Bilmeceler: Tanım ve Özellikler
Bilmeceler, genellikle cevabı içinde gizli olan ve düşünceyi geliştirmek amacıyla çeşitli şekillerde türetilmiş sözlerdir. Anadolu’da bu tür sözler farklı isimlerle anılabilir; örneğin, asal, elçim, masal, metal, mat, tapmaca, bilmeli, ve fıcık gibi isimlerle bilinirler.
Bilmeceler, çeşitli içeriklere sahip olarak farklı gruplara ayrılır:
- Alfabenin Belirli Harflerini İçeren Bilmeceler: Bu tür bilmeceler, genellikle alfabedeki belirli harflerin yer aldığı ve bulmacanın cevabını bu harflerin bulunmasına dayandıran bilmecelerdir.
- İnsan Vücudunun Farklı Yerlerini Gizleyen Bilmeceler: Bu tür bilmeceler, insan vücudunun çeşitli bölümlerini bir objeyle ilişkilendirerek bulma amacı taşır.
- Soyut Kavramları Tanımlayan Bilmeceler: Soyut kavramları anlatan ve anlamayı gerektiren bilmecelerdir.
Bilmeceler, uzun yıllar boyunca nesilden nesile, dilden dile aktarılmış ve günümüze kadar gelmiştir.
Bilmecelerin Özellikleri
- Anonim ve Kalıplaşmış: Bilmeceler, anonim ve kalıplaşmış sözlerden oluşan sözlü halk edebiyatı ürünleridir. Herkes tarafından bilinen ve kullanılan ifadelerdir.
- Gizli Anlatım: Eşya, insan, hayvan, doğa, bitki ve inanışlarla ilgili bilgileri dolaylı ve kapalı bir biçimde sunar. Cevabı bulmak için mantık yürütme gerektirir.
- Doğa Olaylarına Dayanır: Çoğunlukla doğa olaylarıyla ilgili bilgileri içerir.
- Hoşça Vakit Geçirme: Bilmeceler, eğlenceli vakit geçirme amacıyla oluşturulmuşlardır. Aynı zamanda insanların düşünme yetilerini ve genel bilgilerini test eder.
- Motivasyon Aracı: Bazı toplumlarda, birlikte türkü söyler gibi bilmecelerle çalışma esnasında motivasyonu artırıcı bir araç olarak da kullanılmıştır.
- Zekâ Ölçme: Tarih boyunca, bilmeceler kişilerin zekâ seviyelerini ölçme amacıyla sınav soruları yerine de kullanılmıştır.
- Eski Bilgi Yarışmaları: Bilmece çözme, eski zamanlarda savaşlarda, savaşa girmeden önce bilgi yarışması olarak da işlev görmüştür.
- Eğlence Aracı: Zekâ savaşlarının yerini eğlenceye bıraktığı bilinmektedir.
- Şiir ve Nesir: Hem düzyazı (nesir) hem de şiir şeklinde karşımıza çıkabilir. Nesirli bilmeceler daha az sayıdadır ve nazımlı bilmecelerin parçalanmasından oluşur. Nazımlı bilmeceler ise iki ya da dört dizeden oluşur. Üç, beş ve daha fazla dizeden oluşan bilmeceler de bulunur.
- Uyak Düzeni: Uyak düzeni şu şekildedir:
- İki dizeli bilmecelerde “aa”
- Üç dizeli bilmecelerde “aaa”
- Dört dizeli bilmecelerde “aaba”
- Daha uzun dizeli bilmecelerde ise çeşitli uyak düzenleri görülebilir.
Bilmece Türü ile İlgili Örnekler
- Arşın Ayaklı, Burma Bıyıklı: (Tavşan)
- Altı Demir Üstü Demir, İçinde Bir Zalim Emir: (Tüfek)
- Az Gitti, Uz Gitti, Dere Tepe Düz Gitti, Altı Ay Bir Güz Gitti; Uyanınca Hep Bitti: (Rüya)
- Ben Giderim, O Gider, Güneşte Beni İzler: (Gölge)
- Bir Çuval Cevizim Var, Sayarım Tükenmez: (Yıldız)
- Buradan Attım İğneyi, Dolaştı Geldi Dünyayı: (Gönül)
- Çam Ağacını Oyarlar, İçine Nağme Koyarlar, Ağlama Tintonum Ağlama, Şimdi Kulağını Burarlar: (Saz)
- Çın-Çınlı Hamam, Kubbesi Tamam, Bir Gelin Aldım, Babası İmam: (Saat)
- Dokuz Ay Zindanda Yatar, Altı Ayda Zil Çalar Oynar: (Bebek)
- Gitti Gelmez, Geldi Gitmez: (Gençlik ve İhtiyarlık)
- Gökten Bir Karpuz İndirmişler, On İki Dilime Bölmüşler, On Birini Yemişler, Birine Haram Demişler: (Yıl, 12 Ay, 11 Ay, Ramazan Ayı)
- El Eker Dil Biçer: (Yazı)
- Et Et İçinde, Et Fit İçinde, Dünya Dümeni, Onun İçinde: (Akıl)
- Kaş ile Gözden Yakın, Söylenen Sözden Yakın: (Ecel)
- Köprüden Gölgesiz Geçer: (Ses)
- Kuyruğu Var, Canlı Değil, Konuşur, Ama İnsan Değil, Camı Var, Ama Pencere Değil: (Televizyon)
- Koyu Ufacık Mermer Tası, İçinde Beyler Aşı, Pişirirsen Aş Olur, Pişirmezsen Kuş Olur: (Yumurta)
- Küçücük Fıçıcık, İçi Dolu Turşucuk: (Limon)
- Mavi Atlas, Arşın Yetmez, Makas Kesmez, Terzi Biçmez: (Gökyüzü)
- Uzun Yoldan Kuş Gelir, Ne Söylese Hoş Gelir: (Mektup)
- On Ay Yatar, İki Ay Kalkar; Feneri Yakar, Etrafa Bakar: (Ateş Böceği)
- Özü Tatlı, Sözü Tatlı, Candan Daha Değerli: (Anne)
- Dağdan Gelir Taştan Gelir, Bir Azılı Kaplan Gelir: (Sel)
- Denizin Ortasında Ne Var?: (N Harfi)
- Yedi Delikli Tokmak Bunu Bilmeyen Ahmak: (Baş, 2 Göz, 2 Burun Deliği, 2 Kulak)
- Çarşıda Olmaz, Mendile Konmaz, Ondan Tatlı Bir Şey Olmaz: (Uyku)
- Sıcak Evin Direği, Tıp Tıp Eder Yüreği: (Baba)
- Sırtında Geçer Maşası, Onun Hiç Olmaz Paşası: (Çingene)
- Şıpıl Şıpıl Sudan Geçtim, Şıpırtısını Duymadım, Yeşil Çimen Üstünde Kumaş Biçtim, Kırpıntısını Bulmadım: (Rüya)
- Sıra Sıra Odalar, Birbirini Kovalar: (Tren)
- Pazardan Aldım Bir Tane, Eve Geldim Bin Tane: (Nar)
- Yarım Kaşık, Duvara Yapışık: (Kulak)
- Yer Altında Yelpaze, Abanınki Endaze, Ananınki Pek Taze: (Enginar)
- Dallarında kuşlar konar,
Gölgesinde herkes dinlenir,
Sonbaharda yaprağı dökülür,
Kışın üstü beyaza bürünür.
(AĞAÇ) - Gökyüzünde süzülür uçar,
Kanat çırpar yelken açar,
Bulutlara en yakın dost,
Yere inmez, hep yukarı bakar.
(UÇAK)
- Gündüz doğar, gece batar,
Parlak ışığı gökyüzünde,
Dünya döner hep arar,
Isıtır bizi gündüzünde.
(GÜNEŞ) - Suda yüzer hiç batmaz,
Biraz rüzgarla hızlanır,
Yelken açar durmaz koşar,
Limana varınca durur.
(GEMİ)
- Geceleri parıldar,
Bulutları yarıldar,
Her gece bir görünür,
Bazen saklanır, kaybolur.
(AY) - Gözleriyle izler hep,
Gölgesiyle gezer hep,
Güneş varsa gelir hep,
Kaybolur gölge birden tep!
(GÖLGE)