Deyimler

Deyimler

Deyimin Tanımı

Deyim, genellikle mecazi anlam taşıyan ve dilde sabitlenmiş kelime gruplarıdır. Deyimler, kelimelerin tek tek anlamlarından farklı, özel ve kalıplaşmış bir bütün anlam ifade eder. Türkçe’de ve diğer dillerde, konuşma ve yazı dilini zenginleştiren önemli unsurlardandır. Deyimler, dilin kültürel ve tarihsel birikimini yansıtan ögeler olarak dilin renkli yüzünü ortaya koyar.

Deyimlerin Kullanımı

Deyimler, günlük konuşma dilinden edebi metinlere, medyadan akademik yazılara kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir. Herhangi bir deyim genellikle mecazi bir anlam taşıdığı için, o deyimi kullanan kişi dinleyici veya okuyucuya daha zengin bir anlam ve duygusal derinlik sunmayı amaçlar. Deyimler, direkt bir ifade yerine dolaylı ve imgeli bir anlatım sağlar.

Deyim Çeşitleri ve Örnekler

  1. Mecazi Deyimler:
    • Ağzı var dili yok: Konuşması beklenen bir kişinin suskun kalması .
    • Başı dumanlı: Çok üzgün veya dertli olmak.
    • Kulağına kar suyu kaçmak: Birdenbire çok korkmak veya şaşırmak.
  2. Atasözüne Yakın Deyimler:
    • El elden üstündür: Bir işi tek başına yapmaktansa yardım almanın daha iyi olduğunu ifade eder.
    • Sütten ağzı yanmış yoğurdu üfleyerek yer: Bir kere zarar gören kişinin bir daha benzer durumlarda çok dikkatli olması.
  3. Argo Deyimler:
    • Kafayı üşütmek: Delirmek, çılgınca davranmak.
    • Takke düşmek, kel görünmek: Gizli olan bir durumun ortaya çıkması.

Deyimlerle İlgili Test Soruları

  1. Soru: Aşağıdakilerden hangisi “kafasını kullanmak” deyiminin anlamı ile doğru eşleştirilmiştir?
    • A) Başını her işe sokmak.
    • B) Problemleri çözmek için zekasını kullanmak.
    • C) İşlerden kaçınmak.
    • D) Kafasını fiziksel olarak bir yere çarpmak.
    • Doğru Cevap: B) Problemleri çözmek için zekasını kullanmak.
  2. Soru: “Ayağına dolanmak” deyimi aşağıdaki cümlelerden hangisinde doğru kullanılmıştır?
    • A) Kardeşim odaya girdiğinde ayağına dolanan kablo yüzünden düştü.
    • B) Projedeki sürekli değişiklikler planlarımıza ayağına dolanıyordu.
    • C) Dışarı çıkmak için hızlıca ayakkabılarını ayağına doladı.
    • D) Çocuk parkta koşarken ayağına dolanan ip yüzünden yere kapandı.
    • Doğru Cevap: B) Projedeki sürekli değişiklikler planlarımıza ayağına dolanıyordu.

Deyimler, Türkçe dil bilgisinin zengin ve renkli bir parçası olarak, dilin sadece haber verme işlevini değil, aynı zamanda estetik ve duygusal ifade kapasitesini de gösterir.

 

Deyimlerin dil içindeki kullanımları, edebi ve günlük konuşmaları renklendiren önemli unsurlardır. Türkçe dahil pek çok dilde bulunan deyimler, çeşitli özelliklerle tanımlanır. İşte deyimlerin bazı temel özellikleri:

Deyimlerin Özellikleri

  1. Kalıplaşmış İfadelerdir: Deyimler, belirli kelimelerin bir araya gelmesiyle oluşan ve zaman içinde anlam bütünlüğü kazanan kalıplaşmış ifadelerdir. Bu ifadelerin kelimeleri, genellikle tek tek ele alındığında ifadenin tam anlamını vermez.
  2. Mecazi Anlam Taşır: Deyimler genellikle mecazi anlam taşır. Yani, deyim içindeki kelimelerin sözlük anlamından farklı, genişletilmiş veya tamamen farklı bir anlamı ifade eder. Bu mecaz, konuşma ve yazıya zenginlik katar.
  3. Değişmez Yapıda Olmaları: Deyimlerin yapısı genellikle sabittir ve kelimelerin yerleri değiştirilemez. Örneğin, “el üstünde tutmak” deyimi “üst elde tutmak” olarak değiştirilemez.
  4. Anlam Derinliği ve Renklilik Katma: Deyimler, dil kullanımına derinlik ve renklilik katar. Bir deyim kullanıldığında, ifade daha anlamlı, ilgi çekici ve duygusal bir boyut kazanır.
  5. Kültürel Unsurları Yansıtma: Deyimler genellikle bir toplumun kültürel ve tarihsel ögelerini taşır. Bir toplumun yaşam tarzı, inançları, tarihinden önemli olayları ve sosyal yapıları deyimler aracılığıyla dile getirilir.
  6. Esnek Olmayan Kullanım: Deyimlerde kelime sırası ve yapı genellikle esnek değildir. Deyim içindeki kelimelerin çekimlenmesi veya yerlerinin değiştirilmesi, deyimin anlamını bozabilir veya tamamen değiştirebilir.
  7. Geniş Kullanım Alanı: Deyimler, edebiyattan günlük konuşmaya, tiyatrodan sinemaya kadar geniş bir kullanım alanına sahiptir. Edebi eserlerde karakterlerin duygularını ifade etmek veya bir durumu vurgulamak için sıkça kullanılır.

Deyimlerin bu özellikleri, onları dilin vazgeçilmez unsurları yapar ve dilin sadece temel iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda kültürel bir ifade biçimi olduğunu gösterir.

 

Deyim Nedir? Deyimler, anlatımı güçlendirmek ve daha etkili hale getirmek için bir araya gelen kalıplaşmış sözlerdir. Deyimlerdeki sözcüklerin yerine eş anlamlısı kullanılamaz ve sözcüklerin yerleri değiştirilemez. Örneğin:

  • Baltayı taşa vurmak yerine, baltayı kayaya vurmak denemez.
  • Korku saçmak yerine, korku dağıtmak denemez.
  • Akla karayı seçmek yerine, karayla akı seçmek denemez.
  • Sözü ağzında gevelemek yerine, ağzında sözü gevelemek denemez.
  • Acemi çaylak yerine, tecrübesiz çaylak denemez.
  • Burnu havada yerine, burnu göklerde denemez.

Deyimler anlatımı güzelleştirir ve güçlendirir. Örneğin:

  • Ele avuca sığmamak: Söz dinlememek, baskı altına alınamamak.
  • İçinden gelmek: Bir şeyi yapmak için kendiliğinden istek duymak.
  • Gül gibi: Çok iyi, çok güzel.

Deyimlerin Türleri

1. Kuruluşlarına Göre Deyimler

a. Mastarlı Deyimler Mastar ekleriyle kurulan deyimlerdir.

  • El açmak: Yardım istemek.
  • Yüz bulmak: Cesaret bulmak.
  • Başa kakmak: Yapılan bir iyiliği sürekli hatırlatmak.
  • Gözleri yaşarmak: Duygulanmak, ağlamak.
  • Yüreği ağzına gelmek: Çok korkmak.
  • Tepesi atmak: Sinirlenmek.
  • Açlıktan nefesi kokmak: Çok aç olmak.
  • Etliye sütlüye karışmamak: Olaylara müdahale etmemek.

b. Mastarsız Deyimler Mastar ekleri olmadan kurulan deyimlerdir.

  • Ateş pahası: Çok pahalı.
  • Balık kavağa çıkınca: İmkansız bir şey.
  • Ağzı kalabalık: Çok konuşan.
  • Bardaktan boşanırcasına: Çok yoğun yağmur.
  • Hanım evladı: Nazik, kibar.
  • Kırk yılda bir: Çok nadir.
  • Çenesi düşük: Çok konuşan.
  • Yükte hafif, pahada ağır: Küçük ama değerli.

c. Kafiyeli Deyimler Kafiye ile kurulan deyimlerdir.

  • Saldım çayıra, Mevla’m kayıra.
  • Ya devlet başa ya kuzgun leşe.
  • Tencere tava, herkeste bir hava.
  • Herkes gider Mersin’e, biz gideriz tersine.
  • Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.
  • Babamın adı Hıdır, elimden gelen budur.
  • İki şilte, bir yastık, onu da terkiye astık.
  • Ya bu deveyi gütmeli ya bu diyardan gitmeli.

d. Cümle Biçiminde Olan Deyimler Tam cümle olarak kurulan deyimlerdir.

  • Ağzı var, dili yok.
  • İyi saatte olsunlar.
  • Atı alan Üsküdar’ı geçti.
  • Battı balık yan gider.
  • İğne atsan yere düşmez.
  • Dostlar alışverişte görsün.
  • Ayıkla pirincin taşını.
  • Delik büyük ama yama küçük.
  • Şeytan diyor ki.
  • Talihim olsaydı annemden kız doğardım.

e. Öykü Biçiminde Olan Deyimler Öykü şeklinde anlatılan deyimlerdir.

  • Deveye: “Boynun eğri.” demişler. “Nerem doğru ki?” demiş.
  • Kurda: “Neden boynun kalın?” diye sormuşlar. “Kendi işimi kendim görürüm de ondan.” demiş.
  • Tilkiye: “Tavuk kebabı yer misin?” demişler. “Adamın güleceğini getiriyorsunuz.” demiş.

Anlamlarına Göre Deyimler

a. Gerçek Anlamlı Deyimler Kelime anlamlarıyla aynı anlamda kullanılan deyimlerdir.

  • Ağzına bir şey koymamak: Hiçbir şey yememek.
  • Parayla değil sıra ile: Öncelik sırasına göre yapılması gereken işler.
  • İyi gün dostu: Sadece iyi günlerde yanında olan dost.
  • Alan razı satan razı: Her iki tarafın da memnun olması.
  • Adet yerini bulsun: Gelenek veya alışkanlık nedeniyle yapılan işler.
  • Allah bana, ben de sana: Yardımlaşmayı ifade eder.
  • Kimi kimsesi yok: Yalnız, kimsesiz.
  • Özrü kabahatinden büyük: Özrü, yaptığı hatadan daha kötü olan.
  • Hem suçlu hem güçlü: Suçlu olmasına rağmen kendini savunan.
  • Yeri yurdu belirsiz: Nerede olduğu belli olmayan, kimsesiz.

b. Mecaz Anlamlı Deyimler Kelime anlamları dışında, mecazi anlamda kullanılan deyimlerdir.

  • Sinekten yağ çıkarmak: En küçük bir fırsattan bile kazanç elde etmeye çalışmak.
  • Ağzı bozuk: Küfürlü konuşan.
  • Kafası şişmek: Çok fazla ve sıkıcı konuşmadan rahatsız olmak.
  • Ağzıyla kuş tutmak: Ne yaparsa yapsın yaranamamak.
  • Çantada keklik: Kolay elde edilecek şey.
  • Etekleri zil çalmak: Çok sevinmek.
  • Ödü kopmak: Çok korkmak.
  • İğne ile kuyu kazmak: Çok zahmetli iş yapmak.

Deyimler, dili zenginleştirir ve anlatımı etkili hale getirir. Doğru kullanıldığında, ifade gücünü artırarak iletişimi daha renkli ve canlı kılar.

 

Kinayeli Deyimler ve Tamlama Biçiminde Olanlar

Kinayeli Deyimler Kinayeli deyimler, doğrudan doğruya bir şeyi ifade etmek yerine, ima yoluyla anlatımda bulunulan deyimlerdir. Bu deyimler, kelimelerin gerçek anlamları dışında, dolaylı olarak ifade edilen anlamlarla kullanılır.

Örnekler:

  • Yüzü kızarmak: Utanmak, mahcup olmak.
  • Dudak bükmek: Küçümsemek, beğenmemek.
  • El etek öpmek: Yalvarmak, birine minnet göstermek.
  • El açmak: Yardım istemek, dilenmek.
  • Ortada kalmak: Yardımsız, sahipsiz kalmak.
  • Ağzı açık kalmak: Şaşırmak, hayrete düşmek.
  • El sürmemek: Hiç dokunmamak, kullanmamak.

Tamlama Biçiminde Olan Deyimler Tamlama biçiminde olan deyimler, iki ya da daha fazla kelimenin bir araya gelerek oluşturduğu, kalıplaşmış söz öbekleridir. Bu deyimler, genellikle belirli bir durumu veya olayı ifade eder.

Örnekler:

  • Aslan payı: En büyük pay.
  • Dingonun ahırı: Düzenli olmayan, herkesin girip çıktığı yer.
  • Göz hakkı: Göz değmemesi için küçük bir pay bırakmak.
  • Eşref saati: En uygun, en hayırlı zaman.
  • Püsküllü bela: Sürekli sorun çıkaran kişi veya durum.
  • Çarşamba pazarı: Dağınık, karışık yer.
  • Ömür törpüsü: Çok yorucu ve sıkıcı iş.

Deyimlerin Kökenleri ve Anlamları

Deyimlerin çoğu, somut olaylara, söylentilere veya ünlü kişilerle ilgili anılara dayanır. İşte bazı örnekler:

  • Ağız yapmak: Meyve satıcılarının meyveleri cezbedici şekilde dizmesiyle ilgili bir deyimdir.
  • Ağzından baklayı çıkarmak: Bir şeyh efendiyle ilgili bir fıkraya dayanır.
  • Buyurun cenaze namazına: Tarihi bir olaya dayanmaktadır.

Deyimlerin Kullanımı

Bazen deyimler, anlamlarının açıklamasıyla birlikte kullanılır. Bu tür kullanımlar, deyimin daha anlaşılır olmasını sağlar.

Örnekler:

  • Kimsenin anlamasına meydan vermeden, kaşla göz arasında eti kapıp kaçtı. (Kaşla göz arasında: Çok kısa bir süre içinde, kimse fark etmeden)
  • Söylenenleri gıkı çıkmadan sessizce kabullendi. (Gıkı çıkmadan: Hiç ses çıkarmadan, itiraz etmeden)
  • Her şeyi kendim yapmak zorundayım bundan böyle, iş başa düştü. (İş başa düşmek: Her şeyi kendisi yapmak zorunda kalmak)
  • Dizginleri eline aldı, artık şirketin bütün kontrolü onda. (Dizginleri eline almak: Kontrolü ele geçirmek)

Yorum yapın