Deyimlerin Tanımı ve Özellikleri
En az iki sözcüğün bir araya gelerek oluşturduğu ve bu sözcüklerin çoğunlukla gerçek anlamlarından uzaklaşıp mecaz bir anlam kazanarak meydana getirdiği kalıplaşmış, özlü sözlere deyim denir. Türkçe, deyimler açısından oldukça zengindir ve dünya dilleri arasında en gelişmiş olanlardan biri olarak kabul edilir. Deyimler, halkın zekâsının ve deneyimlerinin birer ürünüdür. Deyimlerde, kesin yargı bulunmaz; bu nedenle öğüt vermez veya emir içermez. Ayrıca, deyim sözcüğü “de-“ fiilinden türetilmiştir ve “denmiş şey” . Deyimler, bir toplumun geçmişi, kültürü ve yaşam tarzı hakkında pek çok bilgi verir.
Deyimlere Örnekler
Acı konuşmak, adı duyulmak, ağzı laf yapan, akıntıya karşı kürek çekmek, arı kovanı gibi çalışmak, ateş bacayı sardı, sözü ağzından kaçırmak, birini başından atmak, ekmeğini taştan çıkarmak, dağılmak, vakti gelmek, feryadı koparmak, gözü kararmış, işi yolunda gitmek gibi deyimler dilimizde sıklıkla kullanılır.
Deyimlerin Özellikleri
- Deyimler kalıplaşmıştır. Bir deyimdeki herhangi bir sözcük değiştirilirse, deyim anlamını yitirir. Yakın anlamlı sözcüklerin kullanılması dahi deyimi bozabilir. Bu durumda söz grubu, deyim olmaktan çıkar.
Yanlış Örnekler:
- Atı alan İstanbul’u geçti. (yanlış)
- Atı alan Üsküdar’ı geçti. (doğru)
- O, yemeğe düşkün biridir. (yanlış)
- O, boğazına düşkün biridir. (doğru)
- Kafasını taştan taşa vuruyordu. (yanlış)
- Başını taştan taşa vuruyordu. (doğru)
- Deyimler bir durumu ya da kavramı özetler. Deyimlerle uzun uzadıya açıklamalar yapılmaz. Deyimler, var olan durumu yansıttıkları için öğüt veya direktif vermezler.
Örnek Deyimler:
- Adam yerine koymak: Bir kişiye hak ettiğinden fazla değer vermek.
- Bastığı yerde ot bitmemek: Gittiği her yere olumsuzluk, şanssızlık götürmek.
- Canını dişine takmak: Zorlu koşullarda, büyük bir özveri ile çalışmak.
- Defteri dürülmek: Bir işten ya da bir görevden uzaklaştırılmak.
- Elinden geleni ardına koymamak: Birine zarar verebilmek için her türlü kötülüğü yapmak.
- Deyimler en az iki sözcükten oluşur. Tek bir sözcükten deyim yapılmaz. Genellikle iki sözcük bir araya gelir, ancak bazı deyimler üç ya da daha fazla sözcükten oluşabilir.
Örnekler:
- Acemi çaylak: Deneyimsiz, tecrübesiz ve işlerini doğru yapamayan kişiler için kullanılan bir deyimdir.
- Elden çıkarmak: Bir şeyi satmak ya da devretmek .
- Galeyana gelmek: Aşırı bir heyecan ya da coşkuya kapılmak, duygularına hâkim olamamak.
- Gözleri kamaşmak: Hayran kalmak, bir şey karşısında etkilenmek.
- Bazı deyimler cümle yapısında olabilir. Cümle şeklindeki deyimler, genellikle halk arasında öğüt niteliği taşımayan, ancak anlamlı ve kalıplaşmış sözlerdir.
Cümle Yapısındaki Deyimlere Örnekler:
- Geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye.
- Şeytan görsün yüzünü.
- Çoğu gitti, azı kaldı.
- Ayıkla pirincin taşını.
- Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla.
- Yorgan gitti, kavga bitti.
- Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.
- Ne şiş yansın ne kebap.
- Nuh der, peygamber demez.
- Deyimler genellikle mecaz anlam taşır. Deyimlerdeki sözcükler çoğunlukla gerçek anlamlarından farklı anlamlar yüklenmiştir. Bazen deyimi oluşturan sözcüklerin bir kısmı mecaz anlam taşır, bazen de tümü mecaz bir anlam kazanır.
Mecaz Anlamlı Deyimlere Örnekler:
- Bir taşla iki kuş vurmak: Çok becerikli olmak, tek bir çaba ile iki farklı sonuç elde etmek.
- Beyninden vurulmuşa dönmek: Bir olaydan ya da durumdan çok etkilenmek, şaşırmak.
- Gözüne girmek: Birinin takdirini kazanmak, beğenilmek.
- Gözden düşmek: Önceden değer verilen birinin artık sevilmemesi ya da beğenilmemesi.
- Kulak misafiri olmak: İstemeden bir konuşmayı dinlemek.
- Etekleri zil çalmak: Aşırı derecede sevinmek, mutlu olmak.
- Etekleri tutuşmak: Telaşlanmak, endişelenmek.
- Hanya’yı Konya’yı öğrenmek: Yaşanan bir olayla birlikte hayatın gerçeklerini anlamak.
- İçi cız etmek: Çok üzülmek, derinden etkilenmek.
- İliğini kurutmak: Birini fiziksel ya da ruhsal olarak yıpratmak, çok zor durumda bırakmak.
- Bazı deyimler gerçek anlamıyla kullanılır. Bu tür deyimlerde deyimi oluşturan kelimelerin taşıdığı anlam ile deyimin ifade ettiği anlam örtüşür.
Gerçek Anlamlı Deyimlere Örnekler:
- Vaktini almak: Birinin zamanını kullanmak, oyalamak.
- Çoğu gitti, azı kaldı: Bir işin büyük kısmı bitmiş, son kısmı kalmış.
- Yükte hafif, pahada ağır: Taşıması kolay fakat maddi değeri yüksek olan şeyler için kullanılır.
- Hem suçlu hem güçlü: Haksız olduğu halde kendini haklı göstermeye çalışan kişi.
- Deyimler farklı söz grupları halinde oluşturulabilir. İsim tamlaması, sıfat tamlaması, fiilimsi, ikileme ya da edat grubu şeklinde deyimler bulunabilir.
İsim Tamlaması Şeklinde Deyimlere Örnekler:
- Ekmek kapısı: Geçim kaynağı olan iş.
- Dert babası: Herkesin sıkıntılarını dinleyen ve onlara çözüm bulmaya çalışan kişi.
- Keçi inadı: İnatçı, dediğinden asla vazgeçmeyen kişiler için kullanılır.
- Dil yarası: Sözlerin insan üzerinde bıraktığı derin etki.
- Tavşan uykusu: Hafif uyku, hemen uyanabilecek kadar yüzeysel bir uyku durumu.
- Ömür törpüsü: Kişiyi yıpratan, yoran, sabrını sınayan şeyler.
Sıfat Tamlaması Şeklinde Deyimlere Örnekler:
- Yarım ağız: İstemeyerek, gönülsüz yapılan bir iş ya da söylenen söz.
- Kalın kafalı: Anlamakta güçlük çeken, zekâsı yavaş kişiler için kullanılan bir deyim.
- Açık el: Cömert, eli açık kişiler için kullanılır.
- Kara cahil: Hiçbir bilgiye sahip olmayan, eğitimsiz kişiler için kullanılır.
- Püsküllü yalan: Bariz bir şekilde büyük bir yalan söylemek.
- Taş yürek: Merhametsiz, acımasız ve katı kalpli kişiler için kullanılır.
Cümle Şeklinde Deyimlere Örnekler:
- Geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye.
- Şeytan görsün yüzünü.
- Çoğu gitti, azı kaldı.
- Ayıkla pirincin taşını.
- Ele verir talkını, kendi yutar salkımı.
- Bazı deyimler arasına farklı sözcükler girebilir, ancak bu deyimin anlamını değiştirmez. Bu tür kullanımlar genellikle konuşma dilinde karşımıza çıkar.
Örnek:
- Ali, ağzını her zaman hayra açan biridir.
- Deyimler, çekim ekleri ve kip alabilir. Aynı zamanda deyimlerde kişi ekleri de bulunabilir. Bu da deyimlerin esnek ve kullanışlı bir yapıya sahip olduğunu gösterir.
Örnekler:
- Bu iş benim çok vaktimi aldı.
- Orada adeta bir taşla iki kuş vurduk.
- Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla.
Deyimlerin Cümlede Kullanımı
Deyimler, cümle içerisinde anlamı kuvvetlendiren, söylenenin daha etkili ve kısa yoldan ifade edilmesini sağlayan yapılardır. İşte bazı deyimlerin cümle içerisinde kullanıldığı örnekler:
- Çocuğu genç yaşta ölünce, acısı içine işledi.
- Herkesin içinde bu konuda açık konuştu.
- Onlarla büyük bir çıkmaza düştü.
- Baklayı ağzından çıkarmak zorunda kaldı.
- Olanları duyunca adeta bir yaşına daha girdi.
- O, burnundan kıl aldırmayan biriydi.
- Deyimleri can kulağıyla dinliyorlardı.
Deyimlerin Atasözlerinden Farkı
- Atasözleri genel bir yargı bildirirken, deyimler daha çok özel bir durumu ifade eder.
- Atasözlerinde öğüt ve yol gösterme amacı varken, deyimlerde bu özellik bulunmaz.
- Atasözleri, deyimlerden daha eski bir geçmişe dayanır.
- Atasözleri genellikle cümle yapısında iken, deyimler daha az sözcükle ifade edilir ve genellikle mastar yapısındadır.
- Atasözleri bir efsane veya hikâye ile bağlantılı olabilirken, deyimlerin böyle bir arka planı yoktur.
Hatırlatma: Sınavlarda deyimlere ve deyimlerin açıklamalarına dair sorular sıklıkla karşımıza çıkar.