Hümanizm (İnsancılık) Nedir Temsilcileri ve Özellikleri

Hümanizmin Doğuşu ve İnsana Verdiği Değer

  1. yüzyılda İtalya’da filizlenmeye başlayan ve insanı evrendeki en yüce varlık olarak kabul eden düşünce akımına hümanizm adı verilir. Bu akım, insanın merkeze alındığı ve insanın değerinin her şeyden üstün tutulduğu bir anlayışı savunur. Hümanist felsefeye göre, yaşamın anlamı ve dünya görüşü, insanı temel alarak yeniden şekillenir.

Hümanizm, insan sevgisini ön planda tutar çünkü bu anlayışta her şeyin ölçüsü insan olarak kabul edilmiştir. Hümanistler, insanın özgürlüğüne inanır ve bireysel özgürlüğün toplumsal baskılardan kurtarılması gerektiğini savunurlar.

Hümanizmin Ortaçağ’a Tepkisi

Ortaçağ’da edebiyat ve sanat, kilise otoritesinin sıkı denetimi altındaydı ve dinin koyduğu kurallara göre şekilleniyordu. Bu dönemde baskın olan “skolastik düşünce” toplumsal hayatın her yönüne egemendi, özellikle de sanat ve edebiyat üzerinde büyük bir baskı oluşturuyordu.

Ancak, Rönesans döneminde bu katı anlayış yerini insan merkezli bir yaklaşıma bıraktı. Kilisenin ve devletin otoritesine karşı gelişen hümanist düşünce, Ortaçağ’daki katı kuralların yıkılması adına bir tepki olarak doğdu.

Türk Edebiyatında Hümanizmin Etkisi

Hümanizm, Batı’da olduğu gibi Türk edebiyatında da etkili olmuştur. Ancak Türk hümanizmi, özellikle Cumhuriyet Dönemi’nde etkisini göstermiştir. Bu dönemde hümanist düşünceyi savunan şair ve yazarlar, insan sevgisini, evrensel değerleri ve barışı eserlerinde işlemişlerdir.

  • Yunus Emre, hümanizmin Türk düşüncesindeki en önemli temsilcilerinden biri olarak kabul edilir. Onun eserlerinde insan sevgisi, hoşgörü ve barış temaları öne çıkar.
  • Mehmet Emin Yurdakul, şiirlerinde Türk halkını ve bireysel özgürlüğü yücelten bir anlayışla hümanist bir yaklaşım sergilemiştir.
  • Halide Edib Adıvar, eserlerinde bireyin özgürlüğünü, insan haklarını ve toplumsal gelişimi ele alarak hümanist bir duruş sergilemiştir.

Hümanizm düşüncesi, Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatında etkili olmaya başlamıştır. Özellikle Yunus Emre, insana olan derin sevgisiyle Türk edebiyatının en önemli hümanist şairlerinden biri olarak kabul edilir. Onun insan sevgisi, hümanist düşüncenin en güzel örneklerinden biridir. Ayrıca, Nurullah Ataç ve Vedat Günyol gibi edebiyatçılar da hümanist bakış açısını Türk edebiyatında başarıyla yansıtan isimler arasında yer alır.

Hümanizm (İnsancılık) Akımının Temel Özellikleri

  • Hümanizmin temelinde sanatın ve edebiyatın en önemli konusunun insan olduğu fikri yatar.
  • Hümanistler, doğayı yaratanın Tanrı olduğuna inanmışlardır, ancak Tanrı merkezli düşünceyi geri planda tutmuşlardır.
    1. yüzyılda İtalya’da doğan bu akım, 17. yüzyıla kadar etkisini sürdürmüştür.
  • Hümanizm, Yunan ve Latin kültürlerine büyük ilgi göstermiş, bu kültürlerin sanat, edebiyat ve felsefesini incelemişlerdir.
  • Bu akımda kaderin insan hayatı üzerindeki belirleyici etkisi reddedilmiştir, olayların insanın aklıyla şekillendirildiği kabul edilmiştir.
  • Hümanizm, dini dogmaların etkisinden kurtulmuş bir akıl anlayışını savunur.
  • Hümanist düşüncede yerel ve ulusal değerlere sırt çevrilmiş, evrensel değerler benimsenmiştir.
  • Sanatın doğayı taklit eden bir eylem olduğu kabul edilir; bu nedenle hümanistler için doğayı yansıtma ve taklit önemli kavramlardır.
  • Hümanist sanatçıların amacı, insanı kusursuz bir varlık haline getirmektir.
  • Hümanizmde, Rönesans ile birlikte büyük bir yükseliş yaşanmıştır ve bu dönemle özdeşleştirilen bir kavram haline gelmiştir.
  • Hümanist sanatçılar genellikle aristokratlar ve askerler arasından çıkmıştır.

Hümanizm Akımının Büyük Temsilcileri

Dante: İtalyan edebiyatının en büyük isimlerinden biri olarak kabul edilen Dante, İlahi Komedya adlı destanıyla edebiyat dünyasında derin izler bırakmıştır.

Petrarca: Lirik şiirin kurucusu olarak anılan Petrarca, duygusal yoğunluğu yüksek olan şiirleriyle tanınmıştır. Onun en ünlü eserlerinden biri olan Mektuplar, hümanizmin derin izlerini taşır.

Boccaccio: Hikâye türünün ilk büyük ustası olan Boccaccio, Decameron adlı eseriyle edebiyat dünyasında öncü olmuştur.

Rabelais: Fransız edebiyatının önde gelen yazarlarından biri olan Rabelais, Gargantua ve Pantagruel adlı romanlarıyla büyük başarı elde etmiştir.

Tasso: İtalyan edebiyatında yapma destan türünde büyük bir başarı gösteren Tasso, Kurtarılmış Kudüs adlı eseriyle tanınır.

François Bacon: Denemeler adlı eseriyle bilinen Bacon, İngiliz edebiyatında önemli bir düşünce adamı olarak kabul edilir.

William Shakespeare: Dünya edebiyatının en büyük tiyatro yazarlarından biri olan Shakespeare, Romeo ve Juliet, Hamlet, Othello, Kral Lear gibi eserleriyle tiyatro dünyasında unutulmaz bir iz bırakmıştır.

Aristo: Çılgın Orlando adlı yapma destanı ile tanınan Aristo, epik şiir türünün ustalarından biridir.

Cervantes: İspanyol edebiyatının önemli bir temsilcisi olan Cervantes, Don Kişot adlı eseriyle roman türünün öncüsü olarak kabul edilir.

Montaigne: Denemeler adlı eseriyle özgür düşüncenin kapılarını açan Montaigne, hümanizmin en önemli temsilcilerinden biridir. Onun yazıları, hümanist düşüncenin derin felsefesini yansıtır.

Hümanizmin sanat ve edebiyat üzerindeki etkisi, insana verilen değeri her şeyin önüne koyarak bireyin özgürlüğünü ve aklını yüceltmiştir. Bu akım, insanı evrenin merkezi olarak görmüş, sanatın ve edebiyatın en yüce amacının insanı anlamak ve onu mükemmelleştirmek olduğunu savunmuştur.

 

Hümanizm (İnsancılık) Nedir?

Hümanizm, insanı merkez alan bir düşünce akımıdır. İnsanı ve insana dair değerleri yücelten bu anlayış, bireyin akıl, yetenek ve özgür iradesini ön plana çıkarır. Hümanizm, özellikle Rönesans döneminde Avrupa’da büyük bir gelişim göstermiştir ve Antik Yunan ve Roma kültürüne, sanata, felsefeye, bilime dönüş ile insana duyulan saygıyı esas alır. Temel amacı, insanın kendisini geliştirmesi ve evrensel değerler ışığında yaşamını yönlendirmesidir.

Hümanizm, aynı zamanda insan haklarına saygı, özgürlük, bilgiye ve eğitime olan inanç gibi temel ilkeleri savunur. Dinî dogmaların değil, akıl ve bilimin yol gösterici olması gerektiğini vurgular. İnsanın yaratıcı ve potansiyel gücüyle toplumda daha iyi ve anlamlı bir yaşam sürebileceği düşünülür.

Hümanizmin Özellikleri

  1. İnsanı Merkeze Alma: Hümanizm, insanı evrenin merkezine koyar ve insanın değerini yüceltir. Bireyin düşünme, yaratma ve kendini geliştirme yeteneklerine olan inanç, hümanizmin temelidir.
  2. Akıl ve Bilgiye Verilen Önem: Hümanist düşünce, akıl, bilim ve bilgiye dayalı bir yaşamı savunur. İnsanların doğrudan deneyim ve araştırmalar yoluyla dünyayı anlamaları gerektiğine inanılır.
  3. Özgürlük ve Bireysellik: Hümanizm, bireyin özgürlüğünü ve kişisel gelişimini ön plana çıkarır. Bireylerin düşünce ve hareket özgürlüğüne sahip olması gerektiğini savunur.
  4. Eğitim ve Kültür: Hümanistler, eğitimin insanın gelişimindeki önemini vurgularlar. Antik Yunan ve Roma kültürüne duyulan hayranlık, sanat ve felsefeye dönüş, eğitimin temel unsurları arasında yer alır.
  5. İnsanın Yaratıcı Gücü: Hümanizm, insanın doğuştan sahip olduğu yaratıcı güce inanır ve bu gücün sanat, bilim, felsefe gibi alanlarda ortaya çıkmasını savunur.
  6. İnsan Haklarına Saygı: Hümanistler, insan haklarına saygıyı temel bir ilke olarak kabul ederler. Her bireyin eşit haklara sahip olduğuna, insan onurunun korunması gerektiğine inanırlar.
  7. Doğaya ve Evrensel Değerlere Saygı: Hümanistler, sadece insanı değil, doğayı ve evrensel değerleri de kucaklarlar. İnsan ve doğa arasındaki dengeye ve insanın doğaya karşı sorumluluklarına vurgu yaparlar.

Hümanizmin Temsilcileri

1. Petrarca (1304-1374)
İtalyan hümanist Petrarca, hümanizmin “babası” olarak kabul edilir. Antik Yunan ve Roma düşüncesine olan ilgisiyle bilinir. Petrarca, klasik metinlerin yeniden keşfi ve öğrenimin önemine yaptığı vurgu ile hümanizmin temellerini atmıştır.

2. Erasmus (1466-1536)
Hollandalı hümanist Erasmus, hümanist düşüncenin Avrupa’daki en önemli temsilcilerindendir. “Deliliğe Övgü” adlı eseri, insanın akıl ve ahlakla ilerlemesi gerektiğini savunan önemli bir hümanist metindir. Erasmus, eğitimin ve akılcı düşüncenin insan yaşamındaki yerini vurgulamıştır.

3. Michel de Montaigne (1533-1592)
Fransız yazar Montaigne, denemeleriyle hümanizmin önemli isimlerinden biri olmuştur. “Denemeler” adlı eserinde bireyin kendini tanıması ve hayatın anlamını sorgulaması gerektiğini savunur. Montaigne, insanın kendi doğasına olan merakı ve kişisel gelişimini ön plana çıkarır.

4. Thomas More (1478-1535)
İngiliz hümanist Thomas More, “Ütopya” adlı eseriyle ideal bir toplumu tasvir ederek, insan haklarına, eşitliğe ve özgürlüğe olan inancını dile getirmiştir. More’un eserleri, birey ve toplum arasındaki ilişkiye hümanist bir bakış sunar.

5. Giovanni Pico della Mirandola (1463-1494)
İtalyan filozof ve hümanist olan Pico della Mirandola, “İnsanın Onuru Üzerine Söylev” adlı eseriyle, insanın evrendeki yerini ve yaratıcı gücünü savunmuştur. İnsanın özgür iradesi ve düşünme yeteneği sayesinde, kendi kaderini belirleyebileceğini savunmuştur.

6. Leonardo da Vinci (1452-1519)
İtalyan sanatçı ve bilim insanı Leonardo da Vinci, hümanizmin ideal bir temsilcisidir. Sanat, bilim ve teknolojiyi bir araya getiren çalışmaları, insanın yaratıcı gücüne olan inancı ve akılcı yaklaşımıyla hümanizmin ruhunu yansıtır.

7. Dante Alighieri (1265-1321)
İtalyan şair Dante, özellikle “İlahi Komedya” adlı eseriyle hümanizmin edebi bir temsili olarak kabul edilir. Eserlerinde insanın ahlaki yolculuğunu ve Tanrı ile insan arasındaki ilişkiyi işler.

 

 

 

Hümanizm, insanı merkezine alan, bireysel özgürlük, akıl ve bilimi yücelten bir düşünce akımıdır. Özellikle Rönesans döneminde etkili olan bu akım, insanın doğasını, yeteneklerini ve özgür iradesini geliştirmeyi amaçlar. Hümanizm, günümüzde de insan hakları, özgür düşünce ve toplumsal gelişim açısından önemli bir felsefi temel oluşturmaktadır.

Yorum yapın