Rubai Nazım Şeklinin Tanımı ve Geçişi
Rubai Nedir?
Rubai, dört dizeden oluşan tek bentli bir nazım biçimidir ve Türk edebiyatına İran edebiyatından geçmiştir. Bu tür, şairlerin felsefi görüşlerini, dünya görüşlerini, tasavvufi düşüncelerini ve hem maddi hem de manevi aşka dair duygularını en özlü biçimde ifade etmeleri için kullanılır. Rubai için “dü-beyt, çâr-mısra, çehar mısra” gibi terimler de kullanılmaktadır.
Rubai Türünün Usta Şairleri
Rubai türünün en büyük ustası hiç kuşkusuz İranlı Ömer Hayyam‘dır. Anadolu’daki ilk örnekleri ise Mevlana vermiştir. Mevlana’nın Farsça yazdığı rubailer, bu türün Türk edebiyatında hızla yayılmasına katkıda bulunmuştur.
Türk edebiyatında, 16. yüzyılda Kara Fazlî ve Fuzûlî gibi şairler önemli rubai örnekleri sunmuşlardır. 17. yüzyıl ise rubainin altın çağı olarak kabul edilir. Bu dönemde Azmizâde Haletî öne çıkarak yaklaşık bin rubai kaleme almıştır.
Cumhuriyet Dönemi’nde ise en büyük rubai ustası Yahya Kemal Beyatlı olarak bilinir. Dönemin diğer önemli rubai yazarlarından biri de Arif Nihat Asyadır.
Rubai Nazım Şeklinin Başlıca Özellikleri
- Rubai kelimesi, “dörtlük” ya da “dörtlü” anlamına gelir.
- Sadece dört dizeden oluşur.
- Rubailerde anlam yoğunluğu ve derin düşünceler ön plandadır. Dört dizeyle önemli bir düşünceyi kısa ve öz bir şekilde ifade etmek, rubainin temel özelliklerindendir.
- Aşk, şarap, hayatın çeşitli nimetlerinden yararlanma, yaşam felsefesi, hayatın anlamı, tasavvuf ve ölüm gibi temalar işlenir.
- Rubailerde ilk iki dize, asıl mesajın verileceği üçüncü ve dördüncü dizelere hazırlık niteliğindedir. Özellikle üçüncü dize, düşüncenin en etkili bir şekilde vurgulandığı yer olarak bilinir.
- Rubailer belirli bir aruz kalıbıyla yazılır. Aruzun hezec bahrinden 24 farklı kalıp ve “ahreb” ile “ahrem” adlarıyla anılan iki grup vezin kullanılır. Rubaiyi nazım ile kıt’adan ayıran özellik de budur. Mefûlü ile başlayan 12 vezin kalıbı “ahreb”; mef’ûlün ile başlayan 12 vezin kalıbı ise “ahrem” olarak adlandırılır. Türk şiirinde daha çok ahreb kalıbı tercih edilmiştir.
- Her dize farklı ölçüde olabileceği gibi, dört dizesi de aynı ölçüde olabilir. Ancak bir rubai içinde kullanılan farklı vezinlerin aynı gruptan olması zorunludur.
- Kafiye düzeni genellikle “aaxa” biçimindedir. Rubailerin birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı, üçüncü dizesi ise serbesttir. Bununla birlikte “xaxa” ve “aaaa” gibi kafiyelenme biçimleri de vardır.
- Dört dizesi birbirine kafiyeli olan rubailere “ruba’-i musarra” ya da “terane” denir.
- Divan Edebiyatı’nda diğer nazım biçimleri kadar yaygın bir kullanım alanına sahip değildir. Bunun sebebi, sadece dört dizede bir fikri ifade etmenin zorluğudur.
- Rubai nazım biçimi, ince duygular, düşünceler ve nükteli ifadeler için son derece uygundur; bu nedenle Divan Edebiyatı’nın nazım türleri arasında günümüze kadar canlı kalmayı başaran tek nazım biçimidir.
- Rubailerde genellikle mahlas yer almaz.
- Rubailer, divan şairlerinin eserlerinin sonunda “rubaiyyat” başlığı altında ve kafiyenin son harflerine göre sıralanır.
Türk Edebiyatında Kullanılan Rubai Kalıpları:
- mefûlü mefâ’îlü mefâ’îlü fe’ûl
- mefûlü mefâ’îlü mefâ’îlün fâ’
- mefûlü mefâ’ilün mefâ’îlü fe’ûl
- mefûlü mefâ’îlün mefûlün fâ’
Rubai ile İlgili Örnekler
Örnek 1
Ovada herr kızıl lalenin teni
Bir padişahın kanıyla beslendi
Yerden biten şu mor menekşe yok mu
Bir güzelin yanağındaki bendi
Ömer Hayyam
Örnek 2
Ne sen sensin, Ne de ben ben
Ha sen sensin. Ha ben ben
Hem sen sensin, Hem de ben ben
Kim Söyler misin? Nedir? O sen, ben
Ömer Hayyam
Örnek 3
Ey özünün sırlarına akıl ermeyen
Suçumuza, duamıza önem vermeyen
Günahtan sarhoştum, ama dilekten ayık
Umudumu rahmetine bağlamışım ben
Ömer Hayyam
Örnek 4
Akıl bu kadehi övdükçe över
Alnından sevgiyle öptükçe öper
Zaman Usta’ysa bu canım nesneyi
Hem yapar hem kırıp bin parça eder
Ömer Hayyam
Örnek 5
Bilgenin yüreğinde herr dilek
Anka kuşu gibi gizli gerek
Damla nasıl inci olur denizde
Sedefler içinde gizlenerek
Ömer Hayyam
Örnek 6
İçin temiz olmadıktan sonra
Hacı hoca olmuşsun, kaç para
Hırka, tespih, post, seccade güzel
Ama Tanrı kanar mı bunlara
Ömer Hayyam
Örnek 7
Her sabah yeni birr gün doğarken
Bir gün de eksilir ömürden
Her şafak birr hırsız gibidir
Elinde birr fenerle gelen
Ömer Hayyam
Örnek 8
Kim demiş haram bilmez Hayyam
Ben haramla helali karıştırmam
Senle içilen şarap helaldir
Sensiz içilen su bile haram
Ömer Hayyam
Örnek 9
Ey zaman, bilmez misin ettiğin kötülükleri
Sana düşer azapların, tövbelerin beteri
Alçakları besler, yoksulları ezer durursun
Ya bunak birr ihtiyarsın, ya da eşeğin biri
Ömer Hayyam
Örnek 10
Sevgili, seninle ben pergel gibiyiz
İki başımız var, birr bedenimiz
Ne kadar dönersem döneyim çevrende
Er geç başbaşa verecek değil miyiz?
Ömer Hayyam
Örnek 11
Mal mülk düşkünleri rahat yüzü görmezler
Bin birr derde düşer, canlarından bezerler
Öyleyken, ne tuhaftır, yine de övünür
Onlar gibi olmayana adam demezler
Ömer Hayyam
Örnek 12
Ahvâl-i cihânı herr zaman söyleşelim
Amma gam-ı aşkımız nihân söyleşelim
Ey vâkıf-ı râz-ı aşk olan ârif-i cân
Ney gibi seninle bî-zebân söyleşelim
Azmizade Haleti
Örnek 13
Ya Rab dilimi sehv ü hatâdan sakla
Endişemi tezvîr ü riyâdan sakla
Basdım reh-i vâdî-i rubâîye kadem
Ta’n-ı har-ı nâdân-ı dü-pâdan
sakla
Nef’i
Örnek 14
Ol göz ki yüzün görmeye göz dime ana
Şol yüz ki tozun silmeye yüz dime ana
Şol söz ki içinde sanemâ vasfun yoh
Sen bâd-ı hevâ dut anı söz dime ana
Kadı Burhanettin
Örnek 15
Kimdir ki gamında nâle vü zâr etmez
Derdin sana nâle ile ızhâr etmez
Feryâdına hiç kimsenin yetmezsin
Feryâd ki Feryâd sana kâr etmez
Fuzûlî