Manzume Nedir?

Manzume Nedir?

Manzume, sözlük anlamıyla “düzen, sistem” anlamına gelir. Ölçü ve uyak kullanılan, ancak çağrışım, çok anlamlılık, yoğunluk ve estetik açıdan daha zayıf olan dizelere manzume denir. Genellikle olay, olgu ya da kavramları düzyazı biçiminde ifade edebilecekken, ahenkli bir yapıda dizelerle anlatılan metinlere manzume adı verilir.

Manzumelerde duygusal derinlik ve coşku sınırlıdır. Sanat değeri taşıyan, estetik ve heyecan uyandıran manzumelere şiir denir. Manzumeler genellikle öğretici temalar etrafında şekillenir. Bu eserlerde beyit ya da dörtlük gibi nazım birimleri kullanılır.

Her dizelerle yazılmış metin manzume olabilir, ancak şiir niteliği taşımaz. Kısa anlatımlı manzum eserler manzume, uzun anlatımlı olanlara ise manzum eser denir. Manzume türünü daha iyi anlamak için manzum hikâye türünü incelemek önemlidir.

Manzum Hikâye Nedir?

Manzum hikâye, öğretici ve eğitici yönü ağır basan bir hikâye türüdür. Bu türde genellikle toplumsal konular ve olaylar işlenir. Ölçü ve uyak, bu hikâyelerde önemli bir yere sahiptir. Manzum hikâyeler, bir olay örgüsü (serim, düğüm, çözüm) çevresinde şekillenir.

Uzun anlatılardan oluşan bu eserlerde, düz anlatım ve sade bir dil ön plandadır. Edebi bir metin olarak işlev görmesine rağmen, bu hikâyelerde temel amaç okuyucuya bir ders veya mesaj vermektir.

Manzum hikâyelerde önce çevre, ardından kişiler betimlenir. Kişilerin betimlenmesinin ardından olay anlatımına geçilir. Manzum hikâyelerde konu sınırlaması yoktur; her türden olay ele alınabilir. Öyküye oldukça benzeyen manzum hikâyeler, şiir biçiminde yazılmış hikâye türüdür. Öyküde olduğu gibi bu türde de yer, zaman, kişi ve olay unsurları yer alır. Manzum hikâye, “şiir formatında hikâye yazmak” olarak da tanımlanabilir.

Manzum hikâye türü Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi ile girmiştir ve ilk adımlarını Recaizade Mahmut Ekrem atmıştır. Servet-i Fünun dönemi ile bu tür önem kazanmış ve yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Türk edebiyatında manzum hikâyenin en önemli temsilcileri Tevfik Fikret ve Mehmet Akif Ersoy‘dur.

Manzum Hikâyelerin Özellikleri

  1. Manzum hikâyeler öğretici ve eğitici niteliklere sahiptir.
  2. Toplumun gündemindeki olaylar ve meseleler işlenir.
  3. Ölçü ve uyak bu eserlerde büyük önem taşır.
  4. Olay örgüsü (giriş, gelişme, sonuç) üzerine kuruludur.
  5. Uzun metinler olup, sade ve anlaşılır bir dil kullanılır.
  6. Edebi bir tür olarak öğretici amaç güder.
  7. Öncelikle çevre tasviri yapılır, ardından kişilere geçilir.
  8. Manzum hikâyelerde konu sınırlaması yoktur.
  9. Öyküye benzer, ancak şiir biçiminde yazılır. Olay, zaman, yer, kişi gibi unsurlar manzum hikâyelerde de bulunur.
  10. Tanzimat Dönemi’nden itibaren edebiyatımıza girmiştir.

Manzum hikâyeler arasında Tevfik Fikret’in Hasta Çocuk ve Mehmet Akif Ersoy’un Seyfi Baba, Küfe gibi eserleri bu türün en bilinen örneklerindendir.

Manzume Örnekleri

Hasta Çocuk (Tevfik Fikret)

Bugün biraz daha rahattı, çok şükür,
Geçer bu korkulacak bir şey değil.
Fakat nöbet, zavallı yavrucuğun,
Halini harap ediyor, ateş içinde, dalıp gidiyor.
İlaçların da mı etkisi kalmadı acaba?
Sekiz gün oldu… Merak etmeyin hanım, sıtma…
Hayır, Allah’a emanet, neden korkayım?
Ama ne olursa olsun, sonuçta anneyim.
Çocuk açılmayacak belki uykusundan hiç.
Sakın hanım, bu fenalığa kapılmayın,
Çocuk şimdi bir delikanlı, ama annesi…
Hâlâ çocuk gibi üzerine titrer…

Açıklama: Bu manzum hikâyede hasta bir çocuğun durumu anlatılmakta ve annenin duyduğu endişe dile getirilmektedir. Manzumenin olay örgüsüne dayalı ve öğretici olması, onu şiirden ayıran en temel özelliklerdendir.

Seyfi Baba (Mehmet Akif Ersoy)

Geçen akşam eve geldim. Dediler: Seyfi Baba
Hastalanmış, yatıyormuş.
Nesi varmış acaba?
Bilmeyiz, oğlu haber verdi geçerken bu sabah.
Keşke evde olaydım… Vah vah!
Bir fener yok mu, verin… Nerde sopam?
Kız, çabuk ol!
Yoksa gecikirim… Yol uzun ve batak…
Boşanan yağmur iliklerime işliyor.
Hani çoktan gömülen kaldırım taşları,
‘Gel!’ diyen taşları olmasa, insan batacak.

Açıklama: Mehmet Akif Ersoy‘un kaleme aldığı bu manzum hikâye, bir hastayı ziyaret eden anlatıcı üzerinden toplumsal bir meseleye parmak basmaktadır. Toplumun alt kesiminden insanların yaşadığı zorluklar gözler önüne serilmektedir. Manzum hikâyenin olay örgüsü ve karakter betimlemeleriyle şiirden farkı belirgin hale gelmektedir.

Manzume ve Şiir Arasındaki Farklar

  1. Duygu ve Estetik: Şiirlerde duygular ve estetik imgeler ön planda iken, manzumelerde öğretici içerik ve toplumsal konular ağırlıktadır.
  2. Olay Örgüsü: Şiirlerde olay örgüsü bulunmaz, ancak manzumeler bir olay örgüsü üzerine kuruludur.
  3. Düzyazıya Çevrilebilirlik: Şiirler düzyazıya çevrildiğinde anlam kaybolur; oysa manzumeler, düzyazı biçiminde de ifade edilebilir.
  4. Sözcük Anlamı: Şiirlerde sözcükler genellikle yan ve mecaz anlamlar taşırken, manzumelerde daha çok sözcüklerin gerçek anlamları kullanılır.
  5. Her Manzume Şiir Olmaz: Her şiir bir manzume olarak değerlendirilebilir, ancak her manzume şiir niteliği taşımaz. Şiir olabilmesi için duygusal ve sanatsal bir derinlik taşıması gereklidir.

Manzume, dizeler halinde yazılan ve genellikle öğretici konuları ele alan bir türdür. Şiirden farkı, duygusal yoğunluğunun az olması ve daha çok bir olay ya da kavramı anlatmak üzerine kurulmuş olmasıdır. Mehmet Akif Ersoy ve Tevfik Fikret, bu türde önemli eserler vermiştir ve Türk edebiyatında manzume önemli bir yere sahiptir.

Yorum yapın