Bağlaç Nedir? Örnekler
Tek başlarına anlamı olmayan, cümle içinde eş görevli kelime veya kelime gruplarını, bazen de cümleleri birbirine bağlayan sözcükler ya da kelime gruplarına bağlaç denir. Bağlaçlar, cümle içinde herhangi bir öğe görevinde bulunmazlar. Kendi başlarına anlam taşımazlar. Bağlaçlar, geldikleri cümlenin farklı bölümleri arasında anlam ve yapı bakımından ilişki kurar. Cümledeki anlam ve anlatım bütünlüğü bağlaçlar sayesinde sağlanır. Cümle içinde bağladıkları kelimelerin işlevlerinde herhangi bir değişikliğe neden olmazlar. Bağlaçlar, cümleden çıkarıldıklarında cümlenin anlamında bir değişiklik olabilir; ancak yapısal bir bozulma olmaz. Ayrıca, bağlaçların yerine bazı noktalama işaretleri de kullanılabilir. “ile” bağlacı hariç, bağlaçlar kendilerinden önce ve sonra gelen kelimelerden ayrı yazılırlar. Bitişik yazılan kelimeler ise bağlaç değil, ek olarak kabul edilir. Bu tür bağlaçlar, eski dilde “rabıt edatları” olarak da bilinir.
Başlıca Bağlaçlar
Öne çıkan bağlaçlar arasında şu kelimeler yer alır: ve, veya, ile, ama, de (da), ancak, belki, çünkü, eğer, hâlbuki, hiç değilse, ise, ki, lâkin, meğer, nasıl ki, öyle, öyle ki, sanki, şu var ki, üstelik, ya da, fakat, yalnız, oysa, oysaki, zira, madem, mademki, veyahut, yahut, şayet, öyleyse, o halde, kısacası, demek ki, nitekim, yoksa, ne… ne, ya… ya, gerek… gerek, ha… ha, hem… hem, ister… ister, olsun… olsun, kâh… kâh, de… de, hatta, ayrıca, yine, açıkçası, bile, dahi, hele, ne var ki, ne yazık ki, yeter ki, yani…
Bağlaç Türleri
1. Sıralama Bağlaçları
“VE” Bağlacı
Bu bağlaç, cümle içinde kelimeleri, kelime öbeklerini, isim ve sıfat tamlamalarını ya da farklı öğeleri birbirine bağlar.
Örnekler:
- Elif ve Ahmet bu yaz evlendiler. (Özneleri bağlamıştır.)
- Bizi seviyor ve değer veriyordu. (İki cümleyi bağlamıştır.)
- Bir kitap ve bir dergi alarak eve gitti. (Sıfat tamlamalarını birleştirmiştir.)
- Çalışkan ve dürüst insanları herkes sever. (Sıfatları bağlamıştır.)
- Seni ve kardeşini akşam yemeğine davet etti. (Nesneleri bağlamıştır.)
Not: “Ve” bağlacından önce veya sonra herhangi bir noktalama işareti kullanılmaz. Şiirlerde rastlanabilen bu durum yazım hatası olarak kabul edilir.
2. Eşdeğerlik Bağlaçları
“VEYA, YA DA, YAHUT, VEYAHUT” Bağlaçları
Bu bağlaçlar, eşit değer taşıyan kelimeler, kelime öbekleri ya da cümleler arasında seçim yapılması gerektiğinde kullanılır. Yani iki seçenekten birinin tercih edilmesi gerektiği durumlarda kullanılır.
Örnekler:
- Eve gelsin veya hemen okula gitsin. (Cümleleri bağlamıştır.)
- Bugün ya da yarın gidelim. (Kelime öbeklerini bağlamıştır.)
- Annen yahut baban hemen gelsin. (Özneleri bağlamıştır.)
3. Karşılaştırma Bağlaçları
“YA… YA” Bağlacı
Bu bağlaç, en az iki seçenek sunulduğunda kullanılır. Genellikle zıtlık ya da tercih durumlarında başvurulan bir bağlaçtır ve bağladığı öğeler arasında “tercih” ya da “öncelik verme” anlamı katar.
Örnekler:
- Ya okula ya işe gitmeli. (Tümleçleri bağlamıştır.)
- Ya bu yolda kalacaksın ya bu şehri terk edeceksin. (İki cümleyi bağlamıştır.)
- Ya Ali ya Ayşe oraya gitmeli. (Özneleri bağlamıştır.)
“NE… NE” BAĞLACI
Bu bağlaç, olumsuzluk anlamı katan bir yapıdır ve aynı zamanda cümle içinde eşdeğer kelimeleri, kelime öbeklerini, isim ve sıfat tamlamalarını ya da cümle öğelerini birbirine bağlar.
Örnekler:
- Ne şiş zarar görsün ne kebap. (Özneleri bağlamıştır.)
- Ne fiziği ne müziği başarabildin. (Nesneleri bağlamıştır.)
- O olayda ne ağladı ne güldü. (Yüklemleri bağlamıştır.)
- Ne bizi anlayan var ne soran. (Olumsuzluk katar.)
Not: “Ne… ne” bağlacı, sıfat ve zarfların önünde zarf görevinde kullanıldığında bağlaç özelliğini kaybeder.
Örnek:
- Ne güzel ne güzel bir beldeydi orası. (Zarf – belirteç işlevi kazanmıştır.)
“HEM… HEM” BAĞLACI
Bu bağlaç, aynı işlevdeki öğeleri, “birlikte olma, eşitlik” anlamıyla bağlar. Bazen karşıt unsurları da bir araya getirebilir.
Örnekler:
- Hem ders çalışıyor hem müzik dinliyor. (Nesneleri bağlamıştır.)
- Hem bir tarafa hem diğer tarafa vuruyordu. (Tümleçleri bağlamıştır.)
- Hem eski hem yeni okulunu ziyaret edecek. (Sıfatları bağlamıştır.)
“DE… DE” BAĞLACI
Bu bağlaç, cümledeki öğeleri ya da cümleleri birbirine bağlar.
Örnekler:
- Hem evini de arabasını da satmış. (Nesneleri bağlamıştır.)
- Okula da işe de gitmedi o hafta. (Tümleçleri bağlamıştır.)
- Semih dün akşam gelmedi de gitmedi de. (Cümleleri bağlamıştır.)
“GEREK… GEREK” BAĞLACI
Bu bağlaç, cümle içindeki öğeleri veya cümleleri birbirine bağlayarak anlam bütünlüğü sağlar.
Örnekler:
- Gerek Ali gerek Mustafa olaydan çok etkilendiler. (Özneleri bağlamıştır.)
- Gerek bizden gerek sizden bir ön yargıları var. (Tümleçleri bağlamıştır.)
“OLSUN… OLSUN” BAĞLACI
Bu bağlaç, aynı görevdeki kelimeleri “eşitlik, bütünlük veya seçme” anlamıyla birbirine bağlar.
Örnekler:
- Edebiyat olsun Türkçe olsun, her derse çalışırdı. (Nesneleri bağlamıştır.)
- Öğretmeni olsun arkadaşı olsun, ona haksızlık yapmışlar. (Özneleri bağlamıştır.)
“KÂH… KÂH” BAĞLACI
Bu bağlaç, cümledeki öğeleri, tamlamaları ya da cümleleri birbirine bağlar.
Örnekler:
- Kâh ağladık kâh güldük bu karmaşık dünyada. (Cümleleri bağlamıştır.)
- Kâh okuluna kâh evine uğramaz olurdu. (Tümleçleri bağlamıştır.)
- Kâh arkadaşlarını kâh kardeşlerini üzerdi. (Nesneleri bağlamıştır.)
“HA… HA” BAĞLACI
Bu bağlaç, cümledeki ögeleri veya cümleleri birbirine bağlama işlevi görür.
Örnek:
- Ha bugün geldin, ha yarın geleceksin, biz yine bekliyoruz. (Cümleleri birbirine bağlama)
- Ha köye döndün, ha kasabaya gittin, sonuçta gidiyorsun. (Tümleçleri birbirine bağlama)
- Ha beni dinlemişler, ha seni dinlemişler, sonuç değişmeyecek. (Nesneleri birbirine bağlama)
4. Karşıtlık Bağlaçları
“AMA” BAĞLACI
Cümleler arasında zıtlık kurar. Aynı zamanda cümlelere koşul ve pekiştirme anlamları katabilir.
Örnek:
- Derslere katılmış, ama derste hiç aktif olamamış. (Zıtlık)
- Maça hazır çıkmışlar, ama maçı kaybetmişler. (Zıtlık)
- Genç adamdı, ama olgun bir tavrı vardı. (Pekiştirme)
Not: “Ama” bağlacı, cümlede çeşitli görevler üstlenir. Genellikle cümleleri bağlama görevi görür.
Örnek:
- Okula gitmiş ama derse katılmadan geri dönmüş. (Cümleleri bağlama)
- Annesini çok sever ama bir türlü yanına gidemez. (Cümleleri bağlama)
“FAKAT” BAĞLACI
Cümleler arasında karşıtlık oluşturan bir bağlaçtır. Çoğunlukla cümleleri bağlar ve bazen koşul anlamı da yükleyebilir.
Örnek:
- Her yerde onu aradı, fakat bulamadı. (Karşıtlık)
- Tüm yemekleri tatmalısınız, fakat hiçbirini israf etmemelisiniz. (Koşul)
“LÂKİN” BAĞLACI
Cümlelere zıtlık anlamı kazandıran bir bağlaçtır. Genelde cümleleri birbirine bağlar ve bazen koşul anlamı da katabilir.
Örnek:
- Zil çaldı, lâkin öğrenciler dışarıda oyalanıyordu. (Zıtlık)
- Maç bitti, lâkin hakem hâlâ düdük çalmıyor. (Zıtlık)
“YALNIZ” BAĞLACI
Bu bağlaç, cümleler arasında zıtlık ve koşul anlamları kazandırır. Genellikle cümleleri birbirine bağlama görevi üstlenir.
Örnek:
- İç dünyamı ona açtım, yalnız ilgilenmedi. (Zıtlık)
- Seni gezmeye götürürüm, yalnız ödevlerini bitirirsen. (Koşul)
Uyarı: “Yalnız” kelimesi cümlede sıfat, edat, zarf veya bağlaç olarak kullanılabilir. Bir ismin önüne gelirse sıfat olur, fiilin durumunu belirtirse zarf olur, “ama” ya da “fakat” anlamında kullanılırsa bağlaç olur, “sadece” anlamında edat olur.
Örnek:
- Bu konuyu uzun süre açıkladım, yalnız sadece o anladı. (Edat)
- Saatlerce anlattım, yalnız kimse anlamadı. (Bağlaç)
- Yalnız bir gün bile huzurlu geçmedi. (Sıfat)
- Yalnız çocuklar genelde sosyal zorluklar yaşar. (Sıfat)
- Dünyaya yalnız geldi, yalnız gitti. (Zarf)
- Bir yalnız düşünün, hayatın kıymetini anlarsınız. (İsim)
- Evde yalnız kalınca zihnim dinlendi. (İsim)
“ANCAK” BAĞLACI
Bu bağlaç, iki zıt anlamlı ifadeyi veya cümleleri birbirine bağlar. Aynı zamanda cümlelere koşul anlamı da yükleyebilir.
Örnek:
- Gün boyunca onu aradık, ancak bir türlü bulamadık. (Zıtlık)
- Seni yanıma alırım, ancak önce biraz çalışıp para biriktirmelisin. (Koşul)
Uyarı: “Ancak” kelimesi, eylemi tamamlarsa zarf; “sadece” anlamında kullanılırsa edat; “ama, fakat” anlamında kullanılırsa bağlaçtır. Bu anlamlar, cümledeki kullanımına bağlı olarak belirlenir.
Örnek:
- Bunu ancak bizim Ahmet yapabilir. (Edat)
- Yazacağım, ancak yardım etmelisin. (Koşul)
- Erken çıktı, ancak yine de zor yetişti. (Zarf)
“NE VAR Kİ” BAĞLACI
Bu bağlaç, iki zıt anlamlı ifadeyi ya da cümleyi birbirine bağlar ve bazen koşul anlamı da katabilir.
Örnek:
- Çok çalıştı, ne var ki istediği başarıyı yakalayamadı. (Zıtlık)
- Dışarı çıkabiliriz, ne var ki iyi giyinmelisin. (Koşul)
“NE YAZIK Kİ” BAĞLACI
Bu bağlaç, kötü ya da üzücü sonuçlar ifade eden cümlelerde zıtlık kurar.
Örnek:
- Babası çok iyiydi, ne yazık ki ona gereken değeri veremediler. (Zıtlık)
- Okulun imkânları iyi, ne yazık ki öğrenciler çalışkan değil. (Zıtlık)
5. Gerekçe Bağlaçları
“ÇÜNKÜ” BAĞLACI
Bu bağlaç, cümlede neden-sonuç ilişkisi kurar. Aynı işlevi gören bir diğer bağlaç ise “zira”dır. Cümlelere “sebebi şu” anlamı kazandırır.
Örnek:
- Hep başarısız olurdu, çünkü hiç çalışmazdı. (Neden-sonuç)
- Uçağını kaçırdı, çünkü yolda kaza yapmıştı. (Neden-sonuç)
“MADEM, MADEMKİ” BAĞLAÇLARI
Bu bağlaçlar, kendilerinden sonraki cümleleri bir önceki cümleye bağlama işlevi görür.
Örnek:
Mademki oraya kadar gitmişsiniz, onu da ziyaret edebilirdiniz. (sebep-sonuç)
Madem beni unutacaktın, niçin çok sevdin? (sebep-sonuç)
“ZİRA” BAĞLACI
“Çünkü” anlamında kullanılan bir bağlaçtır. İki cümle arasında neden-sonuç ilişkisi kurar. Cümlelere “bundan dolayı” veya “bu sebeple” anlamlarını katar.
Örnek:
Yaptığımız iş başarılı olacak, zira herkes işin sorumluluğunu üstlendi. (neden-sonuç)
Hafta sonu ailesinin yanına gitti, zira onları çok özlemişti. (neden-sonuç)
“YOKSA” BAĞLACI
Bu bağlaç, cümlelere “tahmin” ya da “şart” anlamı katar. Genellikle beklenmedik sonuçlar veya olasılıklara vurgu yapar.
Örnek:
Onlar hala oraya ulaşmadı, yoksa bir aksilik mi oldu? (tahmin)
Çabuk buraya gel, yoksa yapacaklarımı göreceksin. (şart)
“NASIL Kİ” BAĞLACI
Gerekçe belirten bağlaçlardan biridir ve kendisinden sonraki cümleyle bir önceki arasında ilişki kurar.
Örnek:
Nasıl ki size zarar verdi, aynısını bize de yaptı.
Nasıl ki sınavlara az çalışıyor, yine de iyi notlar alıyor.
“DEĞİL Mİ Kİ” BAĞLACI
Bu bağlaç da gerekçe bildirir ve iki cümle arasında bağlayıcı bir görev üstlenir.
Örnek:
Bize hata yapan onlar değil mi ki biz de aynı şekilde karşılık verelim.
“DE” BAĞLACI
Cümlelere çeşitli anlamlar katar. “Dahi”, “bile”, “eşitlik”, “benzerlik” gibi anlamlar kazandırabilir. Bağlaç olan “de, da” her zaman ayrı yazılır ve ünsüz benzeşmesi kuralına uymaz. Ayrıca, kalınlık-incelik uyumuna uyar ve özel isimlerden sonra gelirse kesme işareti kullanılmaz. Cümlelerden çıkarıldığında anlam bozulmaz, ancak kısmen daralır.
“de” Bağlacının Cümleye Kattığı Anlamlar
Eşitlik veya benzerlik anlamları katar:
Örnek:
Geçen hafta o kitabı ben de bitirdim.
Küçümseme veya alay anlamı katar:
Örnek:
Bu ev de ev mi yani!
Abartı anlamı verir:
Örnek:
Şu hava da hava mı, ne kadar sıcak!
Şaşkınlık ifade eder:
Örnek:
Çocuklar da mı bizimle gelecek?
Sebep, inat veya tehdit anlamları katar:
Örnek:
Babası ona kızdı da o gece evden ayrıldı. (sebep)
Bu işi bu saatte yapacaksın da yapacaksın, başka yolu yok. (inat)
Verdiğim görevleri zamanında yap da göreyim. (tehdit)
Sitem, kızgınlık, azarlama, istek, yakınma, hayıflanma, memnuniyet veya tehdit anlamları katar:
Örnek:
Köye geldin de bizi ziyaret etmedin! (sitem)
Biraz ders çalış da sonra dışarı çık. (kızgınlık)
Neden her işime karışıyor da karışıyor? (azarlama)
Bize gel de sonra sinemaya gideriz. (istek)
Bir türlü bizim seviyemize inip ders anlatamadı. (yakınma)
Tatili tatil gibi geçiremedim. (hayıflanma)
Bu soğukta çay getirdiğiniz için teşekkür ederim, ne güzel ettiniz de getirdiniz! (memnuniyet)
Borçlarını ödeme de seni göreyim! (tehdit)
Ama, fakat, lakin anlamında da kullanılır:
Örnek:
Sınava girdi de kazanamadı.
Bülbül güle aşık olmuş da gülün haberi bile yokmuş.
Şart, rica, övünme veya değişmezlik anlamı da kazandırır:
Örnek:
İngilizce kelimeleri yazıp da öğreneceksin. (şart)
Bize izin ver de yola çıkalım. (rica)
Ankara’ya gidip de bütün işleri halledeceğim. (övünme)
Çalışsan da başaramazsın. (değişmezlik)
“de” Bağlacının Cümledeki Görevleri
“Dahi”, “bile” ve “üstelik” anlamlarında da kullanılabilir.
Örnek:
Mustafa da toplantıya katılmadan çıktı. (dahi, bile)
Bu saatten sonra çalışsan da kazanman zor. (dahi, bile)
Bile Bağlacı
Cümlelere pekiştirme anlamı katan “bile” bağlacı, Türkçede oldukça yaygın olarak kullanılır. “de” ve “dahi” bağlaçları ile aynı anlama sahiptir. Pek çok durumda birbirlerinin yerine kullanılabilirler.
Örnekler:
- Bu kitabı Ayşe bile okuyamaz. (dahi anlamında)
- Benimle tek kelime bile konuşmadı. (üstelik anlamında)
Dahi, Üstelik, Hatta, Ayrıca, Hem de Bağlaçları
Bu bağlaçlar, cümlelere pekiştirme anlamı katar. Çoğu zaman birbirleri yerine kullanılabilirler, ancak bağlamlarına dikkat edilmelidir.
Örnekler:
- Dahi ben bile bu duruma çözüm bulamadım. (bile anlamında)
- Konuşmuyor, üstelik günden güne daha kötüleşiyor. (bunun yanında)
- Onu orada gördüm, hatta onunla sohbet ettim. (üstelik anlamında)
Özetleme Bağlaçları
Bu bağlaçlar, konuşma ya da yazı içerisinde önceki cümleleri özetleyen veya sonuç bildiren ifadelerle kullanılır. “Kısacası”, “demek ki”, “açıkçası”, “öyleyse”, “yani”, “o halde”, “özetle”, “anlaşılan” gibi bağlaçlar bu işlevi üstlenir.
Örnekler:
- Bu projede kısacası herkes kaybedecek. (özet anlamında)
- Demek ki bu kuş her gün buraya geliyor. (özetle)
- Onlar gelmeyecek, öyleyse biz çıkalım. (sonuç)
- Kimse bizi dinlemiyor, o halde biz de gidelim. (özet)
Ki Bağlacı
“Ki” bağlacı, cümleler arasında anlam bağı kurarak kullanılır ve çoğunlukla önceki cümleyi açıklar. Bu bağlaç, daima ayrı yazılır ve Türkçede “kı, ku, kü” gibi farklı formları yoktur. Bu bağlaç, Farsçadan Türkçeye geçmiş bir öğedir.
Örnekler:
- Çok çalışmadı ki istediği yeri kazansın. (neden-sonuç ilişkisi)
- Eve vardım ki her yer su içinde. (şaşma ifadesi)
- Sabah geç kalkmış ki derse yetişememiş. (tahmin)
İle Bağlacı
“İle” bağlacı, aynı görevdeki kelimeleri birbirine bağlar. Genellikle “ve” bağlacı ile benzer anlam taşır ve çoğunlukla onun yerine kullanılabilir. Ancak “ile”, cümleleri değil kelimeleri bağlar. Bazı durumlarda bitişik yazılabilir ve “i” harfi düşebilir.
Örnekler:
- Ali ile Ayşe çok iyi arkadaşlar. (isimleri bağlamış)
- Yazması ile okuması oldukça iyidir. (fiilimsileri bağlamış)
Not: “İle” bağlacı, edat olarak da kullanılabilir. Bir cümlede “ile”nin yerine “ve” gelebiliyorsa bağlaç, gelemiyorsa edattır.
Örnekler:
- Uçağa ile İstanbul’a gidecek. (edat, çünkü “ve” ile değiştirilemez)
- Ali Rıza ile Semra evlendi. (bağlaç, çünkü “ve” ile değiştirilebilir)
İse Bağlacı
“İse” bağlacı, cümleye koşul veya şart anlamı katar. Kendisinden önceki kelime ile bitişik yazılabilir ve bu durumda “i” harfi düşebilir.
Örnekler:
- Babası işe gitti, annesi ise evde kaldı.
- Mehmet şiir sever, ben ise roman okumayı tercih ederim.
İster… İster Bağlacı
“İster… ister” bağlacı, cümlede bağlanacak öğeleri birbirine bağlar.
Örnekler:
- İster kırmızı gömleği ister mavi ceketi alabilir.
- Sınavdan sonra ister eve ister parka gidebiliriz.
Hiç Olmazsa ve Hiç Değilse Bağlaçları
Bu bağlaçlar, cümlelere “bari” anlamı katar.
Örnekler:
- Toplantıya sen gidemezsen, hiç değilse ben gideyim. (bari anlamında)
Oysa, Oysaki, Hâlbuki Bağlaçları
Bu bağlaçlar, cümleye karşıtlık anlamı katar ve genellikle birbirinin yerine kullanılabilir.
Örnekler:
- Beni bırakıp gitti, oysa ben ona her zaman destek oldum. (karşıtlık)
- Gelmedi hâlbuki vakti vardı. (karşıtlık)
Şayet, Eğer Bağlaçları
“Şayet” ve “eğer” bağlaçları, cümleye koşul anlamı katar.
Örnekler:
- Eğer dersi dinleyecekseniz, sessiz olun. (koşul)
- Şayet toplantıya katılmayacaksanız, neden geldiniz? (koşul)
Meğer, Meğerse Bağlaçları
Bu bağlaçlar, beklenmedik veya umulmadık durumları ifade eder.
Örnekler:
- Meğerse o beni aldatıyormuş. (şaşırma)
Bir… Bir Bağlacı
Bu bağlaç, cümlede iki öğeyi pekiştirme amacıyla kullanılır.
Örnekler:
- Bir seni bir bu bahçeyi sevdim.
YAPILARINA GÖRE BAĞLAÇLAR
- Yalın (Basit) Bağlaçlar
Yapım eki almayan ve başka bir kelime ile birleşmeyen bağlaçlardır. Bu bağlaçlar, kök biçimlerinde bulunur.
Örnekler:
ve, ile, de, hem, yani, ama, fakat, eğer…
- Türemiş Bağlaçlar
Yapım eki alarak oluşturulmuş bağlaçlardır.
Örnekler:
kısaca (kısa-ca), yalnız (yalın-ız), üstelik (üste-lik), anlaşılan (anlaşıl-an) vb.
- Birleşik Bağlaçlar
İki veya daha fazla kelimeden meydana gelen bağlaçlardır. Farklı şekillerde oluşabilirler.
Örnekler:
yoksa (yok-ise), oysa (o-ise), öyleyse (öyle-ise)…
- Öbekleşmiş Bağlaçlar
Birden fazla kelimeden oluşup ayrı yazılan bağlaçlardır. Bazıları yinelemeli biçimlerde de kullanılabilir. Bu tür bağlaçların kullanımı oldukça yaygındır.
Örnekler:
ya… ya, hem… hem, ne… ne, ister… ister, olsun… olsun, gerek… gerek, hiç olmazsa, anlaşılıyor ki, demek ki, değil mi ki, ne yazık ki, ne var ki, bir… bir vb.
KULLANILIŞLARINA GÖRE BAĞLAÇLAR
- Sıralama Bağlaçları
İki kelimenin arasına girerek onları bağlamaya yarayan bağlaçlardır.
Örnek:
Savaş ve Barış
- Denkleştirme Bağlaçları
Kelime, kelime grupları veya cümleler arasında gelerek iki unsuru karşılaştırma veya denkleştirme amacıyla kullanılan bağlaçlardır. Bunlar “ya, veya, yahut, veyahut” gibi bağlaçları içerir.
Örnekler:
Ya çok akıllısın ya delisin bana göre.
Gül yahut gülendam derler o bahçedekilere.
- Karşılaştırma Bağlaçları
Karşılaştırılan unsurları birbirleriyle bağlamak için kullanılan bağlaçlardır. Bunlar: “da…. da, gerek… gerek, olsun… olsun, ha… ha, hem… hem, ne… ne, ister… ister, ya… ya” gibi bağlaçları içerir.
Örnekler:
Gelsen de gelmesen de biz gideceğiz.
Gerek Mustafa gerek Abdullah bunu içlerine sindirememişti.
Ders olsun, diğer işler olsun, onları zamanında yapmak lazım.
Ha bu eve gelmişsin ha bizim evimize, fark etmez.
Hem nalına hem mıhına vururdu o.
Artık bize ne gelir ne telefon açar.
İster çalışsın ister çalışmasın, yapılacak bir şey yok.
Ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin.