepki olarak gelişmiştir. Romantik edebiyatın duygusal ve idealize edilmiş dünyasına karşı çıkarak, hayatın somut ve objektif yönlerini ele almayı hedeflemiştir. Realizm, gerçeği süslemeden ve olduğundan farklı göstermeden yansıtmayı amaçlar.

  1. yüzyılın bilimsel gelişmeleri de bu akımın ortaya çıkmasında büyük bir rol oynamıştır. Auguste Comte’un geliştirdiği pozitivizm (olguculuk) felsefesi, realist edebiyatçılar için önemli bir dayanak noktası olmuştur. Bu bilimsel yaklaşım, deney ve gözlemlere dayalı bilgiye ulaşmayı hedefleyen bir yöntem sunmuştur. Böylece realizm, 1880’li yıllarda yerini natüralizme bırakana kadar etkisini geniş bir yelpazede sürdürmüştür.

Realizmin Özellikleri

Realizm akımında en önemli unsurlardan biri gerçekliktir. Hayal ürünü olaylar, tesadüfler, mucizeler ya da olağanüstü durumlar bu akımın sınırları içinde yer almaz. Yazarlar, iç dünyayı ve dış gerçekliği dengeli bir biçimde ele alır, olayları gözlem ve belgelere dayalı olarak işlerler.

Gözlem realizmin temel taşlarından biridir. Realist yazarlar, gerçeği en ince ayrıntısına kadar doğru bir şekilde aktarmak için büyük bir titizlikle gözlem yaparlar. Örneğin, Tolstoy, Harp ve Sulh romanını yazmadan önce savaş alanını haritalarla iki gün boyunca at sırtında dolaşmış ve detaylı gözlemler yapmıştır.

Toplumun her kesiminden karakterler ve olaylar realist eserlerde yer bulur. Sıradan köylüler, burjuvazi ya da aristokrasiye ait kişiler, bu eserlerde ön yargısız bir şekilde resmedilir. Roman türü, realizm sayesinde büyük bir gelişim göstermiştir. Ünlü yazar Stendhal, “Roman uzun bir yol üzerinde gezdirilen bir aynadır,” diyerek realist romanın amacını ortaya koymuştur. Roman, sadece güzellikleri değil, yolun çamurlarını da olduğu gibi yansıtır.

Realizmde neden-sonuç ilişkisi, bilimsel bir mantıkla ele alınır. Beklenmedik sürprizlere ya da tesadüflere yer verilmez. Kahramanlar, günlük yaşamın içinden sıradan kişilerdir; olağanüstü olaylara yer yoktur. Bu akımda bireysel duygulardan ziyade toplumsal olaylara ve insan ilişkilerine odaklanılır. Eğitici bir amaç güdülmeden olaylar nesnel bir şekilde aktarılır.

Realist sanatçılar, gözlem ve betimlemeleriyle öne çıkar. Çevre tasvirleri de büyük önem taşır çünkü realistlere göre insanın kişiliği, içinde bulunduğu çevre tarafından şekillendirilir. Bu nedenle çevrenin insan üzerindeki etkileri güçlü bir şekilde vurgulanır. Tasvirler olabildiğince objektif yapılır.

Realist yazarlar, tıpkı bilim insanları gibi tarafsız olmayı önemserler. Olaylara duygusal yaklaşımlar sergilemez, karakterleri iyi ya da kötü olarak etiketlemezler. Yazar, kişisel görüşlerini eserin akışına katmaz, tarafsız bir gözlemci rolünde kalır. Realizmde, “Sanat sanat içindir” anlayışı benimsenir ve biçim kusursuzluğu ön plandadır. Yazarlar, açık, yalın ve abartısız bir dil kullanmayı tercih eder. Flaubert, bu üslubu şu şekilde tanımlar: “Her kelimenin bir yeri vardır, o doğru kelimeyi bulana kadar aramalıyız.”

Dünya Edebiyatında Realizm ve Temsilcileri

  • Gustave Flaubert (1821-1880): Fransız edebiyatının ünlü yazarlarından biri olan Flaubert, realizmin kurucusu olarak kabul edilir. Madam Bovary, Duygusal Eğitim gibi eserleri, kusursuz üslubuyla dikkat çeker.
  • Stendhal (1783-1842): Realizmin öncülerinden Stendhal, özellikle Kırmızı ve Siyah ve Parma Manastırı eserleriyle tanınır.
  • Honore de Balzac (1799-1850): İnsanlık Komedyası adlı eser serisiyle toplumun çeşitli kesimlerini derinlemesine incelemiştir. Goriot Baba, Vadideki Zambak başlıca eserlerindendir.
  • Nikolay Gogol (1809-1852): Palto, Ölü Canlar gibi eserleriyle Rus toplumunu ve bireylerini gerçekçi bir gözle anlatmıştır.
  • Tolstoy (1828-1910): Rus edebiyatının büyük ismi olan Tolstoy, Savaş ve Barış, Anna Karenina gibi dev eserleriyle realizmi en güçlü şekilde ortaya koymuştur.
  • Dostoyevski (1822-1881): İnsan ruhunun derinliklerine inen eserleriyle ünlü olan Dostoyevski’nin Suç ve Ceza, Karamazov Kardeşler gibi yapıtları dünya edebiyatında önemli bir yer tutar.

Türk Edebiyatında Realizm ve Temsilcileri

Türk edebiyatında realizm, Tanzimat Edebiyatı ile etkisini göstermeye başlamıştır. Recaizade Mahmut Ekrem‘in Araba Sevdası, Türk edebiyatındaki ilk realist roman olarak kabul edilir. Samipaşazade Sezai’nin Sergüzeşt adlı eseri de realist çizgiler taşır.

Servet-i Fünun Dönemi’nde ise Halit Ziya Uşaklıgil, Mai ve Siyah gibi eserlerinde realizmin etkisini göstermiştir. Mehmet Rauf, Hüseyin Rahmi Gürpınar ve Ahmet Rasim gibi yazarlar da bu dönemde realizm akımına katkıda bulunmuşlardır.

Milli Edebiyat ve Cumhuriyet Dönemi’nde ise Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Ömer Seyfettin, Mehmet Akif Ersoy gibi isimler realist çizgide eserler vermiştir. Sait Faik Abasıyanık ve Memduh Şevket Esendal da bu akımın önemli temsilcileri arasında yer alır.

 

Realizm (Gerçekçilik) Nedir?

Realizm ya da Gerçekçilik, 19. yüzyılın ortalarında ortaya çıkan bir sanat ve edebiyat akımıdır. Bu akım, idealize edilmiş, romantik ya da abartılı betimlemelerden ziyade, hayatı olduğu gibi, gerçekçi ve tarafsız bir şekilde yansıtmayı amaçlar. Realizmin temel hedefi, sıradan insanların yaşamlarını, toplumsal olayları ve doğayı objektif bir bakış açısıyla ele almak, idealize etmeden ve güzelleştirmeden betimlemektir.

Realizmin Özellikleri

  1. Gerçekliğe Dayalı Konular: Realist eserler, sıradan insanların gündelik yaşamını ve gerçek olayları konu alır. Sosyal sınıflar, iş hayatı, aile ilişkileri gibi konular işlenir.
  2. Detaylara Önem Verme: Realist yazarlar ve sanatçılar, olayları ve karakterleri tüm detaylarıyla yansıtmayı amaçlarlar. İnsanların yaşam biçimleri, duyguları ve toplumsal koşulları ayrıntılı olarak betimlenir.
  3. Nesnellik: Realistler, olayları ve kişileri tarafsız bir gözle anlatmayı hedefler. Yazarın ya da sanatçının kişisel duyguları ve ideolojileri eserin içinde yer almaz.
  4. İdealizasyonun Reddi: Gerçekçi eserlerde idealize edilmiş kahramanlar, romantik aşklar ya da abartılı olay örgüleri yer almaz. İnsanlar kusurlarıyla birlikte betimlenir.
  5. Toplumsal Eleştiri: Realist eserlerde sıkça toplumsal sorunlara dikkat çekilir. Sanatçılar, toplumsal adaletsizlikleri, sınıf ayrımını, işçi sınıfının zor yaşamını ve diğer sosyal meseleleri ele alırlar.

Realizmin Temsilcileri

1. Gustave Flaubert (1821-1880)
Fransız yazar Flaubert, realizmin en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Eserlerinde bireylerin iç dünyasını detaylı bir şekilde işler. En ünlü eseri “Madame Bovary”, dönemin Fransız toplumuna eleştirel bir bakış sunar ve sıradan insanların trajik yaşamlarını gözler önüne serer.

2. Lev Tolstoy (1828-1910)
Rus edebiyatının büyük ismi Tolstoy, realist edebiyatın zirvesindeki yazarlardan biridir. “Savaş ve Barış” ve “Anna Karenina” gibi eserlerinde Rus toplumunun tüm katmanlarını geniş bir perspektifte ele alır ve toplumsal dinamikleri derinlemesine işler.

3. Fyodor Dostoyevski (1821-1881)
Dostoyevski, insan psikolojisinin derinliklerini keşfeden realist bir yazardır. Eserlerinde suç, ahlak, inanç ve insanın iç çatışmalarını işler. “Suç ve Ceza” ve “Karamazov Kardeşler” en bilinen eserlerindendir.

4. Charles Dickens (1812-1870)
İngiliz yazar Dickens, sanayi devrimi sonrası İngiltere’deki toplumsal sorunları ve sınıf ayrımlarını realist bir bakış açısıyla anlatır. “Oliver Twist” ve “David Copperfield”, dönemin sosyal gerçeklerini yansıtan önemli eserleridir.

5. Honoré de Balzac (1799-1850)
Fransız yazar Balzac, geniş bir eser külliyatına sahiptir ve Fransa’nın toplumsal yapısını ayrıntılı bir şekilde tasvir eder. “İnsanlık Komedyası” adlı eserinde, farklı sosyal sınıfları ve karakterleri objektif bir gözle betimleyerek, Fransa’nın toplumunu panoramik bir şekilde anlatır.

Sanatta Realizm

Realizm sadece edebiyatla sınırlı kalmamış, aynı zamanda sanat alanında da büyük etkiler yaratmıştır. Resimde Gustave Courbet gibi sanatçılar, idealize edilmiş mitolojik ya da dini temalar yerine, sıradan insanların günlük yaşamlarını gerçekçi bir şekilde resmetmişlerdir.

Gustave Courbet (1819-1877), realist sanatın öncülerindendir. Eserlerinde kırsal yaşamı, işçileri ve sıradan halkı sade ve doğrudan bir şekilde betimlemiştir. “Taş Kırıcılar” ve “Ornans’ta Cenaze” en bilinen eserlerinden bazılarıdır.

Yorum yapın