Karşılaştırma

En az iki varlık, kavram veya olayın benzer ya da farklı yönlerinin çeşitli açılardan ortaya konulmasına karşılaştırma adı verilir. Bir düşünceyi geliştirme yollarından biri olan karşılaştırma, bir konuyu somutlaştırmak ve daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla yapılır. Karşılaştırma, genellikle karşıtlıklar veya benzerlikler üzerinden yapılır ve okuyucuyu belirli bir sonuca götürmeyi hedefler. Karşılaştırma yapılırken, önemli unsurlardan biri de varlıklar arasında bir yargıya ulaşmaktır.

Karşılaştırmanın başlıca özellikleri şunlardır:

  • Somutlaştırmak için karşılaştırmaya başvurulur, bu yöntemle soyut kavramlar daha anlaşılır hale getirilir.
  • Varlıklar, kavramlar veya olaylar arasındaki karşıtlık ya da benzerlikler temel alınarak karşılaştırma yapılır.
  • Bir yargıya varmak karşılaştırmanın temel amacıdır, bu nedenle karşılaştırmada sonuç cümlesi önemli bir yer tutar.
  • Karşılaştırma yaparken sıralama büyük önem taşır. Örneğin, önce bir varlığın özellikleri sıralanır, ardından karşılaştırılan diğer varlığın özellikleri verilir.
  • Karşılaştırmada genellikle varlıklar veya kişiler söz konusu olur.
  • “Daha”, “en”, “çok” gibi kelimeler karşılaştırmalarda sıkça kullanılır. Ayrıca, “bunun yanında”, “buna karşılık”, “ise”, “oysa”, “bununla birlikte” gibi bağlaçlar karşılaştırma yapılırken önemli ipuçları sunar.
  • Her zaman iki unsur cümlede yer almaz, ancak cümlenin anlamından karşılaştırma yapıldığı sonucuna varılabilir. İki unsur olmadan yapılan karşılaştırmalar da okuyucuya belirli bir yargıya varma imkanı sunabilir.
  • Karşılaştırma paragraflarında ana düşünce genellikle sonuç cümlesinde ifade edilir. Bu nedenle, karşılaştırma yapılan metinlerin son cümleleri genellikle metnin ana fikrini özetler.

Karşılaştırma ile İlgili Örnekler

Örnek 1

Edebiyat dünyasında iki tür şiir bulunur: Sesleriyle ve sese dayalı üsluplarıyla öne çıkan şiirler ve imge dünyalarıyla, betimledikleri dünyalarla belirginleşen şiirler. İlk tür şiir, okuyucuyu sesleriyle etkisi altına alır ve kişiyi adeta kendine esir eder; ikinci tür şiir ise okuyucuyu özgür bırakır ve ona kendi sesini bulmasını sağlar. Birinci tür şiir kolayca taklit edilebilir, ancak ikinci tür şiiri taklit etmek son derece zor bir iştir. (ÖYS)

Açıklama: Bu paragrafta iki tür şiir karşılaştırılmaktadır. İki şiir türü, özellikleriyle somutlaştırılmış ve okuyucuya daha iyi anlaşılması için detaylandırılarak sunulmuştur. Aynı varlıkların farklı yönleri karşılaştırılarak aralarındaki farklar ortaya konulmuştur. Parçada geçen “ise” bağlacı ise karşılaştırmanın yapıldığına dair bir ipucu sunmaktadır.

Örnek 2

Fuzuli, eserlerinde aşkı farklı bir şekilde işler ve onu tüm boyutlarıyla ele alır. Aşkın acısıyla kıvranmasına rağmen, bu acıdan büyük bir haz duyduğunu söyler. Onun işlediği aşk, maddi bir aşk değil, tam anlamıyla ilahi bir aşktır. Aşkın verdiği acıdan şikâyet etmez. Ancak, Divan edebiyatındaki birçok sanatçı aşkı daha tek yönlü işler. Onların işlediği aşk, daha çok maddi bir aşk olup, sevgiliye ulaşamamanın verdiği acıyla şikâyet ederler. Aşk acısı onları adeta mahvetmiştir.

Açıklama: Bu paragrafta, Fuzuli’nin aşk anlayışı ile Divan edebiyatındaki diğer sanatçıların aşk anlayışları karşılaştırılmaktadır. Fuzuli’nin aşkı daha ilahi ve manevi bir boyuta sahipken, diğer sanatçılar maddi ve dünyevi aşkı işler. Aralarındaki bu farklar, karşılaştırmanın temelini oluşturmaktadır. Paragrafta geçen “ise” bağlacı, iki farklı anlayışın karşılaştırıldığını belirtir.

Örnek 3

Divan Edebiyatındaki nesir, Arap ve İran edebiyatının etkisi altında gelişmiş bir nesir türüdür. Bu türde, konu ya da düşünceden çok söyleyiş güzelliği önemsenir. Divan nesrinde cümleler oldukça uzun olup, noktalama işaretleri kullanılmamıştır. Ağır bir dil kullanılarak, Arapça ve Farsça tamlamalar yoğun bir şekilde tercih edilir. Öte yandan, günümüz edebiyatındaki nesir ise Batı edebiyatının etkisi altında gelişmiştir. Günümüz nesrinde, noktalama işaretleri oldukça önemlidir ve paragraf düzeni dikkate alınır. Cümleler, Divan nesrine oranla çok daha kısadır ve dil, herkesin anlayabileceği kadar sade ve akıcı bir yapıdadır.

Açıklama: Bu paragrafta, Divan edebiyatı nesri ile günümüz edebiyatı nesri karşılaştırılmıştır. İki farklı nesir türü üzerinde yürütülen karşılaştırmada, farklılıklar vurgulanarak bu iki türün özellikleri açıklanmıştır. Parçada geçen “ise” bağlacı, karşılaştırmanın ipuçlarından biridir.

Örnek 4

Kış mevsiminden hiç hoşlanmam. Soğuk hava şartları, ulaşım zorlukları, yiyecek ve giyecek eksiklikleri gibi sorunlar kış aylarında insanlara birçok zorluk yaşatır. Ancak, yaz mevsimi böyle midir? Yazın asla üşüme gibi bir sorununuz olmaz, donma korkusu yaşamazsınız. Bu yüzden, kat kat giysi giymenize gerek kalmaz. Ayrıca, yiyeceklerimizin büyük bir kısmı yaz mevsiminin ürünlerinden oluşur. (ÖSS)

Açıklama: Bu paragrafta, kış ve yaz mevsimleri farklı açılardan karşılaştırılmaktadır. Yazar, kışın getirdiği zorlukları vurgulayarak, yaz mevsiminin avantajlarını sıralamaktadır. Parçada geçen “oysa” kelimesi ise, karşılaştırmayı netleştiren bir bağlaç olarak kullanılmıştır. Bu bağlaç, yazarın düşüncesini geliştirirken karşıtlık kurduğunu göstermektedir.

Bu örneklerde görüldüğü gibi, karşılaştırma yöntemi kullanılarak varlıklar, kavramlar veya olaylar arasındaki benzerlikler ve farklılıklar ortaya konularak düşünceler daha somut hale getirilmektedir. Karşılaştırmalar, okuyucuya bir konuda sonuca ulaşma imkanı verirken, aynı zamanda anlatımı geliştirme ve zenginleştirme imkanı sunar.

Yorum yapın