Tiyatro Geleneksel ve Modern Tiyatro Türleri

Gösteri Temelli Metinler

Geleneksel Tiyatro

  1. Meddah
  2. Köy Seyirlik Oyunları
  3. Orta Oyunu
  4. Karagöz

Gösteri Temelli Metinler – Batı Tiyatrosu

  1. Tragedya
  2. Komedya
  3. Dram
  4. Epik Tiyatro
  5. Müzikal Tiyatro

Tiyatro ve Kökeni

  • Gösteri temelli yazılı metinler, tiyatro eserleridir.
  • Gerçekleşmiş ya da hayal edilmiş olayların sahnede, oyuncular aracılığıyla gerçekçi bir şekilde canlandırılmasına tiyatro denir.
  • Tiyatro sanatı, MÖ 6. yüzyılda Yunanlıların Bereket Tanrısı Dionysos adına düzenledikleri dinsel törenlerden doğmuştur.
  • Tiyatro sanatı dini kökenlere dayanır.
  • İlk tapınma ritüellerinin zamanla değişip gelişerek günlük yaşama uygun hale gelmesiyle tiyatro ortaya çıkmıştır.
  • Diğer bir görüşe göre ise tiyatro, insanların konuşma yetisinin sınırlı olduğu dönemlerde, birbirleriyle iletişim kurmak için olayları hareketlerle taklit etmeye çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır.

Tiyatronun Unsurları

  • Tiyatro; seyirci, oyuncu, sahne, metin, dil ve anlatım gibi temel öğelerden oluşur.
  • Tiyatro eserlerinin temeli diyaloğa dayanır; bu nedenle konuşma tarzı tiyatroda önemli bir yer tutar.
  • Tiyatro eserleri, okunmak için değil, sahnelenmek amacıyla yazılır.
  • Tiyatro eserlerini iki ana kategoride inceleyebiliriz: Geleneksel Türk Tiyatrosu ve Modern Türk Tiyatrosu.

Tiyatronun Anlamı

  • Tiyatro iki şekilde tanımlanabilir: Birincisi, yazılı eserlerin sahnede canlandırıldığı yer; ikincisi, bu yazılı eserlerin sahnede sergilenme sanatıdır.
  • Sahnelenmek üzere yazılmış eserlerin ortak adı tiyatrodur.
  • Tiyatronun unsurları arasında karakterler, olay ya da durum, mekan, zaman ve oyuncular bulunur.

Olay veya Durum

  • Tiyatro eserlerinde olay örgüsü üç ana bölüme ayrılır.
  • Genellikle iki perde halinde sunulur.
  • Serim: Olayın başlangıç bölümüdür. İzleyiciye mekan ve karakterler hakkında bilgi verilir.
  • Düğüm: Olayların karmaşık hale geldiği, çatışmaların arttığı, çıkmazların sergilendiği bölümdür. İzleyicinin merakı bu noktada zirveye ulaşır.
  • Çözüm: Oyunun sona erdiği bölümdür. Bu bölümde olayların tüm soruları yanıtlanır ve oyun tamamlanır.

Mekan

  • Tiyatroda olayların geçtiği yer, sahnede dekor ile canlandırılır. Dekor, sahneyi çevreleyen eşyaların tümüdür. Oyunun gerektirdiği dekoratif unsurlar, oyuncuların kullandığı aksesuarları da içerir.

Zaman

  • Zamanın sunumu tiyatro metninde yazara bağlıdır. Kronolojik zaman, olayların düğüm noktasından başlatılan zaman ya da düzensiz zaman yapılarından biri tercih edilebilir.

Oyuncular

  • Tiyatroda olayları sahnede canlandırmaya “rol yapmak” denir. Erkek oyuncuya aktör, kadın oyuncuya ise aktris denir; günümüzde bu iki terim yerine “oyuncu” kullanımı daha yaygındır.

İzleyiciler

  • Tiyatroda izleyici en önemli unsurdur. İzleyicisi olmayan bir tiyatro yazmanın ya da oynamanın anlamı yoktur. Tiyatronun başarısı izleyiciyle ölçülür.

Batı Tiyatrosunun Türkiye’ye Girişi

  • Batılı tarz tiyatro, Tanzimat döneminde Türkiye’ye girmiştir. Türkiye’deki Batılı anlamdaki ilk tiyatro eseri, Şinasi’nin Şair Evlenmesi adlı oyunudur (1859).
  • Güllü Agop, Osmanlı döneminin önemli tiyatro oyuncusu ve yönetmeni olarak, Türk tiyatrosunun kurulmasında önemli bir role sahiptir. Müslüman olduktan sonra Mehmet Yakup adını almıştır.
  • İstanbul’daki Gedik Paşa Tiyatrosu, dönemin önemli oyunlarının sahnelendiği bir merkez olmuştur.

Geleneksel Tiyatro

  • Türklerin Orta Asya’daki geçmişine uzanan, dört bin yıl öncesine dayanan köklü bir tiyatro geleneği vardır.
  • Türklerin “sığır”, “yuğ”, “şölen” gibi dini törenlerde sergiledikleri gösteriler, geleneksel Türk tiyatrosunun ilk örnekleri sayılabilir.
  • Bu törenlerde yönetmenlik ve oyunculuk yapan kişilere şaman denirdi.
  • Tanzimat döneminden önce, Türk toplumunun tanıdığı tiyatro, seyirlik oyunlar ya da temaşa sanatından ibaretti.
  • Geleneksel tiyatro, Batı tiyatrosundan farklı olarak, bir metne dayanmadan doğaçlama yapılması ile öne çıkar.
  • Geleneksel tiyatronun ana türleri şunlardır: Meddah, Orta Oyunu, Köy Seyirlik Oyunları ve Karagöz.

Meddah

  • Taklit yaparak eğlenceli hikayeler anlatan kişiye meddah denir.
  • Meddahlık, tek kişilik bir gösteri sanatı olarak kabul edilebilir.
  • Meddah, tiyatrodaki tüm karakterleri canlandıran tek bir oyuncudur.
  • Bir yüksek yere oturarak, farklı karakterleri taklit ederek hikayeyi anlatır. Meddahın sahnesi, dekoru, kostümleri yoktur; sadece meddahın zekası, bilgi birikimi ve anlatım yeteneği ile tiyatro gerçekleşir.
  • Meddahın hikayeleri doğaçlama olarak ve konuşma diliyle anlatılır.
  • Bir beyitle hikayeye giriş yapar ve şive taklitleri yapar.
  • Meddahın iki temel aracı vardır: Boynuna doladığı mendil ve elindeki baston.
  • Anlatısını tamamladıktan sonra özür dileyip, anlatılan hikayenin sonucunu açıklar ve bir sonraki öyküsünü nerede anlatacağını duyurur.

Köy Seyirlik Oyunu

  • Anadolu’nun pek çok köyünde köy seyirlik oyunları hala sürdürülmektedir.
  • Bu oyunlar binlerce yıllık bir geçmişe dayanır.
  • Hasat sonrası ve uzun kış gecelerinde sergilenirdi.
  • Ak ve kara motifleri yer alır. Ak, bereketi; kara ise kıtlığı simgeler.
  • “Saya gezme” adı verilen, yazı ve kışı simgeleyen aklar giymiş genç kız ve yüzü siyaha boyanmış “Arap” figürü, çocukların peşine takılarak köyü dolaşır. Her evden hasattan kalma tahıllar toplanır ve köy meydanında pişirilir, tüm köy halkı birlikte yemek yer.
    • Sonrasında köy seyirlik oyunu başlar. Oyunda “Arap” karakteri genç kızı kaçırır, kızın akrabaları ise onu bulur ve büyük bir kutlama yapılır. “Arap” kovalanır ve böylece kış kovulup yazın gelişi coşkuyla kutlanır.
    • Bu oyun köyün ortasında sergilenir ve izleyiciler oyuncuların etrafını çevreler.
    • Oyuncu ile izleyici arasındaki sınır çok ince olup, bazı oyunlarda izleyiciler de oyunculara katılabilir.
    • Seyirlik oyunlarda doğaçlama esastır, tecrübeli oyuncular yaratıcılıklarını kullanarak oyunu geliştirir.
    • Köy seyirlik oyunlarının ana çatışması “ak” ve “kara” arasındadır.
    • Bu oyunlar, epik tiyatro gibi açık biçimdedir, yani seyirciye hiçbir şey saklanmaz, her şey izleyicinin gözü önünde gerçekleşir.

    Orta Oyunu

    • Orta oyunu, izleyicilerle çevrili açık bir alanda oynanan, yazılı bir metne dayanmayan, müzik, dans ve şarkıların yer aldığı doğaçlama bir oyundur.
    • Eski kaynaklarda bu oyuna “kol oyunu,” “meydan oyunu” ve “taklit oyunu” gibi isimler verilmiştir.
    • Orta oyunu, han ya da kahvehanelerde oynansa da genellikle açık alanlarda, ortada sergilenen bir oyundur.
    • Oyun alanına “palanga,” oyuncuların eşyalarını koydukları sandığa ise “pusat” denir.
    • Dekor sadece bir “yenidünya” adı verilen bezsiz paravandan ve bir “dükkan” denilen iki katlı kafesten oluşur.
    • Oyunun en önemli karakterleri Kavuklu ve Pişekar’dır. Kavuklu, Karagöz oyunundaki Karagöz’ün karşılığıdır; Pişekar ise Hacivat’ın karşılığıdır.
    • Orta oyununda gülmece, yanlış anlaşılmalar, şakalar ve komik hareketler üzerine kuruludur.
    • Oyunda çeşitli mesleklerden ve yörelerden insanların ağızları taklit edilir: Arap, Acem, Kastamonulu, Kayserili, Kürt, Frenk, Laz, Yahudi, Ermeni gibi.
    • Kadın rolünü oynayan erkek karaktere “Zenne” denir.
    • Orta oyununun en bilinen ustaları arasında Kavuklu Hamdi ve Pişekar Küçük İsmail Efendi yer alır.
    • Bu oyunun ustaları çırak-usta ilişkisiyle yetişirdi; ustalar, öğrencilerini denetlerdi.

    Orta Oyununun Bölümleri

    1. Mukaddime (Giriş): Oyun, Pişekar’ın sahneye çıkıp izleyiciyi selamlamasıyla başlar. Ardından Kavuklu sahneye gelir ve aralarındaki kısa diyalog başlar.
    2. Muhavere (Söyleşme): Pişekar ve Kavuklu’nun tanışma konuşmasıyla başlar. Bu bölümde söylenenlerin yanlış anlaşılması üzerine mizahi bir diyalog kurulur.
    3. Fasıl (Oyun): Oyunun esas bölümü olup, belli bir olay canlandırılır. Kavuklu, iş arayan bir karakterdir ve Pişekar ona iş bulur. Oyun, dükkan dekorunda gelişen olaylarla devam eder.
    4. Bitiş: Pişekar izleyicilerden özür diler ve gelecek oyunun adını ve yerini duyurarak oyunu kapatır.

    Karagöz Oyunu

    • Söylentilere göre Karagöz, Trakyalı bir demirci ustasıdır ve Bursa’daki bir cami inşaatında Hacı İvaz (Hacivat) ile tanışır.
    • Bu iki karakterin arasında başlayan eğlenceli konuşmalar, diğer kişilerin katılımıyla büyür. Durumu öğrenen Orhan Gazi, Karagöz’ü idam ettirir; Hacivat ise hacca giderken eşkıyalar tarafından öldürülür.
    • Orhan Gazi’nin emriyle, Şeyh Küşteri bu diyalogları gölge oyunu şeklinde sahnelemeye başlar ve bu oyun yaygınlaşır.
    • Karagöz oyunu, taklit ve diyaloga dayalı iki boyutlu bir gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına “hayali” ya da “hayalbaz” denir; yardımcıları ise çırak, yardak, dairezen ve sandıkkardır.
    • Osmanlı toplumunun kültürünü, inançlarını, geleneklerini, siyasal ve sosyal yapısını yansıtan bir oyundur.
    • Karagöz ve Hacivat halkın malıdır ve konular anonimdir.
    • Oyun doğaçlama oynanır, her sanatçı sözleri kendine göre uyarlar.
    • Karagöz, eğitimsiz halkı; Hacivat ise aydınları temsil eder. Her sınıftan, meslekten ve yöreden karakterler oyunda yer alır ve herkes kendi şivesiyle konuşur.

    Karagöz Oyununun Bölümleri

    1. Mukaddime (Giriş): Hacivat sahneye gelir ve “perde gazeli” okur.
    2. Muhavere (Söyleşme): Karagöz ve Hacivat arasındaki diyaloglardan oluşur.
    3. Fasıl (Oyun): Oyunun ana bölümüdür ve diğer karakterler sahneye çıkar.
    4. Bitiş: Karagöz, oyunun bittiğini haber verir ve bir sonraki oyunu duyurur. Hacivat ile kısa bir konuşmayla oyunu kapatır.

    Karagöz Oyununun Karakterleri

    • Çelebi: Genç, züppe mirasyedi.
    • Kürt: Hamal ya da bekçi.
    • Tuzsuz Deli Bekir: Sarhoş, zorba karakter.
    • Arnavut: Bahçıvan veya bozacı.
    • Altı Kulaç Beberuhi: Cüce ve aptal karakter.
    • Laz: Kayıkçı ya da kalaycı.
    • Tiryaki: Laf ebesi.
    • Zenne: Kadın rolü oynayan erkek oyuncu.
    • Ermeni: Kuyumcu.

    Batı Tiyatrosu Türleri

    Trajedi

    • Seyircide korku ve acıma duyguları uyandırarak, izleyicinin kötü duygularından arınmasını amaçlayan bir tiyatro türüdür.
    • Konusunu mitoloji ya da soylu kişilerin yaşamından alır.
    • Kahramanlar tanrılar ya da asil sınıftan kişilerdir; sıradan insanlara yer verilmez.
    • Üslubu kusursuzdur; kaba sözlere ve çirkin olaylara yer verilmez.
    • Olaylar seyircinin önünde gerçekleşmez, sahne arkasında olur.
    • Trajediler, üç birlik kuralına (zaman, yer, olay) uyar.
    • Beş perde olarak yazılır.
    • En ünlü trajedi yazarları: Aiskhylos, Euripides, Sophokles; Fransız edebiyatında ise Corneille ve Racine’dir.

    Komedya

    • İnsanları güldürerek eğitmek amacı güden tiyatro türüdür.
    • Konusunu gündelik yaşamdan ve toplumsal olaylardan alır.
    • Kahramanlar genellikle sıradan insanlar veya eğitimsiz kişilerdir.
      • Beş perdeden oluşur.
      • Üç birlik kuralına uyar; yani yer, zaman ve olay birliği önemlidir.
      • Nazım veya nesir (düzyazı) formunda yazılabilir.
      • Komedinin farklı alt türleri vardır:
        • Vodvil (Entrika Komedyası): Sadece güldürmeyi amaçlayan, olayların karmaşık hale geldiği komedi türüdür.
        • Fars (Kaba Güldürü): Abartılı hareketlerle ve keskin esprilerle güldürmeyi amaçlayan bir komedidir.
        • Parodi: Ciddi olmayan bir olayı alaya alarak güldüren komediler.
        • Satir (Yergi Komedyası): Toplumsal bozuklukları, kişisel zaafları veya kötü davranışları hicveden komedi türüdür.
        • Karakter Komedyası: İnsan karakterinin eksik ve gülünç yanlarını anlatan komedilerdir.
        • Töre Komedyası: Toplumun gelenek ve göreneklerindeki gülünçlükleri konu alan komedilerdir.
        • Entrika Komedyası: Olayları merak uyandırıcı ve sürükleyici bir biçimde işler.
        • Duygusal Komedi: Başlangıçta izleyiciyi güldürüp sonunda hüzünlendiren komedi türüdür.
      • En ünlü komedi yazarları Eski Yunan’da Aristophanes, Fransız edebiyatında ise Molière’dir.

      Dram

      • 19. yüzyılda trajedinin sıkı kurallarına karşı çıkarak ortaya çıkan tiyatro türüdür.
      • Konusunu gündelik yaşamdan ya da tarihin herhangi bir döneminden alabilir.
      • Hem acıklı hem de komik olayları bir arada bulundurur.
      • Kahramanlar hem sıradan insanlardan hem de soylulardan olabilir.
      • Üç birlik kuralına uymak zorunda değildir.
      • Olaylar sahnede gerçekçi bir şekilde canlandırılabilir.
      • Şiir ve düzyazı bir arada bulunabilir.
      • Nazım (şiir) veya nesir (düzyazı) formunda yazılabilir.
      • Kahramanlar, ait oldukları sosyal sınıfa uygun bir dille konuşurlar.
      • Perde sayısında sınırlama yoktur.
      • Başlıca dram türleri:
        • Melodram: Heyecan verici, acıklı ve duygusal olaylara dayanan, müzikli dram türüdür.
        • Feeri: Masalsı olayların canlandırıldığı dram türüdür.
      • Dram türünün ünlü yazarları arasında İngiliz William Shakespeare, Fransız Victor Hugo ve Alman Goethe sayılabilir.

      Epik Tiyatro

      • Ünlü Alman oyun yazarı Bertolt Brecht tarafından geliştirilmiş, göstermeci tiyatronun bir biçimidir.
      • Adına rağmen kahramanlık konularını işleyen bir tiyatro türü değildir; toplumsal bir tiyatro türüdür.
      • İzleyicilere toplumsal çarpıklıkları göstermek ve onları bu eleştirilerin bir parçası haline getirmek amacıyla yazılır.
      • Klasik tiyatronun aksine, izleyicinin kendisini oyunun bir parçası gibi hissetmesi istenmez.
      • Seyirci, gözlemci olarak olayları dışarıdan izleyip düşünmeye teşvik edilir.
      • Epik tiyatronun temeli, sosyalist ideolojiye dayanır ve siyasal bir amacı vardır.
      • Olaylar ve durumlar parça parça verilerek, araya şarkılar, türküler eklenir, anlatıcılar sahneye çıkar.
      • Sahneyi bir ideolojinin yayılması amacıyla kullanır; seyircilerin duygularına değil, akıllarına seslenir.
      • Türkiye’de epik tiyatronun ilk örneği Haldun Taner’in Keşanlı Ali Destanı adlı oyunudur.

      Müzikli Tiyatro

      • Opera: Sözlerinin tümü ya da büyük kısmı koro veya solo olarak şarkı biçiminde söylenen, müzikli bir tiyatro türüdür. Orkestra eşliğinde oynanır.
      • Operet: Eğlenceli, hafif konulara dayanan, içinde diyalogların da yer aldığı müzikli tiyatrodur. Daha çok halk için yazılmıştır.
      • Opera Komik: Operetin daha seçkin sınıflara hitap eden biçimidir.
      • Vodvil: Hareketli, eğlenceli bir konuya dayanan ve şarkıların da yer aldığı hafif komedi türüdür.
      • Bale: Konusu, dans ve hareketlerle anlatılan, müzikal ve sözsüz bir tiyatro türüdür.

      Tiyatro Biçimleri

      • Benzetmeci Tiyatro: Sahnede gösterilenlerin gerçek yaşamdan farklı olmadığını, hayatın bir kesitini sunduğunu vurgulayan tiyatro biçimidir. Amaç, seyircinin sahnede gördüklerinin bir oyun olmadığını, yaşamdan bir parça olduğunu düşündürmektir. Oyuncular, sahnede seyirci yokmuş gibi davranır ve oyunun sonunda sahneden çekilerek etkilerini sürdürmeye çalışırlar.
      • Göstermeci Tiyatro: Benzetmeci tiyatroya zıt olarak, sahnede gösterilenlerin bir oyun olduğunu hatırlatan ve sahne ile seyirci arasında diyalog kuran tiyatro biçimidir. Oyuncular zaman zaman seyircilere seslenerek, gösterilenin bir oyun olduğunu belirtir. Türk halk tiyatrosundaki orta oyunu, bu türün tipik bir örneğidir.

      Anlamsızlık Tiyatrosu

      • İnsan ve doğa arasındaki uyumsuzluğu anlatan bir tiyatro türüdür.
      • İnsanın doğadan uzaklaşmasını ve bu durumu bir insanlık durumu olarak kabul eder.
      • Alışıldık mantıksal akışı bozarak, öznel idealizmin bir sonucu olarak nihilizme eğilim gösteren bir tiyatro anlayışıdır.
      • Bu tiyatro türü, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Fransa’da yaygınlaşmıştır.

 

Cumhuriyet Dönemi ve Tiyatro

  • 1923’ten sonra başlayan Cumhuriyet dönemi tiyatrosu, kendi içinde farklı aşamalardan geçmiştir.

1. Dünya Savaşı Kuşağı

  • Hem 1. Dünya Savaşı hem de Kurtuluş Savaşı, bu dönemin tiyatro eserlerine damgasını vurmuştur. Dönemin en önemli tiyatro yazarları arasında Musahipzade Celal ve Reşat Nuri Güntekin öne çıkar.

Cumhuriyetin İlk 20 Yılındaki Yazar Kuşağı

  • Bu dönemin yazarları, ruhsal çatışmaları, değişen değer yargılarını ve ulusal konuları eserlerinde işlemişlerdir. Ayrıca efsaneler de bu dönemde işlenen önemli konulardan biri olmuştur.
  • Öne çıkan yazarlar arasında Nazım Hikmet ve Necip Fazıl Kısakürek bulunmaktadır. Vedat Nedim Tör’ün Kör, Cevdet Kudret’in Tersine Akan Nehir, H. Fahri’nin Hayalet, F. Nafiz Çamlıbel’in Yayla Kartalı eserleri de bu dönemde dikkat çeken oyunlardandır.

2. Dünya Savaşı Kuşağı

  • Bu dönemin yazarları, batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını işleyen eserler kaleme almışlardır. A. Kutsi Tecer, Cevat Fehmi Başkut ve Ahmet Muhip Dranas bu dönemin önemli yazarlarıdır.

1950 Kuşağı

  • Bu kuşağın dört ana özelliği vardır:
    1. Bireysel meselelerden toplumsal sorunlara geçiş.
    2. Olayların ve durumların toplumsal perspektiften ele alınması.
    3. Evrensel sorunların toplum üzerinde nasıl bir etkisi olduğunun incelenmesi.
    4. Köy sorunlarının tiyatroda işlenmesi.
  • Bu dönemin önde gelen yazarları Melih Cevdet Anday, Haldun Taner, Nazım Kurşunlu, Çetin Altan, Turgut Özakman, Aziz Nesin, Orhan Asena, Necati Cumalı, Recep Bilginer ve Cahit Atay’dır.

1960 Kuşağı

  • Bu dönemin tiyatrosu daha çok insanlık sorunlarını ele almaya yönelmiştir.
  • Önceki kuşaktan farklı olarak bu dönemin yazarları, politik eğilimleriyle ve daha sert eleştirileriyle öne çıkmıştır.
  • Sadece toplumsal sorunlar değil, Türkiye’nin dış politikası da bu dönemde eleştirilmiştir.
  • Üç temel eğilim vardır: Toplumdaki düzensizliklerin eleştirisi, dünya siyaseti ve tarihi değerlere dayanan çağ eleştirisi.
  • Dönemin önemli yazarları Sermet Çağan, Adalet Ağaoğlu, Kerim Korcan, Vasıf Öngören ve Turan Oflazoğlu’dur.

Ödenekli Tiyatro

  • Türkiye’de ödenekli tiyatro, 19. yüzyıldan sonra başlamış ve Cumhuriyet döneminde düzenli bir ödeneğe kavuşmuştur.
  • 1931’de “Şehir Tiyatrosu” adını alan bu kurum, dönemin önemli tiyatro merkezlerinden biri olmuştur.

Şaşkınlık Dönemi

  • Muhsin Ertuğrul’un tiyatrodan uzaklaşıp kitaplarına yönelmesiyle, şehir tiyatrosu bir belirsizlik yaşamış ve birçok genç oyuncu tiyatrodan ayrılmıştır.

Canlanma Dönemi

  • Vasfi Rıza Zobu’nun ayrılmasından sonra Muhsin Ertuğrul tekrar şehir tiyatrolarının başına geçmiş ve yeni projelerle tiyatroyu canlandırmıştır.

Atılım Dönemi

  • Dönemin belediye başkanının tiyatroyu kontrol altına alması üzerine Muhsin Ertuğrul görevine geri dönmemiş ve sonunda görevinden ayrılmıştır. Yerine gelen Hayati Asılyazıcı, genç oyuncuları tiyatroya kazandırarak tiyatronun gelişimine katkıda bulunmuştur.

1980’den Sonra Geriye Dönüş Dönemi

  • Yeni belediye başkanı Asılyazıcı’yı görevden alıp yerine Vasfi Rıza Zobu’yu atamıştır. Zobu’nun kendi tercih ettiği oyunları oynatmaya başlaması tiyatroya zarar vermiş ve semt tiyatroları kapanmaya başlamıştır. Bu durum, tiyatro üzerinde siyasi baskıların etkisini göstermiştir.

Özel Tiyatro

  • Özel tiyatrolar ya sanatsal ya da ticari kaygılarla hareket etmiştir. Ticari kaygı güdenler şovlara yönelmiş olsa da devletin 1982’de özel tiyatrolara ödenek ayırmasıyla bu alanda bir canlanma yaşanmıştır.
  • 1970’lerde çıkan ve sürekli hale gelen tiyatrolar arasında Gence Erkal’ın Dostlar Tiyatrosu, Kenter Kardeşlerin Kent Oyuncuları, Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu ve Nejat Uygur Tiyatrosu önemli yer tutar.

Çocuk Tiyatrosu

  • Haldun Taner ve Muhsin Ertuğrul’un öncülüğünde AÇOK (Anadolu Çocuk Oyunları Kolu) kurulmuştur. Ayrıca pek çok çocuk tiyatrosu topluluğu oluşturulmuş ve oyunlar sergilenmiştir.
  • AÇOK, Hamburg’da düzenlenen bir festivalde başarı kazanmıştır. Ayrıca Salih Kalyon tarafından kurulan AÇT (Ankara Çocuk Tiyatrosu) da önemli bir topluluktur.
  • Günümüzde de Yılmaz Erdoğan, Gence Erkal, Ali Poyrazoğlu, Kenter Kardeşler, Haldun Dormen gibi isimler, modern Türk tiyatrosuna katkıda bulunmaya devam etmektedirler.

 

Tiyatro Terimleri Sözlüğü

A

  • Alegori: Belirli bir kavram, düşünce ya da ahlaki bir değerin, insan dışı varlıklarla temsil edilerek ifade edilmesi.
  • Avangart Tiyatro: Yerleşik anlatım kalıplarını aşmak için deneysel ve yenilikçi biçimlerde anlatım denemeleri yapan tiyatro hareketi.
  • Anarşi Tiyatrosu: Burjuva topluma karşı çıkıp işçi sınıfının devrimci mücadelesini destekleyen bir tiyatro türü.
  • Anonim Oyun: Yazarı belli olmayan oyunlar. Örneğin, birçok commedia dell’arte senaryosu ya da Orta Çağ’daki dinsel oyunlar bu türe girer; bizde “Pabuççu Ahmet’in Maceraları” buna örnek verilebilir.
  • Anti-Tiyatro: Bilinen tiyatro kurallarını tamamen reddeden ve tiyatroya karşı tiyatro yapmayı amaçlayan yenilikçi yazarların savunduğu bir anlayış. Bu tarzın en ünlü temsilcileri Samuel Beckett, Eugene Ionesco ve Jean Genet gibi yazarlardır.
  • Antik Komedya: MÖ 486 ile MÖ 200 yılları arasında Yunan ve Latin komedyaları için kullanılan terimdir.

B

  • Balet Opera: Bilinen melodilere yazılmış şiirsel operadır.

C – Ç

  • Canlı Gazete: Gazete başlıklarından esinlenerek oluşturulmuş, ABD’de ortaya çıkan bir tiyatro biçimi. Kısa sahnelerle günlük olayları ele alıp toplumsal eleştiriler yapan gösteri türü, ‘gazete tiyatrosu’ olarak da bilinir.
  • Ciddi Komedya: Diderot’nun burjuva komedyası için kullandığı terimdir. Yüksek sınıfın tiyatro anlayışına karşı çıkarak, halkın kaba güldürü anlayışına da karşı geliştirilmiştir.
  • Çevresel Tiyatro: Genellikle yaz aylarında, açık hava gösterileri düzenleyen ve kısa oyunlardan oluşan bir tiyatro biçimi.

D

  • Dramaturg: Tiyatroda, repertuarın belirlenmesine yardımcı olan, oyun metinlerini inceleyip analiz eden ve gerektiğinde çeviri yapan, oyunlar hakkında rapor hazırlayan kişi.

E-F

  • Edil: 1. Roma tiyatrosunda, oyunların finansal ve yönetsel sorumluluğunu üstlenen kişilere verilen unvan. 2. Oyunların denetlenip gösterim günlerinin belirlenmesini sağlayan görevlilere verilen ad.
  • Epik Tiyatro: Seyircinin, sahnede gördüğü karakterlerle özdeşleşmesi yerine, olayları dışarıdan gözlemleyip eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirdiği tiyatro anlayışı.

F

  • Fars: Mizah unsurunun büyük ölçüde hareket ve esprilere dayandığı, kaba güldürü içeren tiyatro türü.
  • Feeri: Tiyatroda cin, peri gibi doğaüstü varlıkların başrolü oynadığı, masalsı oyunlar.

M

  • Matine: Gündüz yapılan tiyatro, sinema veya konser gösterimi.

Ö

  • Ölü Nokta: Sahne üzerindeki yetersiz aydınlatılmış alan.

P

  • Pandomim: Söz kullanılmadan, sadece jest ve mimiklerle yapılan tiyatro gösterisi.
  • Pişekar: Orta oyununun baş karakterlerinden biri olup, oyunun yöneticisi ve anlatıcısıdır; gölge oyunundaki Hacivat’ın karşılığıdır.
  • Piyero: Fransız tiyatrosunda, İtalyan halk tiyatrosunun etkisiyle ortaya çıkan, yalnızlık çeken, hüzünlü bir karakter olup zaman zaman kötülük yapabilen traji-komik bir tiptir.
  • Politik Tiyatro: Alman yönetmen Erwin Piscator’un ‘epik tiyatro’ anlayışına verdiği ad olan ve toplumsal eleştiriyi merkeze alan tiyatro biçimi.
  • Proagon: Antik Yunan’da Büyük Dionysia şenliklerinden iki gün önce düzenlenen hazırlık törenine verilen ad.

R

  • Replik: Oyuncuların sahnede söyledikleri cümleler.
  • Revü: Sıkı bir bütünlüğü olmayan, gevşek bir şekilde birbirine bağlı sahnelerden oluşan, skeç, dans ve şarkılar içeren tiyatro gösterisi.
  • Ritüel: Dini tören veya kutlama; tiyatronun temellerinde bu tür ritüeller vardır.

S

  • Suare: Gece yapılan tiyatro, sinema veya konser gösterimi.
  • Suflör: Sahnedeki oyunculara, izleyicilere fark ettirmeden replikleri hatırlatan kişi.

T

  • Tirat: Karşılıklı diyalogdan ziyade, oyuncunun kendi içinde kapalı ve uzun süreli bir şekilde konuştuğu monolog.
  • Tuluat: Doğaçlama yapılan tiyatro oyunu.

NOT:

  • Darülbedayi: İstanbul’da 1914 yılında kurulmuş olan, Türkiye’nin en eski tiyatro kurumunun adıdır.

Yorum yapın