Yazımı Karıştırılan Kelimeler
Türkçede benzer ses yapılarına sahip ve bu nedenle yazımı karıştırılan kelimeler, yazılı iletişimi zorlaştırabilir. Doğru yazımı bilmek, doğru anlamı ifade etmek açısından büyük önem taşır. Aşağıda bu kelimelerin doğru yazımları ve açıklamaları yer almaktadır:
A
- Amblem / Ablem
Amblem: Bir şeyi veya bir kurumu simgeleyen işaret veya sembol. - Acayip / Acaip
Acayip: Alışılmadık, garip, ilginç. - Acenta / Acente
Acente: Temsilcilik yapan firma veya kişi. - Ajitasyon / Acitasyon
Ajitasyon: Kışkırtma veya duygu sömürüsü yapma. - Adale / Adele
Adale: Kas, özellikle kol ve bacak kasları. - Aforoz / Afaroz
Aforoz: Hristiyanlıkta cemaatten kovma cezası, birinin sosyal çevreden dışlanması. - Afili / Afilli
Afili: Gösterişli, çalımlı. - Aşçı / Ahçı
Aşçı: Yemek pişiren kişi. - Ahbap / Ahpap
Ahbap: Dost, arkadaş. - Akupunktur / Akapunktur
Akupunktur: İğne batırarak yapılan tedavi. - Alarm / Alarım
Alarm: Uyarı sinyali. - Alüminyum / Aliminyum
Alüminyum: Hafif, gümüş renginde bir metal. - Alerji / Allerji
Alerji: Bir maddenin vücutta anormal bir tepki oluşturması. - Alabora / Alabora
Alabora: Geminin yan yatması. - Amortisör / Amartisör
Amortisör: Araçlarda sarsıntıyı azaltan parça. - Amfi / Anfi
Amfi: Basamaklı olarak yükselen büyük derslik veya salon. - Anatomi / Anotomi
Anatomi: Canlıların yapısını inceleyen bilim dalı. - Antiparantez / Antiprantez
Antiprantez: Söz içinde açıklama eklemek için kullanılan işaret. - Antrenman / Antreman
Antrenman: Spor veya fiziksel çalışma için yapılan egzersiz. - Aperitif / Aparatif
Aperitif: Yemekten önce servis edilen küçük yiyecek veya içecek. - Hoparlör / Aporlor
Hoparlör: Ses iletimi yapan cihaz. - Abdest / Apte
Abdest: İslam dininde namaz için yapılan temizlik. - Arabesk / Arabeks
Arabesk: Türk müziğinde bir tür. - Arefe / Arefa
Arefe: Bayramlardan önceki gün. - Araçöz / Arazöz
Arazöz: Yolları ve yeşillikleri sulamakta kullanılan araç. - Artist / Artiz
Artist: Oyuncu veya sahne sanatçısı. - Asgari / Askari
Asgari: En az, minimum. - Astsubay / Assubay
Astsubay: Subay rütbesi. - Asfalt / Asvalt
Asfalt: Yol yapımında kullanılan malzeme. - Eşantiyon / Aşentiyon
Eşantiyon: Ürünlerin tanıtımı için verilen küçük örnek. - Eşofman / Aşofman
Eşofman: Spor giysisi. - Ataş / Ataç
Ataş: Kağıtları bir arada tutan küçük metal parça. - Atölye / Ateşye
Atölye: Çalışma yapılan yer, genellikle sanatçıların çalıştığı mekan. - Azerbaycan / Azerbeycan
Azerbaycan: Bir ülkenin adı.
B
- Bağırsak / Barsak
Bağırsak: Sindirim sisteminin bir parçası. - Birader / Bilader
Birader: Kardeş, özellikle erkek kardeş. - Bilumum / Bilimum
Bilumum: Her türlü, her çeşit. - Bilfiil / Birfiil
Bilfiil: Gerçekten, fiilen. - Bihaber / Birhaber
Bihaber: Habersiz, bilgi sahibi olmayan. - Boa yılanı / Boğa yılanı
Boa yılanı: Büyük ve güçlü bir yılan türü. - Boy bos / Boy pos
Boy pos: Fiziksel yapıyı ifade eden terim. - Poğaça / Poaça
Poğaça: Hamur işi. - Bisküvi / Pisküvi
Bisküvi: Kuru ve tatlı hamur işi.
C-Ç
- Cambaz / Canbaz
Cambaz: Akrobat, denge ustası. - Jandarma / Candarma
Jandarma: Askeri polis gücü. - Jelatin / Celatin
Jelatin: Gıda maddesi veya kaplama malzemesi. - Cereyan / Ceryan
Cereyan: Elektrik akımı. - Jeton / Ceton
Jeton: Ödeme aracı veya token. - Jimnastik / Cimnastik
Jimnastik: Fiziksel egzersiz ve spor dalı. - Ciğer / Ciyer
Ciğer: İç organ, özellikle karaciğer. - Çekimser / Çekinser
Çekimser: Oy kullanırken karar vermeyen. - Çiftlik / Çiflik
Çiftlik: Tarım ve hayvancılık yapılan alan. - Çinekop / Çinakop
Çinekop: Bir tür balık. - Cıva / Civa
Cıva: Sıvı haldeki metal. - Çikolata / Çukulata
Çikolata: Kakao maddesinden yapılan tatlı.
D
- Dekorasyon / Dekarasyon
Dekorasyon: İç mekan düzenlemesi ve süslenmesi. - Dekoratör / Dekaratör
Dekoratör: Mekanları süsleyen veya düzenleyen kişi. - Dershane / Dersane
Dershane: Ek derslerin verildiği yer. - Dinozor / Dinazor
Dinozor: Tarih öncesi dev sürüngenler. - Direkt / Direk
Direkt: Doğrudan. - Dövmek / Döğmek
Dövmek: Vuruş yapmak, dövmek. - Doküman / Döküman
Doküman: Belge. - Dokümanter / Dökümanter
Dokümanter: Belgesel film.
E
- Eksantrik / Egzantrik
Eksantrik: Dış merkezli, sıradışı. - Egzoz / Egzos
Egzoz: Motor gazlarını dışarı atan sistem. - Enstitü / Ensitü
Enstitü: Araştırma veya eğitim kurumu. - Entellektüel / Entellektüel
Entellektüel: Zihinsel faaliyetlerle ilgilenen. - Enteresan / Entrasan
Enteresan: İlginç. - Erozyon / Erezyon
Erozyon: Toprağın aşınması. - Eskrim / Eskirim
Eskrim: Kılıç dövüşü sporu. - Espri / Espiri
Espri: Mizahi anlatım, şaka. - Eşkâl / Eşgal
Eşkâl: Dış görünüş. - Efsane / Evsane
Efsane: Halk arasında anlatılan mitolojik öykü. - Eczane / Ezzane
Eczane: İlaçların satıldığı yer.
F
- Faaliyet / Faliyet
Faaliyet: Yapılan iş veya etkinlik. - Fantezi / Fantazi
Fantezi: Hayal gücünden doğan düşünce. - Fasulye / Fasülye
Fasulye: Bir tür baklagil. - Fermuar / Fermar
Fermuar: Giysi kapama mekanizması. - Feshetmek / Fesetmek
Feshetmek: Bozmak, iptal etmek. - Fiyat / Fiat
Fiyat: Bir ürünün değeri. - Film / Filim
Film: Görüntülü eğlence aracı. - Vites / Fites
Vites: Araçların hızını ayarlayan sistem. - Floresan / Florasan
Floresan: Işık veren madde veya lamba.
G
- Gangster / Gangaster
Gangster: Suç örgütü üyesi. - Kangren / Gangren
Kangren: Dokuların ölümü. - Gardırop / Gardolap
Gardırop: Giysi saklama dolabı. - Gazete / Gaste
Gazete: Günlük yayınlanan bilgi kaynağı. - Kravat / Gravat
Kravat: Yakada takılan aksesuar.
H
- Helâl / Halel
Helâl: Dinî açıdan izin verilen. - Hakikaten / Hakkaten
Hakikaten: Gerçekten. - Halüsinasyon / Halisünasyon
Halüsinasyon: Gerçek dışı algılar. - Harem selamlık / Haremlik selamlık
Haremlik selamlık: Toplumda ayrı alanlarda bulunma geleneği. - Hafriyat / Harfiyat
Hafriyat: Kazı çalışmaları. - Herkes / Herkez
Herkes: Tüm insanlar. - Heyecan / Heycan
Heyecan: Duygusal uyanış. - Hristiyan / Hıristiyan
Hristiyan: Hristiyanlık dinine mensup kişi.
I
- İskonto / Iıskonto
İskonto: İndirim. - İstanbul / Istanbul
İstanbul: Türkiye’nin büyük şehirlerinden biri. - Izdırap / Istırap
Izdırap: Acı, sıkıntı. - İllüzyon / İnkilap
İllüzyon: Yanılsama. - İnisiyatif / İnsiyatif
İnisiyatif: Öncülük, inisiyatif. - Stepne / İstepne
Stepne: Yedek lastik. - İstihap haddi / İstiap haddi
İstihap haddi: İçine alma sınırı. - İzolasyon / İzalasyon
İzolasyon: Ayrı tutma, yalıtım.
K
- Karoser / Karsör
Karoser: Araç gövdesi. - Kakofoni / Kakofoni
Kakofoni: Ses uyumsuzluğu. - Kalemşor / Kalemşör
Kalemşör: Kalemle savaşılan savaşçı. - Kampanya / Kanpanya
Kampanya: Bir amaç için yapılan çalışma. - Kaparo / Kaporo
Kaparo: Avans, ön ödeme. - Koreografi / Karegrafi
Koreografi: Dans ve hareketlerin düzenlenmesi. - Karakter / Karekter
Karakter: Kişilik özelliği veya rol. - Karnabahar / Karnıbahar
Karnabahar: Sebze türü. - Kavanoz / Kavonoz
Kavanoz: Cam şişe. - Katalog / Katalok
Katalog: Liste, rehber. - Kayısı / Kaysı
Kayısı: Meyve türü. - Kıraathane / Kırahatane
Kıraathane: Çay veya kahve içilen yer. - Külot / Kilot
Külot: İç giyim. - Kirpi / Kipri
Kirpi: Dikensi küçük memeli. - Kirpik / Kiprik
Kirpik: Göz kapağındaki tüyler. - Kilitlemek / Kitlemek
Kilitlemek: Anahtar ile kapatmak. - Kılavuz / Klavuz
Kılavuz: Yol gösterici. - Kulüp / Klüp
Kulüp: Dernek, sosyal grup. - Kokoreç / Kokreç
Kokoreç: Özellikle mide iç organından yapılan yemek. - Kolonya / Kolanya
Kolonya: Parfüm türü. - Kolej / Kollej
Kolej: Eğitim kurumu. - Koleksiyon / Kolleksiyon
Koleksiyon: Bir araya getirilen nesneler. - Kollektif / Kollektiv
Kollektif: Ortaklaşa. - Komodin / Komidin
Komodin: Yatak başlığı yanındaki küçük dolap. - Komünist / Kominist
Komünist: Sosyalist ideolojiye sahip kişi. - Komünikasyon / Komünükasyon
Komünikasyon: İletişim. - Konsensüs / Konsansüs
Konsensüs: Uzlaşma. - Kontör / Kontür
Kontör: Telefon kartı ile yapılan ödeme. - Kopya / Kopye
Kopya: Aynı olan bir şeyin örneği. - Kurdele / Kordale
Kurdele: Süsleme için kullanılan şerit. - Kuvöz / Küpür
Kuvöz: Yenidoğan bebeklerin bakıldığı cihaz.
L
- Llayik / Laik
Laik: Din ve devlet işlerinin ayrılması görüşünü savunan. - Labaratuar – Labaratuvar – Laboratuar / Laboratuvar
Laboratuvar: Bilimsel araştırma yapılan yer. - Lağbo – Lavobo / Lavabo
Lavabo: El yıkama, yüz yıkama için kullanılan tesisat. - Laylon / Naylon
Naylon: Sentetik bir madde, plastik.
M
- Mahçup / Mahcup
Mahcup: Utanmış, çekingen. - Mahfolmak / Mahvolmak
Mahvolmak: Çökmek, yok olmak. - Mahsuz – Masus / Mahsus
Mahsus: Özel olarak ayrılmış, özel. - Makina / Makine
Makine: Mekanik alet. - Maktül / Maktul
Maktul: Öldürülmüş kişi. - Manüpülasyon / Manipülasyon
Manipülasyon: Yönlendirme, müdahale. - Matamatik / Matematik
Matematik: Sayılar ve işlemler bilimi. - Mataryal / Materyal
Materyal: Malzeme, yapı taşı. - Maydonoz / Maydanoz
Maydanoz: Bir tür yeşillik. - Mefta / Mevta
Mevta: Ölü, ölmüş kimse. - Megoloman – Megolaman / Megaloman
Megaloman: Kendini büyük ve önemli gören kişi. - Melemen / Menemen
Menemen: Yumurta ve sebzelerle yapılan yemek. - Melhem / Merhem
Merhem: Yaraya sürülen ilaç. - Menapoz / Menopoz
Menopoz: Kadınlarda üreme döneminin sonu. - Menejer – Menecer / Menajer
Menajer: Sanatçı veya sporcu temsilcisi. - Mentalite / Mantalite
Mantalite: Anlayış, düşünce tarzı. - Menüsküs / Menisküs
Menisküs: Diz eklemindeki kıkırdak. - Meyva / Meyve
Meyve: Bitkilerin ürünü. - Miğde / Mide
Mide: Sindirim organı. - Mokasen / Makosen
Makosen: Kısa ökçeli, bağsız ayakkabı. - Motorsiklet / Motosiklet
Motosiklet: İki tekerlekli motorlu taşıt. - Mozayik / Mozaik
Mozaik: Renkli taşlarla yapılan süsleme sanatı. - Mönü / Menü
Menü: Yemek listesi. - Muacir / Muhacir
Muhacir: Göç eden kişi. - Muaffak / Muvaffak
Muvaffak: Başarılı. - Muhattap / Muhatap
Muhatap: Görüşülen, konuşulan kişi. - Mundar / Murdar
Murdar: Kirli, pis. - Mustarip / Muzdarip
Muzdarip: Sıkıntı çeken. - Muşanba / Muşamba
Muşamba: Su geçirmeyen örtü. - Muzur / Muzır
Muzır: Zararlı. - Münübüs / Minibüs
Minibüs: Küçük otobüs. - Müracat / Müracaat
Müracaat: Başvuru. - Mürüvet – Mürivet / Mürüvvet
Mürüvvet: Cömertlik, yiğitlik. - Müsayit / Müsait
Müsait: Uygun, elverişli. - Müsbet / Müspet
Müspet: Pozitif, olumlu. - Müsvette / Müsvedde
Müsvedde: İlk taslak, eskiz. - Mütaakip / Müteakip
Müteakip: Sonraki, takip eden. - Mütahit / Müteahhit
Müteahhit: İnşaat işlerini üstlenen kişi.
N
- Nalet / Lanet
Lanet: Kötü dilek, beddua. - Naturel / Natürel
Natürel: Doğal. - Nergiz / Nergis
Nergis: Bir tür çiçek. - Nisbet / Nispet
Nispet: Oran, karşılaştırma. - Nötür / Nötr
Nötr: Etkisiz, tarafsız.
O
- Oce / Oje
Oje: Tırnak cilası. - Okşizen / Oksijen
Oksijen: Hava gazı, yaşam için gerekli. - Oparasyon / Operasyon
Operasyon: Cerrahi müdahale veya işlem. - Opsayd / Ofsayt
Ofsayt: Futbol kuralı ihlali. - Orjinal / Orijinal
Orijinal: Asıl, özgün. - Şok olmak / Şoke olmak
Şoke olmak: Şok etkisi altında kalmak. - Öğe / Öge
Öge: Unsur, parça. - Ötenazi / Ötanazi
Ötanazi: Ölüm hakkı.
P
- Palyaço / Palyoça
Palyaço: Çocukları eğlendiren komik karakter. - Panaroma / Panorama
Panorama: Genel görünüm, geniş bakış açısı. - Pantalon / Pantolon
Pantolon: Alt giysi. - Parağraf / Paragraf
Paragraf: Yazı bölümü. - Pardesü / Pardösü
Pardösü: Üst giysi. - Parelel / Paralel
Paralel: Aynı yönde, eşit mesafede. - Parende / Perende
Perende: Havada dönerek atılan takla. - Parlementer / Parlamenter
Parlamenter: Parlamento üyesi. - Parlamento / Parlamento
Parlamento: Yasama organı. - Payton / Fayton
Fayton: Atlı binek aracı. - Penbe / Pembe
Pembe: Renk. - Peştemal / Peştamal
Peştamal: Hamam bezi. - Pisiklet / Bisiklet
Bisiklet: İki tekerlekli araç. - Proğram – Prooram / Program
Program: Plan, yazılım. - Proleterya / Proletarya
Proletarya: Emekçi sınıfı. - Promasyon / Promosyon
Promosyon: Özendirme. - Provakatör / Provokatör
Provokatör: Kışkırtıcı. - Psikiyatrist / Psikiyatr
Psikiyatr: Ruh sağlığı uzmanı.
R
- Radyosyon / Radyasyon
Radyasyon: Enerji yayılımı. - Rakkam / Rakam
Rakam: Sayı sembolü. - Raslantı / Rastlantı
Rastlantı: Tesadüf. - Rasgele / Rastgele
Rastgele: Tesadüfi, plansız. - Restoran / Restoran
Restoran: Yemek hizmeti sunan yer. - Revanş / Rövanş
Rövanş: Yeniden karşılaşma. - Rezarvasyon / Rezervasyon
Rezervasyon: Önceden ayırtma. - Riks / Risk
Risk: Tehlike, belirsizlik. - Roma rakamları / Romen rakamları
Romen rakamları: Rakam sistemi. - Ropörtaj / Röportaj
Röportaj: Görüşme, haber.
S
- Sada / Seda
Seda: Ses. - Safa / Sefa
Sefa: Gönül rahatlığı. - Sağnak / Sağanak
Sağanak: Yoğun yağış. - Sandoviç – Sandöviç – Sandüviç / Sandviç
Sandviç: İki ekmek arasında yiyecek. - Sarmısak / Sarımsak
Sarımsak: Bir tür baharat. - Satlık / Satılık
Satılık: Satılmak üzere olan. - Sellektör / Selektör
Selektör: Işık veya sinyal işareti. - Seramoni / Seremoni
Seremoni: Tören, resmi etkinlik. - Serbes / Serbest
Serbest: Özgür, serbest. - Seyehat / Seyahat
Seyahat: Yolculuk. - Sezeryan / Sezaryen
Sezaryen: Doğum yöntemi. - Silahşör / Silahşor
Silahşor: Silah kullanıcısı. - Sohpet / Sohbet
Sohbet: Konuşma, muhabbet. - Soy kırımı / Soykırım
Soykırım: Sistematik soykırım. - Statyum / Stadyum
Stadyum: Spor etkinlikleri için alan. - Su basmanı / Subasman
Subasman: Yapının temel kısmı. - Subap – Supab – Sibop / Supap
Supap: Motor valfi. - Sueter / Süveter
Süveter: Yelek, kazak. - Südyen – Sudyen / Sütyen
Sütyen: İç giyim. - Sükûtuhayal / Sukutuhayal
Sukutuhayal: Hayal kırıklığı. - Süpriz – Süprüz / Sürpriz
Sürpriz: Beklenmedik olay. - Sütüdyo / Stüdyo
Stüdyo: Çalışma alanı.
Ş
- Şanzuman / Şanzıman
Şanzıman: Vites sistemi. - Şarter / Şalter
Şalter: Elektrik kesici. - Şarz / Şarj
Şarj: Enerji yükleme. - Şayibe / Şaibe
Şaibe: Şüphe, kötü niyet. - Şemşiye / Şemsiye
Şemsiye: Yağmur ve güneşten korunma aracı. - Şevkat / Şefkat
Şefkat: Merhamet, sevgi. - Şifai / Şifahi
Şifahi: Sözlü, yazılı olmayan. - Şohben / Şofben
Şofben: Sıcak su üretici. - Şöför / Şoför
Şoför: Araç kullanan kişi.
T
- Tabiyat / Tabiat
Tabiat: Doğa. - Tahüt / Taahhüt
Taahhüt: Üstlenme, söz verme. - Taamüden – Tamüden / Taammüden
Taammüden: Kasten, bilerek. - Tafsiye / Tavsiye
Tavsiye: Öneri, tavsiye. - Tahtarevalli / Tahterevalli
Tahterevalli: Salıncağa benzeyen eğlence aracı. - Taktim / Takdim
Takdim: Sunma, takdim etme. - Taktir / Takdir
Takdir: Değerlendirme, beğenme. - Tastik / Tasdik
Tasdik: Onaylama, doğrulama. - Tanpon / Tampon
Tampon: Darbe önleyici malzeme. - Tasfir / Tasvir
Tasvir: Betimleme, tasvir. - Tasviye / Tasfiye
Tasfiye: Arıtma, temizleme. - Taşaron / Taşeron
Taşeron: İkinci derecede müteahhit.
T
- Teferuat / Teferruat
Teferruat: Ayrıntı, detay. - Tekneloji / Teknoloji
Teknoloji: Bilim ve mühendislik uygulamaları. - Tekrardan / Tekrar
Tekrar: Yeniden yapma. - Temize gitmek / Temyize gitmek
Temyize gitmek: Kararın üst mahkemeye taşınması. - Tenbel / Tembel
Tembel: Çalışmaktan kaçınan. - Tenbih / Tembih
Tembih: Uyarı, ihtar. - Tenefüs / Teneffüs
Teneffüs: Ara, molada hava alma. - Teravi – Terevi / Teravih
Teravih: Ramazan ayında kılınan namaz. - Tesbih / Tespih
Tespih: Dua için kullanılan boncuklu ip. - Tesbit / Tespit
Tespit: Belirleme, saptama. - Teşfik / Teşvik
Teşvik: Destekleme, özendirme. - Tetanoz / Tetanos
Tetanos: Kasları etkileyen hastalık. - Tiskinmek / Tiksinmek
Tiksinmek: İğrenme, rahatsızlık hissetme. - Tiyo / Tüyo
Tüyo: Gizli bilgi. - Tolorans / Tolerans
Tolerans: Hoşgörü, anlayış. - Tos / Tost
Tost: Ekmeğin kızartılmasıyla yapılan yiyecek. - Traş / Tıraş
Tıraş: Kılların veya sakalların kesilmesi. - Tribüşon – Tirbüşon / Tirbuşon
Tirbuşon: Şişe açacağı. - Türübün / Tribün
Tribün: Stadyumda oturma yeri.
U
- Ükte / Ukde
Ukde: Yükümlülük, sorumluluk. - Ultrasyon / Ultrason
Ultrason: Ses dalgalarıyla görüntüleme yöntemi. - Ultümaton – Ültimatom / Ültimatom
Ültimatom: Bir devlete verilen son uyarı.
U
- Usûl / Usul
Usul: Yöntem, yöntemler. - Utopya / Ütopya
Ütopya: İdeal toplum tasarımı. - Ünüforma / Üniforma
Üniforma: Resmi kıyafet. - Ünvan / Unvan
Unvan: Ün, isim. - Üvertür / Uvertür
Uvertür: Konser öncesi çalınan parça.
V
- Voleybol / Veleybol
Voleybol: Spor dalı. - Vehamet / Vahamet
Vahamet: Güçlük, tehlikeli durum. - Vejeteryan / Vejetaryen
Vejetaryen: Et yemeyen kişi. - Vürüs / Virüs
Virüs: Mikroorganizma.
Y
- Yalnış / Yanlış
Yanlış: Hatalı, doğru olmayan. - Yayınlamak / Yayımlamak
Yayımlamak: Yayın yapmak. - Yımırta / Yumurta
Yumurta: Besin maddesi. - Yövmiye / Yevmiye
Yevmiye: Günlük ücret.
Z
- Zenaat / Zanaat
Zanaat: El becerisi gerektiren iş. - Zerafet / Zarafet
Zarafet: Naz ve incelik. - Zınba / Zımba
Zımba: Kağıt birleştirici.