Cami Duvarına Pislemek: Hiç kimsenin hoş görmeyeceği, büyük bir saygısızlık yapmak anlamında kullanılır.
Cadı kazanı: Dedikodunun kol gezdiği bir yer.
Caka satmak: Göstere göstere hava atmak.
Cambul cumbul: Bol su içeren yemekler için kullanılan bir terim.
Can alıcı nokta: Bir konunun en kritik yeri.
Can atmak: Bir şeye kavuşma arzusunu taşımak.
Can borcunu ödemek: Hayatın sona ermesi.
Can çekişmek: Ölümün eşiğinde olan biri.
Can damarı: Bir şeyin hayati noktası, onun devamını sağlayan temel unsur.
Can damarına basmak: Bir işin en kritik noktasına temas etmek.
Can derdine düşmek: Hayatını kurtarma çabasına girmek.
Can evinden vurulmak: En hassas yerden vurularak büyük acı çekmek.
Can havli ile: Ölüm korkusuyla hızlıca tepki vermek.
Can kaygısına düşmek: Her şeyi bir kenara bırakıp kendini koruma çabası içinde olmak.
Can kulağı ile dinlemek: Dikkatle ve özenle dinlemek.
Can kuşu: Ruh.
Can pazarı: Herkesin hayatta kalma çabası içinde olduğu zor anlar.
Can sağlığı: Kişinin sağlık durumu, esenliği.
Can yakmak: Birine eziyet etmek, büyük zarar vermek.
Can yoldaşı: Birlikte yaşamaya karar vermiş olan kişi.
Cana can katmak: Kişinin yaşam sevincini artırmak.
Cana minnet: Çok ihtiyaç duyduğu ama bir türlü bulamadığı şeyler.
Cana yakın: İçten ve samimi olan.
Canciğer kuzu sarması: Birbirini çok seven, çok yakın dostlar.
Canı burnuna gelmek: Bir işte aşırı zorluk yaşamak, bunaltıcı bir hale gelmek.
Canı çıkmak: Fazlasıyla zorlanmak, yıpranmak.
Canı pek: Acılara dayanıklı, katlanabilen.
Canı tatlı: Zorluklara tahammül edemeyen.
Canı tez: Sabırsız, beklemeye tahammülü olmayan.
Canına değmek: Keyif almak.
Canına işlemek: Olumsuz bir etkinin derinlemesine etkisi.
Canına kıymak: 1. Birini öldürmek 2. Kendine son vermek.
Canına okumak: İyi olan bir durumu kötü bir hale getirmek.
Canına susamak: Kişinin ölümüne yol açacak davranışlarda bulunmak.
Canına tak demek (etmek): Bir sıkıntının dayanılmaz hale gelmesi.
Canına yetmek: Usandırmak, bıktırmak.
Canından bezmek: Hayatındaki olumsuzluklardan kaçmak istemek.
Canından etmek: Ölümüne neden olmak.
Canından olmak: Ölmek.
Canını bağışlamak: Öldürmek istediği birinden vazgeçmek.
Canını dişine takmak: Her şey göze alınarak bir işe girmek.
Canını sıkmak: Moralini bozan bir durumla karşılaşmak.
Canını sokakta bulmak: Kendini yıpratmamak için dikkatli olmak.
Canını vermek: Bir şey uğruna ölmeye hazır olmak.
Canının derdine düşmek: Zor bir durumda önce kendi kurtuluşunu düşünmek.
Canla başla: Her türlü zorluğa göğüs gererek mücadele etmek.
Canlı cenaze: Son derece zayıf, bitkin birisi.
Cart curt etmek: Korkutmak ya da övünmek amacıyla abartılı şekilde konuşmak.
Cart kaba kâğıt: Yapamayacağı şeyleri yapacakmış gibi gösteren.
Cartayı çekmek: Ölmek.
Cebi delik: Parasız, parayı hemen harcayan.
Cebinde akrep olmak: Cimri olmak.
Cebine indirmek: Hakkı olmayan bir şeyi kendine almak.
Cebini doldurmak: Çok para kazanmak.
Cehenneme atsalar odun yaş diye bağırır: Her şeye itiraz eden, hiçbir şeyi beğenmeyen.
Cehenneme gitse bir köseği getirmek: Zararlı çıkması gereken bir işte bile kar elde etmek.
Cemaziyelevvelîni bilmek: Başkalarının bilmediği, geçmişteki kötü durumu bilmek.
Cendereye sokmak: Birini manevi olarak sıkıştırmak.
Cennetin kapısını açmak: Büyük bir iyilikle çok sevap kazanmak.
Cep harçlığı: Günlük harcamalar için çok az bir miktar.
Cephe almak: Birine karşı düşmanca bir tavır almak.
Cevabı dikmek: Beklenmedik bir anda ters bir cevap vermek.
Cevabı yapıştırmak: Beklenmedik bir şekilde ters bir cevap vermek.
Cevahir yumurtlamak: Saçma sapan konuşmak.
Ceviz kabuğundan çıkmış kabuğunu beğenmemiş: Geldiği yeri, geçmişini reddedenler için.
Cevizi çift görmezse ağaca taş atamamak: Bir şeye inanmadan bir işe girişmemek.
Ceza kesmek: Birine para cezası vermek.
Cıcığını çıkarmak: Bir konuyu çok detaylı bir şekilde soruşturmak.
Cılkı çıkmak: Başta işe yarar gibi görünen bir şeyin bozulması.
Cici bici: Renkli ve süslü eşyalar.
Cicim ayı: Yeni evlilerin balayı dönemi.
Ciğeri beş para etmez: Çok değersiz, korkak biri.
Ciğeri dağlanmak: Büyük bir acı yaşamak.
Ciğeri kebap olmak: Çok üzüntülü bir olay yaşamak.
Ciğeri parçalanmak: Olumsuz bir durumdan dolayı büyük üzüntü duymak.
Ciğerine işlemek: Bir şeyden derin bir şekilde etkilenmek.
Ciğerini okumak: Başkalarının gizli niyetlerini anlamak.
Ciğerini sökmek: Birine büyük zarar vermek.
Ciğerini yakmak: Çok büyük bir acı yaşatmak.
Cim karnında bir nokta: Hiçbir şey bilmeyen.
Cin çarpmışa dönmek: Aniden kötü bir duruma düşmek.
Cin fikirli: Kurnaz ve zeki biri.
Cin ifrit olmak: Aşırı derecede öfkelenmek.
Cinler cirit oynamak: Bir yerin ürkütücü bir his vermesi.
Cinleri başına toplamak: Çok kızmak, öfkelenmek.
Cirit atmak: Boş bulundukça her istediğini yapmak.
Cuk oturmak: Uygun düşmek.
Curcunaya çevirmek: Bir yeri gürültüyle doldurmak.
Cümbür cemaat: Topluca, hep birlikte.
Cüret etmek: Cesaretle davranmak.
Cürmü meşhut hâlinde yakalamak: Bir suçu işlenirken aynı anda yakalamak.
Çağ açmak: Yeni bir yön belirlemek.
Çağanoz gibi: Eğri büğrü yürüyen biri.
Çakı gibi: Çevik ve atik biri.
Çalım satmak: Göstermelik büyüklük taslamak.
Çalıp çırpmak: Eline geçen her şeyi çalmak.
Çalıyı tepeden sürümek: Bir işin gerçekleşmesi için imkânsız koşullar öne sürmek.
Çalyaka etmek: Zorla bir yere götürmek.
Çam devirmek: Karşısındakini kıracak şekilde konuşmak.
Çam yarması: Büyük yapılı insan.
Çamura basıp çalıya asmak: Bir işi özensiz yapmak.
Çan çan etmek: Yüksek sesle konuşmaya çalışmak.
Çanak tutmak: Kendisine kötü muamele edilmesine neden olmak.
Çangıl çungul: Kulağa hoş gelmeyen sesler çıkaran.
Çanına ot tıkamak: Birinin susturulması.
Çantada keklik: Elde edileceği neredeyse garanti olan şey.
Çapar çiçek çıkardı: Zaten bozuk olan bir şeye daha olumsuz bir şey eklenmesi.
Çapıtı gümüşlü: Eşyalarını gereğinden fazla değerli sayan biri.
Çaptan düşmek: Önceleri iyi olan durumun kötüleşmesi.
Çarçur etmek: Elindeki parayı gereksiz yere harcamak.
Çaresine bakmak: Sorunun çözümünü bulmak.
Çark etmek: Verdiği sözden dönmek.
Çarpık çurpuk: Fazlasıyla çarpık olan.
Can Alıcı Nokta: Bir olay ya da durumun en önemli, en kritik noktasıdır.
Can Pazarı: Yaşam mücadelesi verilen, ölümle burun buruna gelinen zor durumlar için kullanılır.
Can Vermek: Ölmek, hayata gözlerini yummak anlamında kullanılır.
Can Yakmak: Birini fiziksel ya da duygusal olarak acı çektirmek, zarar vermek.
Canını Dişine Takmak: Çok büyük bir çaba harcamak, tüm gücüyle çalışmak ya da mücadele etmek.
Canından Bezdirmek: Bir kişiyi sürekli rahatsız ederek, sıkıntıya sokarak, hayatını çekilmez hale getirmek.
Canı Çıkmak: Çok yorulmak, bir işte bütün enerjisini tüketmek ya da hayatını kaybetmek.
Canı Gönülden: Büyük bir içtenlikle, tamamen samimi bir şekilde.
Canına Tak Etmek: Sabır sınırlarını aşmak, artık dayanamayacak noktaya gelmek.
Canını Dişine Takmak: Bütün gücünü ve enerjisini kullanarak büyük bir gayret göstermek.
Canına Yetmek: Bir durumdan o kadar bıkmak ki artık tahammül edememek, sabrının sonuna gelmek.
Canla Başla: Büyük bir coşkuyla, bütün gücüyle çalışmak ya da bir iş yapmaya gönüllü olmak.
Canlı Cenaze: Fiziksel ya da ruhsal olarak çok bitkin bir durumda olmak, hayatta ama çok kötü durumda olmak.
Cebinde Akrep Var: Çok cimri, parasını harcamaktan korkan kişi için kullanılan bir deyimdir.
Cebinde Beş Kuruş Olmamak: Çok fakir olmak, parasız kalmak anlamında kullanılır.
Cehennem Azabı: Büyük bir acı, dayanılması zor bir sıkıntı anlamında kullanılır.
Cehennem Olmak: Bir yerden hızla uzaklaşmak, kaybolmak, gitmek anlamında kullanılır.
Cennetten Çıkma: Çok güzel, hoş ve etkileyici bir yer ya da şey için kullanılır.
Cevap Vermek: Bir soruya ya da duruma karşılık olarak açıklama yapmak, tepki göstermek anlamında kullanılır.
Ceylan Gibi Sekmek: Çok zarif ve hızlı hareket etmek, özellikle güzel ve ince yapılı bir kişinin hareketlerini ifade eder.
Cıgara Böreği Gibi: İnce, düzgün ve sarılmış bir şey için kullanılır, genellikle yiyecekler ya da kıyafetler için mecazi anlamda söylenir.
Cılkını Çıkarmak: Bir işi ya da durumu aşırıya götürmek, tadını kaçırmak anlamında kullanılır.
Cılkı Çıkmak: Bir şeyin bozulup işe yaramaz hale gelmesi ya da bir durumun ciddiyetini yitirmesi anlamında kullanılır.
Cıvık Cıvık Olmak: Bir kişinin ya da durumun fazla gevşek ve sorumsuz bir şekilde davranması, ciddiyetsiz olması anlamında kullanılır.
Cicim Ayları: Özellikle evliliğin ilk aylarında yaşanan mutluluk dolu, sorunsuz dönem için kullanılan bir deyimdir.
Cilalı İbo’nun Taşları: Üzerine çok fazla uğraşılmış, süslenmiş ama aslında pek de bir şey ifade etmeyen şeyler için kullanılan bir deyimdir.
Cilveli Cümle: Bir kadının özellikle erkeklere karşı nazik ve şirin davranarak çekicilik kazanmaya çalıştığı cümleler için söylenir.
Cin Gibi: Çok zeki, hızlı düşünen ve çevik olan kişiler için kullanılan bir deyimdir.
Cingözlük Yapmak: Bir kişiyi kandırmaya yönelik kurnazca bir plan yapmak, hile yapmak anlamında kullanılır.
Cinayet İşlemek: Bir kişiyi öldürmek, kasıtlı olarak bir insanın canına kıymak anlamında kullanılır.
Cinnet Getirmek: Aşırı öfke, sinir ya da sıkıntı nedeniyle aklını geçici olarak yitirmek, ani ve kontrolsüz bir şekilde şiddete başvurmak anlamında kullanılır.
Ciyak Ciyak Bağırmak: Çok yüksek sesle, tiz bir şekilde bağırmak, yaygara koparmak anlamında kullanılır.
Cibilliyetsiz: Kötü karakterli, ahlaksız, güvenilmez kişiler için kullanılan bir deyimdir.
Cır Cır Etmek: Sürekli ve sinir bozucu bir şekilde konuşmak, susmadan bir şeyler söylemek anlamında kullanılır.
Cırlak Ses: Çok tiz ve rahatsız edici bir ses için kullanılır.
Cıvıl Cıvıl: Neşeli, hareketli, canlı bir ortam ya da kişi için kullanılan bir deyimdir.
Cızır Cızır Yanmak: Bir şeyin ya da bir durumun yavaş yavaş yanması ya da zarar görmesi anlamında kullanılır.
Cızırtı Yapmak: Radyo, hoparlör gibi cihazlarda çıkan bozuk, rahatsız edici ses anlamında kullanılır.
Çabuk Parlamak: Hemen öfkelenmek, çabuk sinirlenmek anlamında kullanılır.
Çakmağı Çakmak: Bir işin ya da bir olayın başlamasına önayak olmak, bir durumu başlatmak anlamında kullanılır.
Çalakalem Yazmak: Özensiz, dikkatsiz ve acele bir şekilde yazı yazmak anlamında kullanılır.
Çam Sakızı Çoban Armağanı: Kısıtlı imkânlarla verilen küçük ama anlamlı bir hediye anlamında kullanılır.
Çamur Atmak: Bir kişiye haksız ve asılsız suçlamalarda bulunmak, iftira atmak anlamında kullanılır.
Çamura Batmak: Çok zor ve çıkılması imkânsız bir duruma düşmek anlamında kullanılır.
Çanak Tutmak: Bir kişinin ya da durumun işine yarayacak şekilde hareket etmek, ona yardımda bulunmak anlamında kullanılır.
Çantada Keklik: Elde edilmesi çok kolay olan, hiçbir zorluk çıkarmayan şeyler için kullanılan bir deyimdir.
Çarşamba Pazarı Gibi: Çok dağınık, karmakarışık ve düzensiz bir ortam için kullanılır.
Çat Kapı Gelmek: Habersiz, aniden bir yere gelmek ya da birini ziyaret etmek anlamında kullanılır.
Çatırtı Çıkarmak: Bir konuda bir anlaşmazlık ya da kavga başlatmak anlamında kullanılır.
Çavlan Gibi Akmak: Büyük bir coşku ve hızla akan su ya da hareket için kullanılır.
Çayı Kaynamak: Bir olay ya da işin artık sona ermek üzere olması, bitmeye yaklaşması anlamında kullanılır.
Çaylak Kuşu Gibi: Acemi, tecrübesiz ve ürkek davranışlar sergileyen kişiler için kullanılır.
Çehresi Gülmek: Bir kişinin mutlu olduğu, yüzünde sevinç ve mutluluk ifadeleri belirdiği durumlar için kullanılır.
Çekip Gitmek: Aniden ve bir açıklama yapmadan bir yerden ayrılmak anlamında kullanılır.
Çekip Vurmak: Bir kişiyi silahla öldürmek anlamında kullanılır.
Çekirge Bir Sıçrar İki Sıçrar: Bir kişinin şansının sürekli yaver gitmeyeceğini, yaptığı yanlışların bir gün sonuçlarıyla karşılaşacağı anlamında kullanılan bir deyimdir.
Çekiş Tokuş: Bir konu ya da durum hakkında sürekli tartışma ya da anlaşmazlık içinde olma anlamında kullanılır.
Çelme Takmak: Bir kişinin önünü kesmek, onu engellemek ya da onun başarılı olmasını zorlaştırmak anlamında kullanılır.
Çene Çalmak: Çok fazla ve gereksiz konuşmak anlamında kullanılır.
Çenesi Düşmek: Sürekli konuşmak, durmadan bir şeyler anlatmak anlamında kullanılır.
Çer çöp: Değersiz ya da işe yaramaz şeyler anlamında kullanılır.
Çetin Ceviz: Zor çözülen, zor ikna edilen ya da zor başa çıkılan kişi ya da durumlar için kullanılır.
Çeyrek Akıllı: Tam anlamıyla zeki olmayan, yarım akıllı biri anlamında kullanılan bir deyimdir.
Çıkmaz Sokak: Çözümü olmayan, ileriye gitmeyen, sonuçsuz bir durumu ifade eder.
Çileden Çıkmak: Aşırı sinirlenmek, kontrolünü kaybetmek anlamında kullanılır.
Çimdiklemek: Hafifçe birini sıkmak, bir yere vurmak anlamında kullanılır, aynı zamanda bir şeyi ya da durumu hafifçe değiştirmek, düzeltmek anlamında da kullanılabilir.
Çınar Gibi: Uzun ömürlü, güçlü ve sağlam karakterli insanlar için kullanılan bir deyimdir.
Çingene Pazarlığı: Çok küçük miktarlar üzerinde bile aşırı pazarlık yapılan, uzlaşması zor durumları ifade eder.
Çirkef Atmak: Bir kişiye haksız suçlamalarda bulunmak ya da onu zor durumda bırakmak amacıyla kötü bir davranışta bulunmak anlamında kullanılır.
Çirkefleşmek: Bir kişi ya da olay hakkında çok kaba, kötü sözler söylemek ya da çirkinleşen bir davranış sergilemek anlamında kullanılır.
Çiselemek: Hafif hafif yağmur yağması anlamında kullanılır.
Çıt Çıkmamak: Hiç ses çıkmamak, sessizliğin hakim olduğu durumlar için kullanılır.
Çıtlatmak: Bir konuyu ya da durumu üstü kapalı bir şekilde ima etmek, doğrudan söylemeden ipucu vermek anlamında kullanılır.
Çıtkırıldım: Çok narin, hassas ve kırılgan bir yapıya sahip olan kişiler için kullanılır.
Çivi Gibi: Çok sert, soğuk ve keskin bir hava ya da şeyler için kullanılır.
Çivisi Çıkmak: Bir durumun tamamen bozulup karışması, düzenin kalmaması anlamında kullanılır.
Çoban Ateşi Yakmak: Büyük bir harekete ya da önemli bir olaya öncülük edecek küçük bir adım atmak anlamında kullanılır.
Çoban Yıldızı Gibi: Çok belirgin, dikkat çekici ve yön gösterici bir kişi ya da durum için kullanılır.
Çocuk Oyuncağı: Yapılması son derece kolay olan işler ya da durumlar için kullanılan bir deyimdir.
Çoluk Çocuğa Karışmak: Evlenip çocuk sahibi olmak, aile kurmak anlamında kullanılır.
Çorbada Tuzun Olmak: Bir işe ya da projeye az da olsa katkıda bulunmak, yardımı dokunmak anlamında kullanılır.
Çorap Söküğü Gibi: Bir olay ya da durumun bir yerden sonra hızla ve kolayca ilerlemesi, çözülmesi anlamında kullanılır.
Çuvaldızı Kendine Batırmak: Başkalarını eleştirmeden önce kendi hatalarını ve kusurlarını gözden geçirmek anlamında kullanılan bir deyimdir.
Çürük Çıkmak: Bir şeyin ya da kişinin beklenen kalitede ya da dayanıklılıkta olmaması, bozulması ya da işe yaramaz hale gelmesi anlamında kullanılır.
Çürük Diş Gibi: Bir grupta ya da toplulukta diğerlerine zarar veren, olumsuz bir kişi ya da durum için kullanılır.
Çürük Elma: Bir grup içinde en sorunlu ya da problemli olan kişi için kullanılan bir deyimdir.