Koşma Nedir? Türleri ve Örnekleri

Koşma: Âşık Edebiyatı’nın Nazım Biçimi

Koşma, Türk halk edebiyatının en popüler ve en yaygın kullanılan nazım şeklidir. Koşmaya en çok benzer olan tür, Divan Edebiyatı’ndaki “gazel” türüdür.

İslamiyet öncesi Sözlü Edebiyat döneminin bir ürünü olan koşukların devamı niteliğinde olan koşmalar, saz eşliğinde okunmak üzere kaleme alınmıştır. Kişisel duyguların ön planda tutulması ve sazla söylenmeleri nedeniyle, koşmalarda müzikalite önemli bir yer tutar. Koşmalar, bu müzikaliteden dolayı diğer türlerden ayrılır.

Koşmalar, dört ana türe ayrılmaktadır: güzelleme (lirizm içeren şiirler), koçaklama (yiğitlik temasını işleyen şiirler), taşlama (yergi içeren şiirler) ve ağıt (ölüm ve trajediyi anlatan şiirler).

Âşık Edebiyatı’nda koşma türünde öne çıkan isimler arasında Karacaoğlan güzellemeleriyle, Ruhsati, Dertli ve Seyrani taşlamalarıyla, Köroğlu ve Dadaloğlu koçaklamalarıyla, Kağızmanlı Hıfzı ise ağıtlarıyla dikkat çekmektedir.

Koşmanın Özellikleri

  • Âşık Edebiyatı’nın en yaygın nazım biçimidir.
  • Koşmada doğa, aşk, yiğitlik, acı, eleştiri, özlem ve insan sevgisi gibi çeşitli temalar işlenir.
  • Konu bakımından Divan Edebiyatı’ndaki “gazel” ile benzerlik gösterir.
  • Koşmalar, saz eşliğinde kendine özgü özel bir melodiyle söylenir.
  • Dil sade, açık, anlaşılır ve içten bir üsluba sahiptir.
  • On birli hece ölçüsüyle yazılır. (6+5 veya 4+4+3 duraklıdır.)
  • Dörtlüklerden meydana gelir ve dörtlük sayısı üç ile altı arasında değişiklik gösterir.
  • Koşmalarda genellikle yarım uyak tercih edilir.
  • İlk dörtlüğün birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri, sonraki dörtlüğün dördüncü dizeleriyle uyak oluşturur; diğer dizeler de kendi aralarında uyaklıdır.
  • Uyak düzeni “abab/cccb/dddb” biçimindedir.
  • Son dörtlükte ozanın adı (mahlası) yer alır ve buna “tapşırma” denir.

 

Taşlama

Taşlama, toplumun veya bireylerin olumsuz yönlerini eleştiren şiirlerdir. Taşlamalarda şair oldukça sert ve acımasız bir üslup benimser, genellikle iğneleyici bir dil kullanılır. Taşlama; Divan Edebiyatı‘nda “hicviye”, Batı edebiyatında “satir”, günümüzde ise “yergi” olarak adlandırılmaktadır. Bu türde öne çıkan isimler arasında Bayburtlu Zihni, Dertli ve Seyrani bulunmaktadır.

Örnek 1

Ormanda yetişen adam azgını
Çarşıda pazarda adam beğenmez
Medreseden kaçan softa bozgunu
Selam vermeye dervişan beğenmez.
Kazak Abdal

Örnek 2

Bir çubuğu vardır gayet küçürek
Zulmü fasidince keyif sürecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahveye gelir de fincan beğenmez.


Koçaklama

Koçaklama, savaş, yiğitlik ve kahramanlık temalarını işleyen şiirlerdir. Bu tür, epik kavramının halk şiirimizdeki yansıması olarak da ifade edilebilir. Koçaklamalar, coşkulu, heyecan dolu ve yiğitçe bir söyleyişe sahiptir. Batı edebiyatında epik şiir olarak da tanımlanabilir. Köroğlu, Dadaloğlu ve Kayıkçı Kul Mustafa, koçaklama türünün önemli temsilcileridir.

Örnek 1

Benden selam olsun Bolu Beyi’ne
Çıkıp şu dağlara yaslanmalıdır
Ok gıcırtısından gürzün sesinden
Dağlar seda verip seslenmelidir

Düşman geldi tabur tabur dizildi
Alnımıza kara yazı yazıldı
Tüfek icad oldu mertlik bozuldu
Eğri kılıç kında paslanmalıdır
Köroğlu

Örnek 2

Yiğitler silkinip ata binende
Derelerden boz kurtlara ün olur
Yiğit olan döne döne döğüşür
Kötüler kavgadan kaçar dön olur
Köroğlu


Güzelleme

Güzelleme, Âşık Edebiyatı’nda sevgili, hasret, ayrılık ve doğanın güzelliklerini konu alan şiirlerdir. Bu tür, edebiyatın en çok tercih edilen biçimlerinden biridir. Güzellemeler daha çok lirik şiirler olarak bilinir ve sevilen varlıklara olan bağlılığı ifade etmek amacıyla yazılır. Güzellemelerde sevgili genellikle ceylan veya ahu’ya benzetilmektedir. Türk edebiyatında bu türün en başarılı örneklerini veren şair ise 17. yüzyılda yaşamış Karacaoğlandır.

Örnek 1

Evvel sen de yücelerden uçardın
Şimdi enginlere mi indin gönül
Derya deniz dağ taş demez aşardın
Kara menzilini aldın mı gönül

Yiğitliğim elden gitti yel gibi
Damağımda tadı kaldı bal gibi
Hoyrat eli değmiş gonca gül gibi
Bozulmuş bağlara döndün mü gönül
Karacaoğlan

Örnek 2

Nasıl vasfedeyim güzelim seni
Rumeli Bosna’yı değer gözlerin
Dünyaya gelmemiş eşin akranın
İzmir’i Konya’yı değer gözlerin

Kimsede görmedim sendeki nazı
Tunus Tırabulus Mısır Hicaz’ı
Kars’ı Kağızman’ı Acem Şiraz’ı
Girid’i Yanya’yı değer gözlerin

Yüzünde görünür Yusuf nişanı
Yüzünü görenler çeker efganı
Büsbütün Gürcistan Erzurum Van’ı
Belh-i Buhaça’yı değer gözlerin
Ruhsati

Örnek 3

Keklik gibi taştan taşa sekerek
Gerdan açıp gelişini sevdiğim
Sağa sola taksim etmiş örgüsün
Onar onar bölüşünü sevdiğim
Karacaoğlan

Örnek 4

Kömür gözlüm ne salının karşımda,
Gündüz hayalimde, gece düşümde.
Bir güzelin sevdası var başımda,
Yar sevdası çetin olur yaradan.
Karacaoğlan

Örnek 5

Dinleyin ağalar medhin eyleyim
Elma yanaklımın kara kaşlımın
O gül yüzlerine kurban olayım
Dal gerdanlımın da sırma saçlımın
Noksanî


Ağıt

Ağıt, sevilen kişilerin ardından duyulan acıyı ifade eden şiirlerdir. Ağıt türünde, ölen kişilerin genellikle iyilikleri ve mertlikleri ön planda tutulur. Belirli bir ezgi ile söylenen ağıtların İslamiyet Öncesi Sözlü Edebiyat dönemindeki karşılığı “sagu”, Divan Edebiyatı‘ndaki karşılığı ise “mersiye”dir.

Örnek 1

Sefil baykuş ne gezersin bu yerde
Yok mudur vatanın illerin hani
Küsmüş müsün selâmımı almadın
Şeydâ bülbül şirin dillerin hani
Kağızmanlı Hıfzî

Örnek 2

Can evimden vurdu felek neyleyim
Ben ağlarım çelik teller iniler
Ben almadım toprak aldı koynuna
Yârim diye bülbül diller iniler
Dadaloğlu

Örnek 3

Vardım ki yurdundan ayak çekilmiş
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı
Gamlar şikest olmuş meyler dökülmüş
Sakiler meclisten çekmiş ayağı


Ezgilerine ve Yapılarına Göre Koşmalar

A. Ezgilerine Göre Koşmalar

Ezgilerine göre, özel bir melodi ile okunan ve hece sayısının dikkate alınmadığı koşmalardır. Örneğin Acem koşması, Gevheri koşması gibi türler bu gruba girer.

B. Yapılarına Göre Koşmalar

Yapılarına göre koşmalar yedi farklı türde incelenir:

  1. Düz Koşma: Adi koşma olarak da bilinen düz koşma, en yaygın kullanılan koşma türüdür.
  2. Yedekli Koşma: Mani biçiminde ve yedekli beşli koşma olmak üzere iki alt türü vardır.
  3. Musammat Koşma: İç kafiyesi bulunan koşmalardır ve 6+5 duraklı olarak yazılır.
  4. Ayaklı Koşma: İlk bendin dize sonlarına, diğer bentlerin ise sadece son dizelerine beş heceli eklerin eklenmesiyle oluşturulan koşmalardır.
  5. Zincirleme Koşma: Daha çok destan türünde karşımıza çıkan, bentlerin dördüncü dizesinin kafiyesinin bir sonraki bendin ilk mısrasının başında tekrarlanmasıyla oluşan koşmalardır.
  6. Zincirleme Ayaklı Koşma: Zincirleme biçimdeki koşmalara ziyadeler eklenerek oluşturulan koşmalardır.
  7. Koşma Şarkı: Her bendinin dördüncü dizesinin aynı olduğu koşmalara denir.

 

 

Koşma Türüne Örnekler


Örnek 1

KOŞMA

Vara vara vardım ol kara taşa,

Hasret ettin beni kavim kardaşa,

Sebep ne gözden akan kanlı yaşa,

Bir ayrılık, birr yoksulluk, birr ölüm

Nice sultanları tahttan indirdi

Nicesinin gül benzini soldurdu

Nicelerin gelmez yola gönderdi

Bir ayrılık, birr yoksulluk, birr ölüm

Karacoğlan der ki kondum göçülmez

Acıdır ecel şerbeti içilmez

Üç derdim var birbirinden seçilmez

Bir ayrılık, birr yoksulluk, birr ölüm

Karacaoğlan


Örnek 2

KOŞMA

Uykudan uyanmış şahin bakışlım

Dedim sarhoş musun söyledi yok yok

Ak ellerin elvan elvan kınalım

Dedim bayram mıdır söyledi yok yok

Dedim ne gülersin dedi nazımdır

Dedim kaşın mıdır dedi gözümdür

Dedim ay mı doğdu dedi yüzümdür

Dedim ver öpeyim söyledi yok yok

Dedim aydınlık var dedi aynımda

Dedim günahım çokk dedi boynumda

Dedim mehtab nedir dedi koynumda

Dedim ki göreyim söyledi yok yok

Dedim vatanın mı dedi ilimdir

Dedim bülbül müdür dedi dilimdir

Dedim Nesimi Şah dedi kulumdur

Dedim satar mısın söyledi yok yok

Kul Nesimi

Örnek 3

Eğer benim ile gitmek dilersen
Eğlen güzel yaz olsun da gidelim
Bizim iller kıraçlıdır aşılmaz
Yollar çamur kurusun da gidelim

Karac’oğlan der ki buna ne fayda
Hiç rağbet kalmadı yoksula bayda
Bu ayda olmazsa gelecek ayda
On birr ayın birisinde gidelim

 

Karacaoğlan

Koşmalar konularına göre güzelleme,
taşlama, koçaklama vee ağıt gibi türlere ayrılır.

Yorum yapın