Walter Scott (1771-1832)

Walter Scott (1771-1832), İskoç bir romancı, şair ve tarihçidir. İskoçya’nın tarihini ve kültürünü konu alan romanlarıyla tanınır.

Hayatı ve Kariyeri:

  • Erken Dönem: Walter Scott, 1771 yılında Edinburgh, İskoçya’da doğdu. Çocukluğu boyunca sağlık sorunları yaşadı ve okula düzenli olarak gidemedi. Ancak, kendi kendine okuyarak geniş bir bilgi birikimi kazandı.
  • Şiir Başarısı: Scott, gençlik yıllarında şiirler yazmaya başladı. 1805 yılında yayınladığı “Lay of the Last Minstrel” adlı şiiri büyük bir başarı elde etti.
  • Romanlar: Scott, 1814 yılında yayınladığı “Waverley” romanıyla roman yazarlığına adım attı. Bu roman, İskoçya’nın 18. yüzyıl tarihini konu alıyordu. Scott, daha sonra “Ivanhoe”, “Rob Roy” ve “Quentin Durward” gibi birçok başarılı roman daha yazdı.
  • Tarihçi Kimliği: Scott, aynı zamanda bir tarihçi olarak da tanındı. İskoçya tarihi üzerine birçok eser kaleme aldı.
  • Son Yılları: Scott, son yıllarında maddi zorluklar yaşadı. 1832 yılında hayatını kaybetti.

Edebi Mirası:

  • Tarihsel Romanlar: Scott, tarihsel roman türünün öncülerinden biri olarak kabul edilir. Romanlarında İskoçya’nın tarihini, kültürünü ve geleneklerini canlı bir şekilde anlatmıştır.
  • Ulusal Kimlik: Scott’ın eserleri, İskoç ulusal kimliğinin oluşmasında önemli bir rol oynamıştır.
  • Dil ve Üslup: Scott, sade ve anlaşılır bir dil kullanarak eserlerini geniş bir okuyucu kitlesine ulaştırmıştır.

Mirası:

Walter Scott, İskoç edebiyatının en önemli isimlerinden biridir. Romanları, tarihsel roman türünün gelişimine büyük katkı sağlamıştır. Ayrıca, İskoçya’nın kültürünü ve tarihini dünya genelinde tanıtmasına yardımcı olmuştur.

Walter Scott, 15 Ağustos 1771 tarihinde İskoçya’nın ünlü başkenti Edinburgh şehrinde dünyaya gelmiştir. Hayatının büyük bir kısmı, doğup büyüdüğü bu şehirde geçmiştir. Eğitim hayatını da yine doğduğu şehirde sürdüren Scott, Edinburgh Üniversitesi’nde hukuk eğitimi alarak, gelecekte bir avukat olarak çalışma yoluna girmiştir. Ancak hukuk, Scott’ın tek ilgi alanı olmamıştır. Özellikle genç yaşlarda halk şarkılarına, masallarına ve efsanelerine karşı derin bir ilgi beslemiş ve bu alanlarda derin araştırmalar yapmıştır. 1803 yılında, halk oyunlarına olan bu tutkusunu bir adım öteye taşıyarak, üç ciltlik kapsamlı bir halk oyunları incelemesi yayımlamıştır. Bu eser, onun folklor ve halk kültürü konusundaki bilgisini gözler önüne sermiş ve edebi çevrelerde dikkat çekmesine neden olmuştur.

Walter Scott’ın İskoç kökenli oluşu, eserlerinde İskoç kültürü ve tarihine derin bir bağlılıkla yer vermesine neden olmuştur. İskoçya’nın mistik efsaneleri ve folkloru, onun edebi eserlerinin temelini oluşturmuştur. 1805 yılından sonra, İskoç kültürü ve efsanelerine dayanan şiirler kaleme almaya başlamıştır. Ancak dönemin iki büyük şairi olan Lord Byron ve Percy Bysshe Shelley gibi dev isimlerin gölgesinde kalmaktan kurtulamamıştır. Bu şairler, edebiyat dünyasında çok daha büyük yankı uyandırmış ve Scott’ın şiirsel çalışmalarının ikinci planda kalmasına neden olmuştur. Yine de, Walter Scott edebi çevrelerde saygı görmüş ve ilerleyen yıllarda İngiliz kraliyeti tarafından “Baron” ve “Sir” unvanlarıyla onurlandırılmıştır. Bu unvanlar, onun edebi kariyerinin yanı sıra, İskoç kimliği ve kültürel mirasına olan katkılarının da bir göstergesi olmuştur.

Walter Scott, İngiliz edebiyatı içerisinde tarihi roman türünün öncüsü ve kurucusu olarak kabul edilir. Folklor ve efsanelere olan büyük ilgisi, romanlarına da yansımıştır. Scott, İskoçya’nın zengin tarihî mirasını ve efsanelerini modern edebiyata taşımış ve bu temalar üzerine kurulu eserler vermiştir. 1814 yılında yayımladığı “Waverly” adlı romanı, tarihi roman türünde bir başlangıç noktası olarak kabul edilir. Ancak bu eser, o dönemde çok fazla ses getirmemiş ve edebi çevrelerde büyük yankı uyandırmamıştır. Waverly romanı, her ne kadar zamanında hak ettiği ilgiyi görmemiş olsa da, sonradan tarihî roman türünün temel taşlarından biri olarak kabul edilmiştir. Scott, Waverly roman serisinin devamı niteliğinde olan “Kara Şövalye” adlı eseriyle büyük bir başarıya ulaşmış ve adını İngiliz edebiyatına altın harflerle yazdırmıştır. Bu roman, İskoçya ve İngiltere tarihini edebi bir bakış açısıyla ele almış ve halk arasında büyük ilgi görmüştür.

Walter Scott, çoğu sanatçının ancak ölümünden sonra elde ettiği şöhreti hayattayken kazanmış nadir yazarlardan biridir. Eserleri, halk tarafından büyük ilgi görmüş ve kısa süre içinde geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır. Scott, popülaritesini artırdıkça maddi olarak da büyük kazançlar elde etmiş, ancak yanlış yatırımlar ve mali hatalar sonucunda ciddi bir borç yükü altına girmiştir. Hayatının son yıllarını, bu borçları kapatma çabasıyla geçirmiştir. Ne var ki, Scott bu borçlardan kurtulmayı başardığında, bu kez de ağır sağlık sorunları yaşamaya başlamıştır. İtalya‘da tedavi görmeye çalışmış, ancak hastalığına yenik düşerek 21 Eylül 1832 tarihinde hayata gözlerini yummuştur.

Walter Scott, sadece İskoçya ve İngiltere’de değil, dünyanın birçok yerinde tanınan bir yazar ve şair olarak edebiyat tarihine adını altın harflerle kazımıştır. Klasik sanatçılar arasında sayılan Scott, tarihi roman türüne getirdiği yenilikler ve eserlerinde folklorik unsurlara yer verişiyle edebiyat dünyasında kalıcı bir etki bırakmıştır.

En Önemli Eserleri

  • Kara Şövalye
  • Waverly
  • İvanhoe

Yorum yapın