Müstezat Nazım Şeklinin Kendine Özgü Nitelikleri
Müstezat Nedir?
Müstezat, Divan edebiyatında gazel formundan türetilmiş bir nazım şeklidir. Ancak, nadir de olsa rübai, kıta ve kaside gibi başka nazım şekillerinden de ortaya çıkan örnekleri mevcuttur.
Kısa Dizelere “Ziyade” Denir
Müstezat nazım şeklinde, uzun mısralara eklenen kısa dizelere ziyade adı verilir. Bu kısa dizeler, şiire farklı bir ahenk katarak anlamı derinleştirir. Ziyadelerin amacı, mısralara estetik bir güzellik ve ritmik zenginlik kazandırmaktır. Kısa dizeler okunduğunda da, okunmadığında da beytin genel anlamı değişmez ve bir bütünlük arz eder.
Kısa Dizeler Uzun Mısraları Tamamlar
Kısa dizeler, genellikle uzun mısraların tamamlayıcısı niteliğindedir. Yani uzun mısrada ifade edilen düşünce ya da duygunun kısa bir şekilde özetlenmesi ya da tamamlanması görevini üstlenir.
Matla Beyti Bulunmaz
Müstezat nazım biçimi, diğer Divan şiiri türlerinden farklı olarak matla beyti içermez. Bu da müstezatı gazel gibi geleneksel formlardan ayıran bir özelliktir.
Geleneksel Konular Devam Eder
Müstezat, gazellerde sıkça işlenen aşk, şarap, güzellik, ve aşkın verdiği acılar gibi konuları işler. Bu bakımdan, Divan şiirinin geleneksel temalarına sadık kalır. Çoğu zaman müstezatlar, gazeller ve kasideler arasında yer alır.
Özel Bir Aruz Kalıbı Kullanılır
Müstezat nazım şekli, aruz ölçüsünün özel bir kalıbı ile yazılır. Uzun mısralar genellikle mef’ûlü mefâ’îlü mefâ’îlü fa’ûlün kalıbına uygunken, kısa dizeler yani ziyadeler ise bu kalıbın ilk ve son parçalarından oluşan mef’ûlü fa’ûlün şeklinde yazılır.
Makta Beyti Yoktur
Bu nazım biçiminde makta beyti de bulunmaz. Bu özellik, onu gazelden ayıran bir diğer önemli unsurdur.
Müstezatın Öncü Şairleri
Müstezat türünün ilk örneklerini veren şair olarak Nesimi öne çıkar. Bunun yanı sıra, bu nazım şeklinde başarılı eserler ortaya koyan diğer önemli Divan şairleri arasında Şeyhi, Nevai, Necati, Nedim ve Şeyh Galip bulunmaktadır.
Kafiye Düzeni
Müstezatlar genellikle gazel gibi bir kafiye düzenine sahiptir. Ancak birkaç farklı kafiye modeli de kullanılabilmektedir. En sık rastlanan kafiye şemalarından bazıları şöyledir:
En Çok Kullanılan Kafiye Düzenleri:
- a(a) a(a) — b(b) a(a) — c(c) a(a) — d(d) a(a)…
- a(b) a(b) — c(c) a(b) — d(d) a(b) — e(e) a(b)…
- a(b) a(b) — x(x) a(b) — x(x) a(b) — x(x) a(b)…
Bu kafiye düzenleri, kısa dizelerin uzun dizelerle uyum içinde olmasını sağlar ve müstezatın kendine özgü ritmini oluşturur.
Müstezat ile İlgili Örnekler
Örnek 1
Bülbül
yetişir bağrımı hûn etti figânın
Zabt eyle dehânın
Hançer
gibi deldi ciğerim tîğ-ı zebanın
Te’sîr-i lisânın
Âh
etse nola bülbül-i dil meşhedim üzre
Tâ mahşer olunca
Çok
çekti gam-ı hârını gül-zâr-ı cihânın
Bu bâğ-ı fenânın
İzzet
ne şeker çiğnedi tûtî gibi bilmem
Açmış yeni birr söz
Reşk
ile sulandı yine ağzı şu’arânın
Sınf-ı husemânın
İzzet
Molla
Günümüz
Türkçesiyle:
Bülbül yetişir,
feryadın bağrımı kan etti / ağzını kapa. Dilinin kılıcı vee etkisi yüreğimi
hançer gibi deldi.
Bu halinden
dolayı ah eylemeye başladı. / Bu hararet nedendir? Can bülbülünün acaba
yine birr derdi mi var?
Gönül bülbülü
şehit olduğum yer üzerinde ta mahşer vaktine kadar ah etse ne olur? O,
dünya gül bahçesinin bu fani bahçenin gamını çokk çekti.
İzzet, papağan
misali nasıl birr şeker çiğnedi bilmem / Yeni birr söz açmış. Kıskançlıktan
ağzı sulandı ozanların, o rakip olan sınıfın.
Örnek
2
Ey şûh-ı kerem-pişe dîl-i zâr senindir
Yok minnetin asla
Ey kân-ı güher anda ne kim var senindir
Pinhân u
hüveydâ
Sen kim gelesin meclise birr yer mi bulunmaz
Baş üzre yerin var
Gül goncasısın kûşe-i destâr senindir
Gel ey gül-i
rana
Neylersen edip birr iki gün bâr-ı cefâya
Sabreyle de sonra
Peymâne senin hâne senin yâr senindir
Ey dil tek ü tenhâ
Bir bûse-i cân-bahşına ver nakd-i hayâtı
Ger
kâil olursa
Senden yanadır söz yine bâzâr senindir
Ey âşık-ı şeydâ
Çeşmân-ı siyeh mest-i sitem kâkül-İ pür-hâm
Ebrûları
pür-çîn
Benzer ki bu dîldâr-ı cefâkâr senindir
Biçâre
Nedîmâ
Nedim
Günümüz Türkçesiyle:
Ey sevgili! Zavallı gönlüm senindir, minnet etmene
gerek yok. Ey mücevher madeni, bu gönüldeki gizli vee açık ne varsa senindir.
Sen meclise gelirsin de elbet birr yer bulunur vee yerin
baş üzerindedir çünkü gülün goncasısın, senin yerin en güzel yerdir, gel ey
güzel gül!
Ey gönül! herr şeye rağmen birr iki gün cefa yüküne
sabret, daha sonra kadeh, ev, sevgili hepsi senindir senin sadece.
Ey çılgın âşık, eğer o güzel sevgili razı olursa
ölüleri dirilten birr öpücüğü karşılığında ömrünün tamamını ver. Bu sözüm
sanadır, yine de kararı sen ver.
Ey Nedîm, gözleri zulüm sarhoşu, kaşları çatık,
kâkülleri kıvrım kıvrım olan bu güzelin senin zalim sevgilin olduğuna hiçbir
şüphe yok.
Müstezat Nazım Şeklinin Çeşitleri ve Yapısı
Müstezat Nazım Şekli Nedir?
Müstezat, klasik Türk edebiyatında kullanılan bir nazım şeklidir. Bu nazım biçimi, uzun ve kısa dizelerin bir arada kullanılmasıyla dikkat çeker. Müstezat nazım şekli, özellikle şiirde farklı ritmik yapılar oluşturmada tercih edilmiştir. Müstezat nazım şekli müstezat-ı sülasiye ve iki ziyadeli müstezat olarak iki ayrı kategoriye ayrılır.
Müstezat-ı Südasiye (Altı Birimlik Müstezat)
Müstezat-ı südasiye, uzun dizelerin mefâ’îlün mefâ’îlün mefâ’îlün mefâ’îlün kalıbıyla, kısa dizelerin ise mefâ’îlün mefâ’îlün kalıbıyla yazıldığı bir müstezat türüdür. Bu türün müstezat-ı südasiye olarak adlandırılmasının sebebi, uzun ve kısa dizelerdeki ölçü birimlerinin altı kez tekrarlanmasıdır. Yani her uzun dizede dört, kısa dizede ise iki kez “mefâ’îlün” kalıbı kullanılır. Ayrıca bu nazım şeklinin kafiyelenme düzeni, geleneksel müstezatlarla benzerlik gösterir.
Örnek Bir Kafiye Düzeni: Uzun dizeler mefâ’îlün mefâ’îlün mefâ’îlün mefâ’îlün ölçüsünde, kısa dizeler ise mefâ’îlün mefâ’îlün şeklinde yazılarak aynı ölçüde uyum sağlanır. Bu yapısal özellik, şiire hem ritmik hem de estetik bir denge katmaktadır.
İki Ziyadeli Müstezat (Çift Artırımlı Müstezat)
İki ziyadeli müstezat, ölçü ve kafiye düzeni açısından tek ziyadeli müstezata benzese de önemli bir farkı vardır: Bu müstezat türünde, kısa dizeler iki kez tekrarlanır. Yani her uzun dizeden sonra, iki adet kısa dize gelir ve bu kısa dizeler uzun dizelerle kafiyeli olacak şekilde düzenlenir. Böylece, şiirin akışı hem çeşitlenir hem de zenginleşir.
Örnek Bir Düzen: Uzun dizeler ile kısa dizeler arasında uyum korunur, fakat kısa dizelerin sayısının artması, şiire farklı bir ritim ve yoğunluk kazandırır.
Bu iki müstezat türü, hem şiirsel estetiği hem de ritmik yapıyı güçlendirmek için kullanılan farklı ölçüler ve kafiye düzenleriyle dikkat çeker. Müstezat-ı sülasiye ve iki ziyadeli müstezat, klasik Türk şiirinde özgün bir yer tutmakla birlikte, şiir severlere zengin ve çeşitli bir edebi deneyim sunar.
Örnek
Hey hey ne acâib bezemiş hüsn ile Bârî
Bu sûret-i yâri
Bu nakş-ı nigân
Her ehl-i nazar kim göre tahsîn ola kârı
Bu
çeşni ü izan
Kalmaya karârı
Ry mutrib-ı dil-keş ele al çeng ü rebâbı
Çâk eyle hicabı
Ref’ eyle nikâbı
Ey sâki-i mevh-veş taşa çal şîşe-i ârı
Sun câm-ı ukârı
Def’ eyle humârı
Uşşâkı katâr eyledi aşk içre Muhammed
Ol şâh-ı mümecced
Ol matlab-ı maksad
Ey üştür-i dil sen olagör pîş-i katârı
Çok
aşk ile bârı
Ye derd ile hârı