GÜNLÜK YAZMA SANATI:
Günlük yazmak, basit bir olay özeti veya sıradan bir günün kaydı değildir. Aksine, günlük yazmak, yaşanmışlıkların derinliklerine inme, duygusal ve düşünsel dünyayı keşfetme ve kişisel izlenimleri özgün bir şekilde ifade etme sanatıdır.
Günlük Yazmanın Temel İlkeleri:
- Gözlem ve İzlenim: Günlük yazmanın temel taşlarından biri, gözlem yeteneğidir. Yazar, çevresinde olup bitenleri dikkatle gözlemlemeli, detayları yakalamalı ve bunları kişisel süzgecinden geçirerek izlenimlere dönüştürmelidir.
- İçtenlik ve Samimiyet: Günlük yazarken duygular ve düşünceler açıkça ifade edilmeli, içten ve samimi bir dil kullanılmalıdır.
- Özgünlük: Her yazarın kendine özgü bir sesi ve bakış açısı vardır. Günlük yazarken bu özgünlüğü yansıtmaya çalışmak önemlidir.
- Tarih ve Zaman: Günlük yazmaya başlarken tarih atmak, yazılanların zaman içindeki yerini belirlemek açısından önemlidir.
- Yalın ve Akıcı Dil: Günlük yazarken konuşma diline yakın, sade ve akıcı bir dil kullanılmalıdır.
Günlük Yazmanın Faydaları:
- Duygusal ve zihinsel sağlığı iyileştirir: Günlük yazmak, duyguları ifade etmeye ve stresi azaltmaya yardımcı olabilir.
- Yaratıcılığı geliştirir: Düşünceleri ve duyguları yazıya dökmek, yaratıcılığı tetikleyebilir.
- Kendini tanımayı sağlar: Günlük yazmak, kişinin kendi iç dünyasını daha iyi anlamasına yardımcı olur.
- Geçmişi hatırlamayı kolaylaştırır: Yaşanmış olayları ve duyguları kaydetmek, geçmişi hatırlamayı kolaylaştırır.
Günlük Yazarken Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Düzenli yazmaya çalışın: Her gün yazmak mümkün olmasa da düzenli olarak yazmaya gayret etmek önemlidir.
- Kendinizi sansürlemeyin: Günlük yazarken kendinizi ifade etmekten çekinmeyin, duygularınızı ve düşüncelerinizi özgürce yazın.
- Detaylara yer verin: Olayları anlatırken detaylara yer vermek, yazıyı daha canlı ve ilginç hale getirir.
- Farklı konularda yazın: Sadece günlük olayları değil, hayallerinizi, hedeflerinizi, okuduğunuz kitapları veya izlediğiniz filmleri de yazabilirsiniz.
Örnek Günlük Yazısı:
14 Haziran
Hacer Hanım ansızın çıkageldi. Onu çoktan ölmüş sanmıştım, bu kadar uzun süre habersiz kalmamıştı hiç. Geçen yaz geldiğinde zaten hastaydı; çarpıntı, damar sertliği, bitmek bilmeyen bir gerginlik… Hayatını anlatsa roman olurdu. Zaten birkaç öyküme konuk oldu. Katherine Mansfield’in sözleriyle “Geçmişini düşünüp ağlayacak vakti yok onun. İyi ki de yok. Çünkü bir kere başlasa gözyaşları hiç dinmez.” “Üstelik dünyada bu kadar gözyaşı dökebileceği başka bir yer de yok.” (Tomris Uyar)
Bu örnekte Tomris Uyar, Hacer Hanım’ın ani ziyareti karşısında duyduğu şaşkınlığı ve Hacer Hanım’ın zorlu yaşamına dair izlenimlerini içtenlikle dile getiriyor. Kısa ve öz anlatımıyla okuyucuyu da Hacer Hanım’ın yaşam öyküsüne ortak ediyor.